+ 9. Bölüm +

10 0 0
                                    

Uzun bir aradan sonra Merhabalar tekrardan bu hikayeyi yazdığım da 17 yaşında lise üçe giden bir öğrenciydim. Şimdi ise liseden mezun olmuş ve bazı yanlış tercihlerden dolayı üniversiteye gidememiş ve çalışan bir gencim. Kendi memleketime yerleşerek hayata yeniden başladım.

2 ay  sonra ;

Dövmeli ve mor kafayla yakınlığımız gün geçtikçe artmış ve yakın arkadaş olmak üzereydik. Tabi plan gereği böyleydi benim tek bir yakınım vardı o da Elya onu da biliyorsunuz zaten .

Yarıyıl tatiline az kalmıştı ve biz Elya ile Bolu'da bulunan dağ evine gitme planı yapmıştık tabi bir aksilik olmazsa.
Abimin ölümünün üstünden 2 ay geçmişti ve ben azda olsa alışmıştım bazı zamanlar çok arıyordum ama insan her şeye alışıyor.
Şirkette işler yolunda gidiyordu her şey olması gerektiği gibi rayın da ilerliyor.

Hiç derdim yokmuş gibi perfonmarslar , sınavlar ve bazı kendini bir şey sanan hocalarla hayat çok zor geçiyor her Allah'ın günü sabır sabır diyerek geçiyordu.

Neyse gelelim dövmeli ye kendisi ile aramızda çok güçlü bir çekim var. Ne yazik ki düşmanım olan biri ile birşeyler yaşayamam.

Gel gör ki dudakları çok öpülesi duruyor , dövmelerinin hikayesini çok merak ediyor ve teker teker dokunmak istiyorum.

Kendine gel Mirya !

Elya ise Arel ile ufak ve tatlı tatlı flörtleşiyorlar. Onun adına çok mutluyum her zaman mutluluğu hak ediyor.
Planımız dahilin de mor kafayla sürekli olarak yan yana olmak beni fazlasıyla geriyor. Çünkü hiç çekilecek biri değil nedeni ise hani şey kızlar olur ya ufacık bir şeyi abartan kızlar olur ya mesela sınavdan 100 alamayıp 99 alınca dünyasi başına yıkılmış gibi ağlayanlar ve ilgi manyakları , umarım doğru bir örnek olmuştur.

Konudan konuya atlayarak beyninizi yaktığımın farkındayım ama banane.

Neyse evde oturmaktan canım sıkıldığı için yürüyüş yapmaya karar verdim ve bu yüzden üzerimi değiştirmek için odama gidiyorum bu sefer asansör ile değil merdivenleri çıkarak gidicem çünkü keyfi gönlüm öyle istiyor.

Uzun bir yolculuktan sonra nihayet odama vardım şaka şaka sigara kullandığım için zor çıktım merdivenleri en yakın zamanda bırakmam gerekiyor yoksa genç yaşımda ölücem.

Bunu diyen ben 2 ay önce intihar etmeye kalmıştım ama toparlandım arkadaşlar.
Siyah Nike pro taytimi giyerek üstüne soğukta daha çok üşümek için kısa bir sporcu crop ve yine Nike kapşonlu hırka giyerek odamdan çıktım.

Evimiz ormanlık alanda olduğu için yanıma sadece telefon , Bluetooth kulaklığımı ve evin anahtarlarını alarak evden çıktım.

Bir , iki , üç tempo diyerek hızlı hızlı yürümeye başladım. Formda kalmak için değilde kafamdaki sesleri susturmak için yürüyorum.

Yarım saatin ardından dinlenmek için bir ağacın gövdesine yaşlandım ve çalan müziği durdurdum. Kafamı sonsuz bir girdap gibi görünen gökyüzüne kaldırdım ağaçların kaplamak üzere olduğu gökyüzü sanki beni selamlıyor.

Yavaş yavaş esen rüzgar nefes almamı kolaylaştırıyor. Kuş cıvıltıları ise o anı bütünleştiriyor diye düşünürken bir an da izleniyor hissine kapıldım ve gözlerimi gökyüzünden çekerek ağaçların arkasına bakmaya başladım.
Görünürde hiç bir şey yok kafamda kuruyorum heralde en iyisi  eve gidip sıcak bir jakuzi keyfi yapmak.
Eve dönüş yolunda kendi kendime mırıldanarak giderken bir çıtırtı duydum bu sefer çalılıkların arasından geliyordu.
Korkak ve emin adımlar ile çalılığın oraya gidiyorum derin bir nefes alarak çalıyı çektim ve görmeyi beklediğim şey kesinlikle yaralı bir kurt değildi.
İrkilerek geriye doğru bir adım attım sonra kendime gelerek tekrar oraya gittim. Simsiyah tüylerle ve parım parım parlayan kırmızı gözler beni ürküttü. Ama çocukluğum dan bu yana kurtlara karşı ayrı bir ilgim vardı. Şimdi ise karşımda gerçek anlamda bir kurt görmek kaderin bana bir oyunu olmalıydı.
Eve çok az bir yol kalmıştı onu kucağıma alıp eve goturemezdim sonuçta vahşi bir hayvan ne yapacağı belli olmaz hem de yaralıyken.
Ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde düşünmeye başladım dâhi hane bir fikirle hızlı adımlar ile eve doğru koştum. Hızlı olmak adına veranda da ki korumadan açık yardım kutusunu istedim.

Elime aldığım kutu ile birlikte tekrar koşarak  kurtu gördüğüm çalılığa gittim. Yaklaştığımda bir hırlama  sesi duydum ve azda olsa korkarak yanına vardım.
Kurtcuğumuzun ayağı ısırılmıştı elime kutudan tentürdiyot ve pamuk alarak yaraya bastırdım. Tekrar hırlamaya başlamasıyla işimi hızlıca bitirdim ve bir cesaret ile kafasını sevdim.
Kafasını kaldırıp gözlerime bakan kırmızı gözler beni büyülemişti.
İyi olduğuna karar verip bu sefer yavaş adımlarla eve doğru yol aldım. Yaşadıklarım sanki fantastik bir roman gibiydi.
Eve varır varmaz  odama çıkarak sıcak bir jakuzi keyfi yapmak için üstümdekileri çıkardım.
Beni rahatlatan lavantalı solüsyonu jakiziye döktüm ve mumları yakarak jakuziye girdim.
Sıcak suyun etkisiyle gevşeyen bedenim uykumu getirdi beş dakika gözlerimi kapatmaktan bir şey olmaz değil mi?

Daha demin ben beş dakika dedim değil mi beş dakika olmuş yarım saat. İrkilerek uyandım su buz gibi olduğu için hemen çıkıp siyah bornozumu giydim.
Üzerime siyah esortman ve siyah crop giyerek saçlarımı da taradım.
Kısa oldukları için çabucak kuruyorlardı.
Uluma sesi duymamla terasa çıktım , ve gözlerim yine kırmızı gözleri gördü sanki odamı biliyormuşcasına  direk beni buldu.

Hikayenin gidişatını unuttuğum için çok yazmak istediğim bir kurguya çevirdim. İlerleyen bölümlerde daha iyi anlarsınız. Desteklerini bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAPSOLMUŞ BEDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin