40.bölüm

9.2K 420 9
                                    

bölüm şarkısı =>
Demet Sarıoğlu - Arnavut Kaldırımı

keyifli okumalar ♥

°
Arabayı kafenin karşı tarafına park ederek indiğimde direkt yan koltuğumda oturan Tan'a yöneldim. Hafif hafif yağmur atıştırıyordu ve ıslanıp hasta olmasını istemiyordum.

Ben daha onun tarafına gelmeden arabadan inmişti. Yavaş yavaş eski haline dönüyor olması içten içte sevindirdi beni. Yine de bozuntuya vermeden aracı kilitledim. Anahtarı paltomun cebine koyduğumda elimi bana uzattığı eline koydum ve parmaklarımızı birbirine kenetlemesine izin verdim.
Kafeye doğru yürürken içim birazda olsun rahattı.
Gelmeden hemen önce kafe çalışanları ile olan grubumuza durumu kısaca özet geçmiş ve Tan'a iyi davranmalarını rica etmiştim.

İçeri girdiğimiz de tıklım tıklım dolu olduğunu ve bütün çalışanlarımın bir o masaya bir bu masaya koşuşturduğunu gördüm.
Ah iyi ki gelmiştim!

Tan ile tezgahın arkasına geçtiğimizde "Onlara yardım etsem iyi olacak." diyerek bir önlük taktım.

"Kalabalık görünüyor, bende yardım edeceğim." Kaşlarımı çatarak kafamı iki yana salladım. "Sen oturacaksın."

İfadesiz yüzü hala ifadesizdi "Ben de yardım edeceğim."
Oflayarak içimden katır inadına sövdüm.
Ben buradan uzaklaşır uzaklaşmaz ayaklanacağını biliyordum.

"O halde sadece ne istediklerini al, getir götür bende."

Kafasını olumlu anlamda salladı. Ona sipariş adisyonu verirken yanımızda bir hareketlilik hissettim. Gözlerimi sağa çevirdiğimde Berzan ile göz göze gelerek gülümsedim.

"Günaydın Patron."

"Günaydın Çırak."

Berzan Tan'a bakarak "Günaydın Enişte." dediğinde rahat bir soluk verdim.
Gerçi asıl korktuğum Ayaz'dı ama olsun.

Tan "Günaydın." diye karşılık verdi. Berzan tekrar bana dönerek "Şu masaya bakmayın, bana numaralarını vermek için can atıyorlar." diyerek üç tane kadının oturduğu masayı işaret etti.

Gülerek kafamı iki yana salladım. "Bol şanslar Çırak."

Yanağımdan makas alarak "Teşekkürler Patron." dediğinde Tan keskin bir ses tonu ile "Numaralarını almak için eline ihtiyacın olacak." diye alttan bir tehdit savurdu.
Berzan zorlukla gülümseyerek elini çekti ve "Oldu o zaman görüşmek üzere." diyerek yanımızdan uzaklaştı.

"Neden  korkutuyorsun çocuğu?"

Huysuz bir şekilde "Eline ayağına sahip çıksın." dediğinde gülesim gelmişti.
Gözleri anında dudaklarımı bulduğunda ben daha ne olduğunu anlamadan belime yasladığı eli ile bedenimi kendisine çekerek dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.
Bu ani hareketi nefes alma yetimi kaybetmeme sebep olmuş gibiydi.

Utançla etrafıma bakınarak "Ne yapıyorsun?" diye kızmaya çalıştım.
Birilerinin görmesi umurumda değildi ama özelimizi onların gözü önünde yaşamak istemezdim.

"Sevgilimi öpüyorum?" Alık alık yüzüne baktım.
Sevgili mi?
Sevgilim mi?
Tan'ın sevgilisi olan ben yani?
İçimde iyice saçmalamadan "Sevgiliyiz yani?" diye saçma bir soru yönelttim.
Yüz ifadesi yumuşayarak muzip bir hal aldı. "Değil miyiz?" Niye olmayalım ki ama değil mi?

"Öyleyiz." diyerek gülümsedim.
Leyla mı oluyorum ne?

Hemen arkamdan gelen öksürük sesi ile toparlanıp arkama döndüm.
Tan ise belimde duran elini karnıma sarmış temasını kesmemişti.

"Hoş geldiniz." Ayaz'ın samimi tutmaya çalıştığı sesini anlayabilecek kadar tanıyordum onu.
Bıraksam Tan'ı bir kaşık suda boğmak isterdi ama sadece isterdi.
Ondan kalıp olarak epey iri olan Tan her halükarda galip gelen taraf olurdu çünkü.

"Hoş bulduk." diye karşılık verdim gülümseyerek. Tan sessizliğini korurken Ayaz "Neden geldiniz?" diye sordu. Ah hadi ama kendisini en fazla otuz saniye mi tutabiliyordu?

Ne ara buraya geldiğini anlamadığım Mercan "Şey, hayatım Elyasa buranın sahibi ya." diye açıklama yaptı.
Allahım şuan gülsem çok absürt olur mu?

Ayaz bu gerçeği atlamış gibi kafasını olumlu anlamda salladı. "Doğru, neyse ben müşterilere bakayım."

Mercan mahçup bir gülümseme ile bize baktı. "Selam, Mercan ben. Sen de müstakbel eniştem olmalısın. Çok geçmiş olsun bu arada kaza geçirmişsin. Umarım iyisindir. Gerçi buraya geldiğine göre iyisindir. E buradan bakılınca da iyi görünüyorsun zaten. İyisin ben-"

"Nefesini benimle öpüşürken harcarsın, onunla konuşurken değil." Tekrar yanımıza ulaşan Ayaz huysuzca konuştuğunda kıkırdadım.
Mercan ise hülyalı hülyalı gülerek "Kıskanç bir bey." diye mırıldandı.

Tan "Teşekkür ederim." diye karşılık verirken Ayaz'a kötü bakışlarından yolluyordu.
Anlaşılan bu ikilinin yıldızları pek barışık değildi.
Müşterilere bakmak üzere yanımızdan ayrılan Ayaz ve Mercan'ın arkasından bakmanın anlamsız olduğunu fark ettiğimde "Ben de yeni gelenlere bakayım." diye konuştum.

Elinde ki adisyonla beraber tezgahın arkasından çıkan Tan "Ben de seninle geliyorum." dedi.
Aynı masalara bakamayacağımıza göre kafeye göz gezdirerek henüz yeni gelen masaları aklıma not ettim.

"Üç numaralı masanın siparişini alabilirsin." Beni kafasıyla onaylayıp yanımdan uzaklaştığında bende yedi numaraya yöneldim.

Tek başına cam kenarında oturan hanım efendiye gülümseyerek "Hoş geldiniz, ne arzu edersiniz?" diye sordum.

Mesafeli bir gülümsemenin ardından "Hoş buldum." diye karşılık verdi. "Sütlü kahve ve çikolata parçacıklı kurabiye lütfen."

İstediklerini adisyona işaretlerken "Tabi efendim." diyerek uzaklaştım yanından. Bu sırada gözlerim Tan'ı buldu. Siparişi almış olamlı ki bana doğru yürürken tezgahın önünde buluştuk. Adisyonları buradaki şişe geçiriyorduk ve mutfak çalışanları alıp siparişleri hazırlıyorlardı.

"Her gün gelip çalışıyor musun?"

Kafamı iki yana salladım. "Hayır ama haftada dört beş kez uğruyorum."

"Kafanı dağıtmak amacıyla açtın değil mi?"

"Hıhı." diye mırıldanmakla yetindim. O kötü zamanları anımsamak istemiyordum.
Onun da sürekli akılına getirip vicdan yapmasını istemiyordum.
Bu kez etrafımızda ki insanları umursamadan ona yanaştım ve kollarımı beline dolayarak "Aklında her ne varsa uzaklaştır lütfen." diye mırıldandım.

Dudaklarını saçlarımın üzerine bastırarak "Aklımda ki sana nasıl kıyarım?" diye sordu. İçten bir gülümseme ile yüzümü kaldırıp dudaklarına uzandım.
Memnuniyetle karşıladı dudaklarımı. Kısa bir öpücüğün ardından geri çekilerek "Hadi işinin başına." dedim. Temasımızı keserek konuşmam hoşuna gitmemiş olacak ki "Emredersiniz Patron." diye homurdandı.

°

sizi seviyorum 💞

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Where stories live. Discover now