two.

32 4 34
                                    

Bay Davin, o sizden hoşlanıyor gibi görünüyor.

-

Alex, Matthew'in ağzından çıkan kelimeleri beğenmediğini belli edercesine yüzünü buruşturdu. Ardından Alex'in söylediği birkaç cümle de Matthew'in ruh halini aydınlatamadı. "Bay Evans ile uğraşmak çok zor!" Alex, Matthew'in ona dik dik baktığını fark ederek hayal kırıklığıyla iç çekti.

"Depresif olmayı bırak ve beni takip et." Alex, Matthew'in ellerini ellerinin arasında tutuyor ve yüzüne yayılan kızarmayı düşünmüyordu. Matthew homurdandı. "Seninle hiçbir yere gitmek istemiyorum."

"Homurdanma hadi gidiyoruz!" Alex daha sonra onun kollarını tutup onu yavaşça yataktan kaldırdı. Bu bir hata olabilirdi çünkü Matthew'in omuzları Alex'in saç çizgisinin tepesine ulaştı. "Oha, sen benden uzunsun." Kanser hastası genç, Alex'e sert bir bakış atmadan önce gözlerini devirdi.

"Sen sadece bir cücesin." Alex hastasına bakarak yüksek sesle alaycıl bir şekilde güldü. Pembe saçları uçuşuyordu, Matthew'i odasının kapısına doğru sürüklemeye başladı. "Değilim, ben sadece ortalama bir boydayım! Sen bir devsin." Alex biraz tuhaf olduğunu düşündü, Matthew'in kemik kanseri olduğu için o kadar da uzun olacağını düşünmemişti.

"Nereye gidiyoruz?" Matthew yatağından kaldırıldığı için açıkça sinirli bir şekilde sordu. Matthew odanın kapısını açtığında sırıttı, belli ki kapıyı Alex'in suratına çarpacaktı. "Ah! Bunu yapma, bu hiç hoş değil." Alex ağır kapıya çarpmamaya çalışırken sakız pembesi saçları bir an için şiddetle sallandı.

"Ben iyi değilim," dedi Matthew, yardım için Alex'in omzuna tutunarak. Matthew, her gün o yatakta ölmeyi beklediğinden hızla zayıflıyordu. "Buna inanmakta güçlük çekiyorum."

Alex, onları kısa süre sonra harika gökyüzünün altındaki bahçeye götürecek olan asansöre yönlendirdi. Soldan ve sağdan çiçekler açmıştı bahçede, Matthew'in ise parmaklarının altındaki çimen hissini yeniden tanıması birkaç saniyesini almıştı. "Bu hissi özledin mi?" Alex kısık bir sesle mırıldandı. Matthew cevap vermedi, gözleri önündeki bahçeye takılmıştı.

"Sanırım, evet." Alex'in yüzünde tekrar bir gülümseme oluştu. Matthew mor renkli bir lale seçmek için eğilirken bir eli Alex'teydi. Diğer eliyle çiçeğe dokunarak, taze lale kokusunu içine çekti.

"Laleleri severi-" sözünü yarıda keserek narin çiçeğe sert bir bakış attı, aklına bir şey gelmişti. O da onun gibiydi.

Kırılgan.

Koparılmayı bekleyen.

Alex hastaya baktı. Gözleri, onda gezindi bir süre. Sonunda gözleri buluştuğunda Matthew mırıldandı, "Sanırım bu insanları mutlu etme işinde iyisin, doktor."

-

kitabin dilini kavrayamiyorum kardes yazari opucem 😩

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 28, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

he's beautiful. | mattlex.Where stories live. Discover now