five: please don't talk to me.

439 32 74
                                    

"Peter senin yüzüne ne oldu?" diye sordu Gwen.

Peter, ben ve Gwen şu anda okulun bahçesinde bir bankta oturmuş konuşuyorduk. Daha yeni okula gelmiştik ve Gwen, Peter'ın gözünde ki morluğu fark etmiş olacak ki Peter'a bunu sormuştu.

"Ufak bir kaza Gwen."

"Ufak kaza az kalır bence Pete." dedim ve Gwen'a açıklamak amacıyla döndüm. "Peter hazretleri bir kavgaya karışmış. Bu yüzden dün okuldan erken çıktım."

Gwen çok rahat bir şekilde konuştu. "Önemli değildir. Yakında geçer çünkü o..-"

Gwen lafını tamamlayamadan Peter hemen Gwen'ın ağzını eli ile kapattı. Ben de şaşkın bir şekilde gözlerim ile ikisinin arasında mekik dolduruyordum.

"Dedim ya ufak bir kaza işte Gwen'ın dediği gibi yakında geçer. Bu kadar büyütmeye gerek yok Oliv."

Bir hışımla oturduğum yerden kalktım ve sinirle konuştum.

"Ne demek büyütmeye gerek yok? Peter sen eve nasıl geldiğinin farkında mısın? Nefes nefeseydin... Kollarında, bacaklarında ve karnında morluklar, çizikler vardı ve sen, bana büyütme diyorsun!"

Peter çok rahat bir şekilde "Evet, büyütmeye gerek yok." dedi.

Ellerimi saçlarıma geçirdim ve derin nefes aldım. "Peter sen beni delirtmek mi istiyorsun? Senin için çok endişelendim. Yıllardır böyle kavgalara girer gibi konuşuyorsun."

Bir süre ikisine baktım. "Biri bana neler oluyor açıklasın." ciddiyetle konuştum.

"Oliv... Lütfen."

"Hayır Peter." Peter'ın ya da Gwen'ın bana bir şey söylemesini, durumu açıklamasını bekledim lakin ikisinden de bir cevap yoktu.

"Pekala..." kollarımı birbirine bağladım ve ikisine bakmayı sürdürdüm.

Durumu abartmak istemesem de dün sabah Peter'ın bir şey söylemek isteyip ama ben varım diye söylememesi, eve yaralar içinde gelmesi ve Gwen ne söyleyecek ise bunu engellemesi. Benim için yeterli bir sebepti.

"Açıklayacak mısın Peter?"

Peter'dan bir ses gelmeyince Gwen'e baktım. "Peki Gwen sen neler olduğunu biliyor musun?"

Gwen hafifçe kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Anladım... Peter bana neler olduğunu anlatmadığın süreçte lütfen benimle konuşma."

Sonra Gwen'a döndüm. "Ve sende Gwen."

Gwen ne kadar bunu doğrulamasa da bir şeyler bildiğine adım kadar emindim.

Daha fazla orada durmak istemediğim için yanlarından ayrıldım ve okula doğru ilerledim. Peter yakınlarımdayken onunla konuşmadan durmak çok zordu ama bana neler olduğunu açıklaması lazımdı. Her şeyin bu kadar tesadüf olması imkansız.

Peşimden bir ayak sesi duyuyordum. Bu kişinin Peter olduğuna emindim. Arkama bile dönmeden ilerlerken kolumu tutup kendisine dönmemi sağladı.

"Oliv lütfen beni dinle."

"Konuş o zaman Peter. Ben seni her zaman dinlerim ama sen susmayı tercih ediyorsun."

Derin bir nefes aldı. "Sana söylemek çok isterim ama olmaz, yapamam."

"Ne demek yapamam? Pete, sen her zaman her şeyi yapabilmiş birisin. Bu saçma olan her neyse onu mu bana söyleyemecek misin?" sinirle sordum.

Sustu.

Susmayı tercih etti. Bana anlatamadığı her neyse bana anlatmak yerine susmayı tercih etti. Ben de bir şey söylemek yerine kolumu ellerinin arasından kurtardım ve okula doğru ilerlemeye devam ettim.

acquaintance - Peter ParkerWhere stories live. Discover now