Küçük (Biraz Büyük) Bir Hata

1.7K 110 158
                                    

1 hafta sonra öğle arası~

Kazutora:
"Hadi konuş onunla."

Takemichi:
"Kazutora dur!"

Kazutora:
"Merhaba Mikey. Benim işim çıktı görüşürüz. (Kapıyı kapatır)"

Takemichi:
"Kazutora!"

Mikey:
"Takemichi?"

Kazutora Takemichi'yi sürükleye sürükleye yanıma getirdi. Sonra da Kazutora ikimizi yalnız bıraktı.

Mikey:
"Yanıma otursana Takemichi."

Takemichi:
"Hm?"

Bir şey demeden yanıma oturdu. Çekingen duruyordu.

Mikey:
"Takemichi."

Benim ona seslenmemle irkilmişti:
"Ha? Efendim."

Mikey:
"Hiç sadece konuşmak istemiştim. Az önceden beri parmaklarınla oynuyorsun da."

Takemichi:
"Hayır öyle değil."

Mikey:
"Ne öyle değil?"

Takemichi:
"Senden etkilenmedim."

Mikey:
"İyi de ben onu demedim ki."

Takemichi:
"(İçinden: Sıçtım) Ne, demedin mi? Heh bana öyle geldi sanırım."

Bu çocuk bana çok aptal geliyordu. Aslına bakılırsa onu sevmemiştim. Zaten bayağı çelimsizdi işime de yaramazdı. Ama güzeldi. Bilmiyorum en azından bana öyle geliyordu.

Takemichi:
"Mikey-kun?"

Mikey:
"Hm?"

Takemichi:
"Böyle dövüşmeyi nereden öğrendin?"

Mikey:
"Bakıyorum da bayağı meraklısın."

Takemichi:
"Şey özür."

Mikey:
"Büyükbabamın bir dövüş kursu var. 4 yaşımdan beri oradayım."

Takemichi:
"Karşındaki iri yarı çocukları yere yatırman çok etkileyici."

Mikey:
"Bak bana bunu çok kişi demez. Etkileyici olduğumu söylemekten çok bana karşı gelmeye çalışırlar."

Takemichi:
"Yanlış bir şey mi dedim?"

Mikey:
"Yok öyle değil. Hoşuma gitti."

Takemichi:
"Hmm."

Bir çocuk telaşla içeri girdi:
"Takemichi, koş lan Takuya'yı dövüyorlar."

Takemichi:
"Hadi be."

Mikey:
"Bir sorun mu var?"

Takemichi:
"Benim gitmem gerek görüşürüz Mikey-kun."

Kızıl saçlı, kafasında bir sürü toka olan çocukla birlikte dışarı çıktı. Ben de yalnız kaldım. Öylece düşünmeye başladım. Düşündüğüm şeylerin hepsi de boş şeylerdi.

2 hafta sonra~

Dışarıda oturuyordum. Akşam üstüydü.

Toman'da kaos ortamı oluşmuştu. Nasıl tekrar toparlayacağımı da bilmiyordum. Sinirlerim aşırı derecede bozuktu. Kendi kendimi kemiriyordum. Kimseye zarar vermemek için herkesi yanımdan uzaklaştırmıştım. En azından bir sürelik.

Takemichi yanıma geldi:
"Mikey-kun!"

Mikey:
"Git başımdan Takemichi."

Takemichi:
"Sorun ne?"

Mikey:
"Bir şey yok dedim ya. Darlama insanı."

Takemichi:
"Bana anlatabilirsin."

Mikey:
"Anlatılacak bir şey yok."

Takemichi:
"Bir şey var. Anlat işte."

Mikey:
"Takemichi, bir şey yok dedim ya!"

Ona elimi kaldırmış bulundum. O da doğal olarak korkmuştu. Elimi kaldırmıştım kaldırmasına da bir türlü ona vuramadım işte. İçimde bir şeyler ona zarar vermeme engel oldu. İyi ki de engel oldu. Çünkü elimi kaldırdığıma bile pişman oldum. Sonuç olarak onun bir suçu yoktu. Sadece beni merak etmişti.

Takemichi'nin gözleri dolmuştu. Kalktı, bana hayal kırıklığına uğramış gözleriyle baktı ve bir şey demeden koşarak uzaklaştı.

Mikey:
"Takemichi!"

2 saat sonra~

Yine aynı yerimde oturuyordum.

Kazutora:
"Mikey! Ne yaptın lan sen?"

Mikey:
"Ne var?"

Kazutora:
"Takemichi yanıma ağlayarak geldi. Çocuk perişan olmuş. 'Mikey' dedi ne yaptığını söylemedi. Ne yaptın lan çocuğa?"

Mikey:
"Kazutora git başımdan."

Kazutora:
"Beni susturma."

Mikey:
"Ona vurmaya kalkıştım. Oldu mu istediğin?"

Kazutora:
"İyi de neden?"

Mikey:
"Toman'daki olayları biliyorsun, sinirlerim bozuktu."

Kazutora:
"Takemichi'nin bir suçu yoktu. Çocuğun gözlerinden kan gelecekti az daha."

Mikey:
"Amacım bu değildi. Ayrıca ona vurmadım bile neden o kadar ağladı?"

Kazutora:
"Sana çok değer verdiği için olabilir mi acaba?"

Mikey:
"Haklısın."

Kazutora:
"Tek diyeceğin bu mu? Off boşversene ben Takemichi'nin yanına gidiyorum."

Ona cevap vermedim. Bundan pişmanlık duyduğumu da belli etmedim.

𝑩𝒊𝒓 𝑰̇𝒄̧𝒊𝒎 𝑺𝒖 | 𝑻𝒂𝒌𝒆𝒎𝒊𝒌𝒆𝒚Where stories live. Discover now