▸ bölüm #02: gerçek bir tilkinin sırıtışı

383 51 247
                                    

KILLING BUTTERFLIESBÖLÜM İKİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

KILLING BUTTERFLIES
BÖLÜM İKİ.

ਏਓ

Baş ağrısı bilincinden bile daha önce vurmuştu Charles'ı ve bunun başlıca kanıtı, ışığı görebilecek kadar uyanmasının ardından dakikalarca nerede olduğunu hatırlayamamasına rağmen birisi beyninin içini kazıyormuş gibi hissetmesiydi.

Gözlerini açtığı an yanı başında oturmakta olan Hank, hızla ayaklandı. Neredeyse oturduğu sandalyeyi deviriyordu ama son anda yakalamayı başarmıştı. "Profesör!" dedi telaşla.

"Hey, Hank." Charles sesinin daha neşeli çıkmasını planlamıştı ama uzun süredir kullanılmıyormuşçasına çatallıydı. Boğazını temizleyerek bir daha denedi konuşmayı. "Vay canına, bu heyecanını tam olarak neye borçluyum?"

"Ben- Ben öleceksiniz sandım." Daha genç olan mutant itiraf etti. Charles doğru düzgün tek bir kelime bile edemeden kollarının arasında bilinçsizce yığıldığında üzerindeki moloz parçaları yüzünden hayati bir organının falan ezildiğini düşünmüştü. Üstelik, uzun zamandır da farkında olduğu gibi, profesörün güçleri kendini kaptırdığı uyuşturucular ve ilaçlar yüzünden pek yerinde değildi. Mental sağlığı da her şeyin tuzu biberi olunca gerçekten de adamın öleceğini düşünmemek elinde olmamıştı. Elinden geldiğince hızlı bir şekilde profesörün okulun rağmen kusursuz bir hastaneden farkı olmayan revirine kaldırılmasını sağladığında adamdaki fiziksel hasarın öldürücü seviyede olmadığını anlamıştı ama bir telepatın aldığı zihinsel hasarı ölçebilmesi mümkün değildi.

Elinden gelen tek şey profesörün ölmemesini ummaktı.

Charles Xavier hayatına girmeden önce Hank bir mutant değildi. En azından, etrafındaki herkesi normalin sözlükteki karşılığı olduğuna inandırmayı başarmıştı ama bir nevi kendi suçu yüzünden gelişmeye başlayan yeni mutasyonu ve tüm dünyanın önünde kimliğini göstermesinin ardından bunu devam ettirebileceğinden şüpheliydi.

Bir daha mutant olduğunu saklamamayı umuyordu. Kendisi ile bir türlü barışamasa da profesörün ona sağladığı özgürlüğü her zaman sevmişti.

Sevmediği şey ise kendisine pek çok şey kazandıran bu adamın devamlı acı içinde olmasıydı. Profesörün tüm yöntemlerini elbette onaylamıyordu, özellikle konu Raven olduğunda... Bazen sadece çenesini kapamasını isterdi ama Charles için çenesinin kapalı durması bir susma ölçütü değildi maalesef ki. Yine de, en azından sadece iyi bir şeyler yapmaya çalıştığını biliyordu ve bu, profesöre sadık olması için gayet yeterli bir öncüldü.

"Ölmediğim için ben de sevindim, sevgili çocuğum." dedi Charles, sanki yüz yaşındaymışçasına. Profesör sıfatının hakkını verircesine konuşmayı - ve giyinmeyi - başarabiliyordu en azından. "Bana ne olduğunu anlatabilir misin, lütfen? Her şey belli belirsiz."

killing butterflies ☰ cherik, xmenWhere stories live. Discover now