three: first intimacy, confessions

15 4 1
                                    

"Ortaokuldakiler hariç herhangi bir fiziksel kavgaya girişmedim ki."

Moz, cevabının ardından birkaç saniyeliğine duraksadı. Ardından, biraz daha düşündü ve "Bekle." dedi.

"Lisenin ikinci yılında da olmuştu bir tane, unutmuşum onu."

Cümlesini bitirdikten sonra muzip bir ifadeyle "Tamamdır, sorma sırası bende" dedi.

Yaklaşık yarım saattir birbirlerine saçma sayılabilecek sorular soruyorlardı. Özellikle Moz, bir saat öncesine kıyasla çocuksu davranıyor ve sürekli aralarındaki bu "minik" oyunun açığını arıyordu.

"Ne?!" diye atıldı, Hyoga. Sesini yükseltmiş olması Moz'u rahatlatıyordu. Geldiğinden beri sessizce yerinde oturan, her şeye olabildiğince kısa cevaplar veren ve adını söylerken bile şekilden şekile giren kişiden eser kalmamıştı.

Ayrıca, sevimliydi. Moz'un aksine adil oynuyordu ve sürekli karşılaştığı hileler karşısında verdiği abartılı tepkiler Moz'a göre sevimliydi.

Yüzündeki gülümseme büyürken oturduğu yere daha da yayıldı ve kollarını açarak koltuğun sırtına koydu. Şimdi, bir eli Hyoga'nın arkasındayken baskısınu daha da arttırmıştı.

"Bu kez neye sinirlendin? Sürekli bozuyorsun." dedi. Ardından, albinonun sinirden köpürmesini izlerken dikleşti ve Hyoga'ya yaklaştı.

"Sürekli itiraz edeceksen devam edemeyiz ki."

Bunu söylerken Hyoga'nın arkasındaki elini onun başına çıkarmış, beyaz saçlarını dalga geçercesine okşamıştı.

"Sürekli açık aramayı kesersen itiraz falan etmem zaten!" dedi ve Moz'un elini ittirdi.

Moz, "Bu kez ne yapmışım?" derken gözlerini devirdi. Yarım saat geçmiş olmasına rağmen henüz sadece birkaç soru sorabilmişti ve onlar da cevapları oldukça basit olan sorulardı. Artık; Hyoga'nın belirtmediği bir sebepten dolayı üniversite kaydını dondurduğunu, Kasım'da doğduğunu - ve dolayısıyla kendisinden birkaç ay daha küçük olduğunu -, çocukluğundan beri Homura isimli bir kızla arkadaş olduğunu, vaktinin çoğunu o kızla geçirerek harcadığını ve yine Hyoga'nın belirtmediği bir sebepten dolayı son birkaç yıldır Homura isimli bu kişiyle eskisi kadar yakın olmadığını biliyordu.

Moz, başta basit sorular sormayı, ortamı rahatlatmayı ve yavaş yavaş asıl merak ettiği şeylere geçmeyi planlıyordu ama tartışmaktan ilerleyemiyorlardı.

"Cevabın çok yarımdı. Sadece ne zaman kavga ettiğini söyledin, hiç detay vermedin."

"Evet, sorunun cevabı da buydu zaten." dedi Moz.

"En son ne zaman gerçek bir kavgaya karıştığımı sormuştun, ben de cevap verdim. 'En son karıştığını kavgayı anlat.' falan demedin ki."

Hyoga'nın göz bebekleri büyüdü. Hâlâ sinirliydi ama Moz'un haklı olduğunu ve daha fazla itiraz edemeyeceğini biliyordu. "Peki." dedi, "Haklısın, sorma sırası sende."

Moz'un yüzüne tekrardan eski gülümsemesi yayıldı, "Kibarlığınız için teşekkürler, Lady Death*." diyerek alay etti ve Hyoga'nın bugün bilmem kaçıncı kez göz devirmesine sebep oldu.

"Ailenle en son ne hakkında konuştun?"

Moz, doğrudan asıl konuya girdi ve ortamın az önceye kıyasla daha ciddi bir hâle bürünmesine sebep oldu. Başta "Neden aileni aramadın?" ya da "Ailenle aranda bir sorun mu var?" gibi sorular sormayı düşünmüştü ama eğer sorusunu böyle sorsaydı Hyoga, her zamanki kaçamak cevaplarından verir ve meseleyi yine ertelerdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 04, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

masuku, hyomoz | BLWhere stories live. Discover now