NE İSTİYORUM?

2.4K 2 2
                                    

                                    Meltem, aklından geçen geçmişin altında bir kez daha eziliyor bir başınalığın azabında. O günlerde aklında gelen bir başkasının olabilmesi ihtimalini çabucak def etmişti aklından ve hemen tatlı akışa yeniden kaptırmıştı kendini. Oysa, şimdi geldiği noktada bu olasılığı ciddiye almadığına öyle pişman ki! Hem kendine hem Kaya'ya öfkelense de artık bu içinde bulunduğu hal için öyle boşunaydı ki! Olan olmuş, yaşanmış, çökmüş ve kendi bir enkazın altında kalmıştı ve hala o yangın yerinde yaşamaya çalışıyor. Yaşamaya çalışmayı da anlamsız buluyor son günlerde. Yeniden mutlu olabileceğine, Kaya ile olduğu gibi mutlu olabileceğine inanmıyor. İnancının kaybetmiş insanların karanlığında sağa sola yalpalayıp duruyor. Yaşamak adına şimdilerde yapabildiği tek şey bu. Bıkkın, umutsuz, neşesiz bir evrene hapsedilmiş ve orada sonunu bekliyor. Acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. Birkaç yakın arkadaşı ve annesinin sözlerine bakarak, defalarca yeni bir gelecek düşünmeye çalışmıştı ama, kendince sakat bir gelecekti. Zaten de başaramamıştı bu yeni geleceği. Arkadaşları sayesinde tanıştığı bir iki kişi ve annesinin sözünü ettiği kısmetler de çare olmamıştı. Her yeni insanda Kaya'yı arayıp durmuştu bilinçli ve bilinçsiz. Kaybettiği mutluluğun izini sürer gibi peşine düşmüştü. Her ne kadar taşıması çok zor gelse de artık hayatındaki o devrin bittiğini kabullenir gibi olmuştu bir ara. Fakat, içindeki Kaya sevgisi ve onu görmek ihtiyacı kısa sürede yeniden kendini ele geçirmişti. Haksızlığa uğrayan taraf kendi olsa da bu ayrılığın nedeni kendisiymiş gibi azap çekmek zorunda kalmıştı. Tuhaf tuhaf haller de yaşamıştı. Mesela her gittiği yerde Kaya'yı görecekmiş gibi hissetmesi. Ummadık bir anda onun çıkıp geleceğini ya da kendini arayacağını sanması. Öyle güçlüydü ki bu olacağını sandıkları, bir zaman da böyle oyalandı ama, ne gelen oldu ne de arayan. Kaya ile bir başına kalıverdi yine onsuzluğunda. Uyumadı, yemedi, gülmedi aylarca. Sanki tüm güzel ve iyi şeyleri çalınmıştı hayatından. Haksızca, canını yaka yaka kaybetmişti sahip olduklarını. Bir iki denemeden sonra kimseyle de tanışmak istemedi bir daha. Nasıl olsa, hiçbiri Kaya olamazdı. Ta ki Hüseyin ile bir emrivaki sonucu tanışana dek. Aslında daha en başta bu tanışmanın da bir şeye yaramayacağını biliyordu. Öyle de oldu. Hüseyin ile Kaya arasında en ufak bir benzerlik bulamadı. Biri ne kadar ışıksa, diğeri bir o kadar sönük. Kaya'nın kendisine hissettirdiği heyecanların hiçbiri yok. Sonra aklı başka bir yana doğru kaymaya başlıyor Meltem'in ve kendisine soruyor. ''Şu aşamadan sonra ben ne istiyorum?'' Çünkü Kaya ile geçirdiği zamanların artık geçmişte kaldığını ve bir daha yaşanmayacağını zor da olsa kabul ettiriyor varlığına. O soru, bu aşamada geliyor kendine. Ne olabilir diye düşünüyor bir süre. Gezmek tozmak, günün gün etmek de pek cazip gelmiyor Meltem'e. Garip bir şekilde bir çocuğu olduğunu düşünüyor kafasında. Yeni bir can ile yeni bir yaşama başlamak olurdu bu. Peki mutlu olur muydu? Uzun uzun düşündükten sonra, buna olumlu bir cevap veriyor. Ardından bu düşündüklerine şaşırıyor. Çocuk da bu çocuk ya da çocuklar kimden olacak? Kimse yoktu ki hayatında! Önceden sevmeden biriyle olabileceğine inanmayan Meltem, birden çocuk ve evlilik için sevmeye gerek olmadığını düşünüyor. Amaç, bir yuva ve çocuksa düzgün biri olması yeterli. Öyle çok büyük heyecanlara ve aşka ne gerek var?! Hemen ardından bu düzgün kişinin kim olabileceğine takılıyor aklı. O an için tek seçenek Hüseyin görünüyor. Hem kendisine de ilgisi var. Olabilir, diye düşünüyor ama, önce onu daha tanımalı. Huyu suyu, en önemlisi ailesi, özellikle de o garip annesi. Yapabilir miydi acaba? Hiç sevmediği, bir adamla yuva kurmayı düşünen kendisine şaşmadan edemiyor mantığı. Devam ediyor düşüncelerine. Sonuçta iyi bir insan olması yeterli. Annesi tuhaf olsa da kendine ne? Arada bir görüşecekler neticede, Hüseyin ile huzurlu bir evliliği olabilir. Birden kalbine sarılan bir el onu çekip alıyor kapıldığı bu yeni düşüncelerden. Kaya beliriyor aklında. Kendisine düşündüğü şeyleri yapmamasını söylüyor. Meltem, Kaya'yı aldatmış gibi hissediyor önce. Hemen değişiyor duyguları, öfkeyle karşılık veriyor zihni Kaya'ya. Sen gittin, beni unutuverdin ve hemen başka biriyle evlendin! Daha benden ne istiyorsun? Beni bıraktığın yıkıntıda var olmaya çabalıyorum, çık git aklımdan! Çık git kalbimden! Bu dik çıkışı ise, hala daha deliler gibi Kaya'yı sevdiğini göstermiyor muydu kendine? Meltem artık bu sevgiyi istemiyordu bağrında. Yegane acı kaynağı artık yakasını bırakmalı. Kendince bir yuvası, çocukları ve kendince bir huzuru olmalı! Gözlerinin yanmasından yine ağlayacağım diye düşünse de artık göz yaşlarının akmadığını görüyor hayretle. Onun yerine boğazını sıkan, tanımlayamadığı bir ağırlık hissediyor. Yutkunmasına bile izin vermeyen bir baskı var boğazında. Yatağına uzanıyor Meltem. Bu düşünceler iyice kilo vermiş bedenini yoruyor. Gözlerini kapatsa da bunun normal bir uyku olmadığını biliyor. Bu nöbet geçirmek ile baygın yatmak arası bir durum. Önceden hiç olmayan halleri yaşıyor bu aralar. Bunların doğal olmadığını da hissediyor. Kaya'nın yokluğu gittikçe dengesini bozmakta. Ve bunu bile bile yeniden onunla beraber olduğu günlere sığınıyor Meltem. 

SENDEN SONRATahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon