Geçmişe

827 51 25
                                    

Yazar notu: Mikey el sıkışmaya ihtiyacı olmadan geçmişe gidebiliyor. Yani 2005'ten gerisine.

Birkaç gün sonra~

Mikey:
"*Takemichi'nin kucağına oturur* Bebeğim hadi yapalım mı?"

Takemichi belimi kavradı:
"Mikey. Daha yaran iyileşmedi."

Mikey:
"Bir şey olmaz."

Takemichi:
"Hayır. Zaten bundan bir zevk almayacaksın emin ol."

Mikey:
"*Kucağından kalkar* Aman be. (İçinden: Sanki giren sana girecek sanane)"

Takemichi:
"Hiç trip atma. İyiliğin için söylüyorum."

Mikey:
"Tamam off. Yaram iyileşince olur değil mi?"

Takemichi:
"Off tamam olur."

Mikey:
"Ehehe"

Takemichi:
"Benim canım sıkıldı ya."

Mikey:
"Dışarı çıkalım mı?"

Takemichi:
"Hmm peki."

Takemichi ile biraz dışarıda dolaşmaya çarşıya çıktık.

Takemichi:
"Ben şuradaki dükkana gideceğim."

Mikey:
"Tamam ama fazla uzaklaşma."

Takemichi:
"Tamamdır."

Yaklaşık yarım saat olmuştu. Takemichi hâlâ gelmemişti. Merak edip bir kontrol amaçlı söylediği yere gittim.

Mikey:
"Takemichi?"

Gördüğüm manzara hiç de iç açıcı değildi. Takemichi yerde yatıyordu. Yerde kan vardı, bir sürü kan. Kanın kaynağı Takemichi'nin karnıydı. Belli ki karnından bıçaklanmıştı. Hemen nabzını kontrol ettim ki nabzı atmıyordu. Kalbime bir bıçak saplanmış gibiydi. Nefes alamıyordum. Öylece olduğum yere çöküp ağlamaya başladım.

Haku'nun adamları öldürmüş. Kamera kayıtlarından öğrendim. Kesin o takıntılı herif sevgilimin o olduğunu öğrenmişti. Takemichi benim yüzümden öldü. Onu benim gibi bir pisliğe bulaştırmamalıydım.

O gün Takemichi'nin nasıl öldüğünü iyice araştırdım, her bir ayrıntısına kadar. Artık tamamen hazırdım.

Gece~

Pekala hazırım. Her detayı öğrendim. Şimdi tek yapmam gereken uyumak. Bu düşüncelerimin arasında uykuya daldım.

Sabah~

Shinichiro:
"Manjiro"

Mikey:
"Ha?"

Shinichiro:
"Manjiro kalk hadi kahvaltı hazır."

Mikey:
"Abi?"

Shinichiro:
"Kalk hadi."

Mikey:
"Abi, sen misin?"

Shinichiro:
"*Yanına gelir* Hey, neden ağlıyorsun?"

Mikey:
"*Ağlayarak sarılır* Abi!"

Shinichiro:
"İyi misin?"

Mikey:
"*Ağlama hıçkırıkları ile* Seni çok özledim."

Abim sırtımı sıvazlayarak:
"Şşş sakin, bir şey yok." Sesi çok güzeldi. Kahretsin sesi çok güzeldi. Onun o güzel sesini uzun zamandır duymamıştım. Âdeta ilaç gibi geldi. "Hadi içeri gel."

Mikey:
"Tamam."

Tarihe baktığımda yıl 2001'di. Tam 4 yıl geriye gitmiştim. Doğum günüme 2 ay vardı. Yani abimin ölümüne 1 ay var.

Banyoda aynanın karşısına geçtim. Pekala Mikey, bu benim son şansım. 3 kişiyi kurtarmam gerek. Eğer abimi kurtarırsam Kazutora bizden ayrılmayacağı için Baji de ölmez. Yani bir taşla iki kuş. Takemichi için henüz bir şey düşünemedim off.

Emma:
"Abi hadi!" Emma'nin sesiyle irkildim.

Mikey:
"Bağırmasana be!"

Kahvaltıda~

Mikey:
"Abi."

Shinichiro:
"Hım?"

Mikey:
"Ben senin yanında çalışmak istiyorum. 1-2 ay kadar."

Shinichiro:
"Nereden aklına geldi şimdi bu."

Mikey:
"Sana yardımcı olmak istiyorum."

Shinichiro:
"Büyükbaba?"

Büyükbaba:
"Kursu aksatmadığı sürece sorun yok."

Shinichiro:
"Benim için de bir sıkıntı yok."

Mikey:
"Evvet."

4 gün sonra~

Mikey:
"Off çok yoruldum."

Shinichiro:
"Hiç mızmızlanma. Sen istedin gelmeyi."

Mikey:
"Tamam tamam."

Biraz sonra bir kadın içeri geldi. Yanında bir çocuk vardı. Kadının abimle işi varmış. O işiyle ilgilenirken ben de çekingen oğluna baktım.

Mikey:
"Hey, utanmasana."

Çocuk:
"..."

Mikey:
"Adın ne?"

Çocuk:
"Hanagaki."

Anladım ki o çocuk Takemichi'nin 10 yaşındaki hâliymiş.

Mikey:
"Takemichi, sen çok güzelsin."

Takemichi'nin annesi:
"Hadi Takemichi, gitmemiz gerek."

Mikey:
"*Gözleri dolar* Yine gel Takemichi."

Takemichi bana masumca baktı ve gitti. Aklıma yerde yattığı görüntüsü geldi. Yine içim acıyordu.

Shinichiro:
"Noldu sen yine neden ağlıyorsun?"

Mikey:
"Hiç bir şey."

Shinichiro:
"O çocuk yüzünden mi? Kim o arkadaşın mı?"

Mikey:
"Arkadaş çok da doğru bir kelime değil aslında."

Shinichiro:
"Biraz karmaşık diyorsun yani. Anladım."

O gün yine abimle dükkanı çevirmeye devam ettik. Onunla vakit geçirmek bana çok iyi geldi.

𝑩𝒊𝒓 𝑰̇𝒄̧𝒊𝒎 𝑺𝒖 | 𝑻𝒂𝒌𝒆𝒎𝒊𝒌𝒆𝒚Where stories live. Discover now