1×3 𝐁𝐥𝐮𝐞 𝐅𝐥𝐚𝐦𝐞𝐬

188 28 29
                                    

×mavi alevler×

Üçüncü günün akşamı yine yemek hazırlanırken ben Bakugo'nun yanında onu izliyordum. Bir işe yaradığım pek söylenemezdi.

Bedenim ağrıya alışmış ve bacaklarım tutmayacak hâle artık gelmiyordu.

Üstümde ki ince askılı göğüs altımda biten siyah crop ve altımda siyah şort ile çıkmanın cezasını hafif bile olsa esen rüzgar ile çekiyordum.

"Bakugo, bıçak kullanmakta çok iyisin gerçekten!" dedi Bakugo'nun diğer tarafında elinde odunlar ile duran Uraraka.

"İlginç birşey-"

"Ne demek ilginç? Bıçak kullanmayı bilmemek olur mu?" dedi her zamanki gür sesiyle.

"Bende bıçak kullanmayı biliyorum ama bu amaçla değil." diye mırıldandığımda ters bakışları beni buldu.

"Titremeyi kes lan!"

"Bilerek titremiyorum her halde! Üşüyorum." bir yandan havuç doğrarken bir yandan bana bağırıyordu.

"Üstüne bir şey giy o zaman ıstakoz."

"Olmaz, kombinim bozulur o zaman." dediğimde arkamızdan geçmekte olan Denki, önümüzde sebzeleri doğruyan Kirishima ve yanımda sinirle soluyan Bakugo bana 'ciddi misin?' bakışları atıyordu.

[are you serious?]

"Giyinemem işte, öyle bakmayı da kesin hemen." dediğimde hepsi önüne dönmüş ve işi ile ilgilenmeye devam etmişti.

Yemek bitiminde hepimiz ormana girmiştik.

"Pekâlâ, B şubesi öğrencileri korkutma görevini alacak, A şubesi öğrencileri de her üç dakika da bir çift olarak gidecekler. Yolda üzerine adınız yazılmış olduğu künyeler var, geri gelirken onları da getirin."

Kura çekiminin sonunda Midoriya ile birlikte eşleşmiştim.

"Midoriya, Aoyama..." Minata Deku ve Aoyama'nın üstüne yürümeye başladı.

"Biriniz benimle yer değiştirin lütfen! Hey benimle yer değiştirin dedim!"

Geriye adımlayan Momo arkama aldım.

"Uzak dur yoksa seni böcek gibi ezerim, duydun mu beni!" dediğimde bana bir süre bakmış ve avcumdan çıkan alevler ile koşarak kaçmıştı.

En son takım bizdik bu yüzden sıramızı bekliyorduk.

Burnuma gelen koku ile kaşlarımı çattım. "Yanık kokmuyor mu sizce de?"

Bir kahraman çekildiği zaman hiç düşünmeden ormana koşmaya başladım.

"Rin!"

"Eğer bir yer yanıyorsa söndürebilirim!"

Orman git gide karanlıklaşırken koşmaya devam ettim.

Mandalay telepatisi ile kulaklarıma dolan sesi ile durdum. İçimden lanetler savururken ilerlemeye devam ettim.

Etrafı saran pembe renkte ki sis kaşlarımı çatmama sebep olurken "sakın soluma!" özgünlüğüm ile etrafımda havayı kontrol ederek sisi etrafımdan uzaklaştırdım.

𝐃𝐄𝐕𝐈𝐋 𝐃𝐄𝐀𝐋 | 𝐒̧𝐄𝐘𝐓𝐀𝐍𝐋𝐀 𝐀𝐍𝐋𝐀𝐒̧𝐌𝐀  𝑩.𝑲Where stories live. Discover now