25| incelikli düşler

2.1K 150 71
                                    

Ürküyorum Ömer Muaz. Ben bu yaşamdan henüz alışmamışken bir tokat daha yemekten ve yediğim bu tokatla isyana sürüklenmekten korkuyorum.

Yine buradayız Ömer Muaz'la. Daha birkaç ay önce kokusundan midemin bulandığı, sevdiğimi kaybetmeme şahitlik edecek bir binanın içinde bu sefer sevdiğim adamla geçmişimi peşimde bırakmak ve önüme bakmak için adımlar atıyorum.

Ellerimizi birbirine kavuşturdu Muaz ve hastane koridorlarında yürüdük. Bazen başımı kaldırıp ona bakmak istesem de hiç taviz vermeden dimdik yürüdü. Elimi tutuşu sıkılaştı. Saatine baktı. "Erken gelmişiz, on dakika var randevuya," dediğinde tebessüm edip "Bence tam zamanında," dedim. Gülen gözlerime baktı, yüzünde muzip bir ifade oluştu ama tam gülümsediği söylenemezdi. İnsan sıcak bakışlarından anlıyordu işte bu adamı. Gözleri güzel bakıyordu sahiden. İşgâl ettiğim yer onda anlam ifade ediyormuş gibi. Orası onun için çokça kıymetliymiş gibi.

O öyle baktığında kendimi o kadar genç ve güzel hissediyordum ki tepeden tırnağa bahar oluyordum.

Bakışlarıyla konuşur mu bir insan? Muaz, konuşuyor.

"Evet gelincik," dedi mırıltıyla.

Muaz, gözleriyle bir anlam inşa ediyor oracıkta.

Bilse mesela şu an içimden ona akan hisleri, elleriyle tutabilse belki kendi dahi şaşırıp kalır bana.

Neyse ki onu içimden yaşayabildiğim miktar ve zaman oldukça kısıtlı. Ben hep onu sevmeye meyyalim. Tutamıyorum kendimi. Kırılsam dahi benim içim kaynıyor ona. İçim içimi bitiriyor çabucak kavuşalım diye.

Bu hisler nasıl da sarıp sarmalıyor benliğimi? Yetmiş yaşında bir insan olsam dahi kalbim böyle heyecanla çarpabilir mi? Üzerimizden aksa zaman, geçse şehirler bir bir, saçlarımıza düşse aklar ve bir ömür olsak aynı yolda sıkılabilir miyim ben Muaz'dan? Allah onun sevgisini kalbime öyle bir yerleştirdi ki hiç gitmesin istiyorum. Bana gerçeği anlatan, O'nu hatırlatan varlığı hep yanı başımda olsun istiyorum.

Olsun, dedim içimden. Omzumu silktim farkında olmadan. Yaşlansam, geçse benden güzelliğim ve gençliğim, ben yine Ömer Muaz'da takılı kalırım. Sıkılmam ben ondan. En fazla didişir dururuz, gün sonunda birbirimizde buluruz huzuru. Ne olacak?

"Neden omuz silkiyorsun?" deyişiyle sıyrıldım düşünce dünyamdan. Elimi ağzıma kapattım. "Ben onu içimden yaptım sanıyordum," dediğimde elimi indirdi. Kuru dudaklarını şakağıma bastırdı kimse görmeden. "Ne düşünüyorsun yine? Hangi kırlarda aklın, yine hangi düşlerin içindesin gelinciğim?" dedi sadece ikimizin duyacağı bir ses tonuyla. "Söyle de ben de bileyim. Hangi hayalleri biçtin bize?"

MenevişWhere stories live. Discover now