0.5

1.1K 74 38
                                    

Mevsimlik elbisemle, cenaze alayını izlerkenGeçtim meyveli ağaçlarla, mis kokan bahçelerden

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


Mevsimlik elbisemle, cenaze alayını izlerken
Geçtim meyveli ağaçlarla, mis kokan bahçelerden.
Bir çiçek kopardım, son kez ona baktım
Çiçeğimi taktım, göğsüme

~

Uzun zamandır duymadığım müziğin sesini açmıştım sonuna kadar. Hayatımdaki kararları verirken çıkmayan sesimden daha yüksekti müzik, iyileştiriyordu sanki ruhumu.

Radyodan hafif bir tiz ses yükseldi, sonra şarkı devam etti. Üç gündür kendimi kapattığım, çıkmadığım odada gezdirdim gözlerimi. Aklıma düşen o görüntülerimiz ile içimdeki bir parça mutluluk yavaşça söndü, sigaranın ucu gibi, külleri döküldü ayaklarıma.

Flashback!

Tutundu sımsıkı dudaklarıma, bir uçurumdan düşecekmiş gibi. Kolları içine saklamak ister gibi her dakika daha da sıkıyordu bedenimi, bırakırsa uçacağımı sandığı bir güvercin gibi tutuyordu ellerinin arasında.

Şaşkınlık, korku hepsi harmanlanıp önüme sunulmuş lezzetli bir yemek gibiydi, sürekli bedenimde dolanıyordu. Dizlerim ayakta durmakta zorlanıyordu, kollarında olmasaydım düşecektim.

Geldim sonra kendime.

Öpmüyordu, dudaklarımın üzerinde gül kurusu dudaklarını tutuyordu sadece. Hareket etmek istediğini, devamının gelmesini istediğini titreyen dudaklarından anlıyordum.

Göğsü ile göğsümün arasına özgürlüğüm gibi sıkışıp kalmış olan kollarımı göğsüne koyup ittirdim tüm vücudunu. Kılı bile kıpırdamamıştı, bir kere daha ittirdim. Hayatlarımız gibi birbirine yapışan dudaklarımızı ayırdı. Kahve aromalı nefesini verdiğinde benim dudaklarımda zemheri gibi yayıldı, düşman gibi içeriye doğru sızdı.

Kısa sürede olsa nefessiz kalmam derin derin soluklanmama neden oldu. Yollarımı kapattı, kaçışlarımı, aklımı, dudaklarımı çaldı sanki benden.

"Ne yaptın sen?" Derin derin alıp verdiğim nefeslerimin arasından fısıldarmış gibi çıkmıştı sesim. Hayatımdan gitmesini istediğim gibi ittirmeye çalışmıştım vücudunu.

"Cennet'im,"

"Defol! Siktir git hayatımdan, ne yaptığını sanıyorsun sen? Nasıl öpersin beni?!" Uzaklaştırdım tüm vücudumu ondan. Mesafe açıldıkça nefesim düzene giriyor, sakar kalbim teklemeyi bırakıyordu.

Tek kelime etmedi, sadece gözlerinin yarısı öfkeden barut gibi yanıyor diğer yarısı pişmanlıktan kavruluyor gibiydi. İlk defa dediğimi yapıp gitti odadan.

Öfkem gidişi ile daha da çoğalırken, ondan çıkaramadığım hıncımı etraftaki eşyalardan çıkarmıştım. Elime alabildiğim tüm eşyaları kapıya fırlatmış, ona zarar veriyormuş gibi içimi rahatlatmaya çalışmıştım.

CANHIRAŞ KATİLİM |18 Donde viven las historias. Descúbrelo ahora