"Arkadaşım olmak istiyor musun?"

395 44 114
                                    

"Bütün enerjini topla Plagg, dışarı çıkmak için Kara Kedi'ye ihtiyacım olacak."

Kwami ağzındaki peyniri yutup konuştu.

"Ben ne yapıyorum sanıyorsun?"

Onlar konuşurken odanın kapısı açılınca kwami aceleyle saklandı. Gelen Gabriel'dı. Sarışının yüzü düşerken bakışlarını babasından kaçırdı ve belli belirsiz mırıldandı.

"Biliyorum, okula gidemeyeceğim ve sorumluluklarımdan kaçmam affedilemez baba."

Gabriel ses çıkarmadan sarı saçlının önüne, yatağına, oturdu ve dikkatlice oğluna baktı. Sarı saçlı olan bakışlarını yere eğerken babasından gelecek her türlü söze hazırdı. Söyledikleri dışında...

"Adrien, son zamanlarda çok üzgün olduğunu ve seni ihmal ettiğimi biliyorum. Bütün istediğim senin iyiliğin oğlum."

Sarışın şaşırsa da kafasını kaldırıp yüzüne bakmadı. Gözleri istemsizce dolarken "Bunu o kadar çok duydum ki adım gibi biliyorum artık." diye düşündü. Ya fena hâlde kandırılıyordu ya da ortada kendi iyiliği için olan bir şey göremeyecek kadar kördü...

"Bana kızmanı anlıyorum. Bak, her ne kadar yaptığının yanlış olduğunu fark etmeni istesem de sen tutsak değilsin oğlum. Belki dışarı çıkmak seni biraz mutlu eder?"

"Korumam olmadan çıkmam mümkün mü ki?"

"Adrien, bunu yapamayacağımı biliyorsun."

"Öyleyse belki de "yanlışımı" fark edene kadar tutsak kalmalıyım."

Eliyle her an akabilecek olan gözyaşını sildi ve ilk kez babasına baktı.

"Odamdan çıkmanı rica edebilir miyim baba?"

Gabriel bir iki saniye duraksasa da yerinden kalktı ve odadan çıktı. O çıkınca kwami göründü.

"Korumandan seni gemiye götürmesini isteseydin aynı şey olmayacak mıydı?"

"Babamın bana hakkım olanı vermesinin bir lütuf gibi oluşuna katlanamıyorum Plagg. Onun iznine ihtiyacım yok."

...

Sarışın Kara Kedi olarak saklandığı yerden Adrien olarak çıkarken kararlı adımlarla gemiye doğru yürüdü. "Ve bana eskisi gibi davranırsan...". Tanrı aşkına, eskiden ona nasıl davranıyordu ki? Her ne kadar yere sert adımlarla bassa da şimdiden heyecanlanmaya ve kafası karışmaya başlamıştı. Vazgeçmemek için adımlarını hızlandırdı. Gemiye doğru yaklaştığında mavi saçlının girişe yakın bir yerde durup suyu izlediğini gördü. Adımları yavaşlasa da durmadı ve sonunda varmıştı işte...

"S-selam."

Sesini duyan mavi saçlı genç ona döndü.

"Selam Agreste, seni bu kadar erken görmeyi beklemiyordum."

Sarışın bu vakitlerde çoktan okuldan çıkmış olduğunu bir kez daha aklından teyit etti.

"Erken mi ki?"

Mavi saçlı gülümsedi.

"Hayır ama akşama doğru geleceğini ve sadece "Benden uzak dur Couffaine." deyip gideceğini düşünmüştüm."

Sarı saçlı olanın yanakları kızardı.

"Geleceğim dedim ve geldim işte."

Fools | LukadrienWhere stories live. Discover now