6. bölüm yeni bir giriş

7 4 0
                                    

...
Aklıma Halil geldi. Belki onun evinde kalabilirdim. Telefon numarasının montunun cebinde olduğunu söylemişti. Elimi montunun cebine attım ve elime ilk gelen notu aldım. . .
- alo, kimsiniz?
- benim , ırmak.
- merhaba ırmak. Bir şey mi oldu?
- şey... izin verirmisin bilmiyorum ama...
-söyle lütfen.
- sizin evde kalabilirmiyim?...
-tabikii. Bundan cekinmene hiç gerek yok.
- teşekkür ederim.
- Sen hala aynı yerindemisin?
- evet.
-Beni orada bekle, 5 dakika ya oradayım.
-peki...
Dedim ve "Görüşürüz" diyerek telefonu kapattım. Neden bu kadar acil kararlar almam gerekiyordu, inan hiç bir şey bilmiyorum. Ama Kayra haklıydı. Ben bu olaydan kendi başıma kurtulamazdım. Güneşin batışını izlemeye başladım. Ardan 5 dakika geçmeden korna sesi geldi. Yerimden kalkıp Hastanenin önüne temkinli bir şekilde gittim. Kayra ortalıkta yoktu. Halil gelmişti. Bana arabanın camını açıp "gel gel" işareti yaptı. Halil'in yanına gittim. Kapıyı açtım be arabaya bindim. Halil mutlu görünüyordu.
- hoş geldin.
Dedi bana Halil. Bende halil'e bakarak,
- hoş buldum.
Dedim. Gülümsüyordum, Halil'de gülümsüyordu. Emniyet kemerimi taktım.
- Bir şeyler yemek istermisin?
Diye sordum bana Halil. Ama o an dünyada değildim. Aklım akifgile takılmıştı. Beni kim bilir nasıl merak ediyorlardır şimdi. Yada etmiyorlaradır.
- ırmak burdamısın? Iyimisin?
- e-evet , evet. İyiyim.
- aklına bir şeymi takıldı?
- yo, yok hayır.
- bir şeyler yemek istermisin diye sormuştum.
- saol ben tokum.
- Peki o zaman. Gidebiliriz.
Dedi ve yüzünde hafif bir gülümseme ile yola çıktık.o arada telefonuma mesaj geldi. Telefonumu açıp kontrol ettim. Yazan yağmur'du.

Yağmur'un son mesajına cevap vermedim. Beni herkesin merak ettiğini söyledi. Benimde aklım onlarda kalmıştı. Aşık suratla telefonu kapattım ve önümüzdeki yola bakmaya başladım. Halil'de bana bakıyordu.
- iyimisin, ne konusuyordunuz?
- arkadaşım... yurda ne zaman geleceğimi soruyorda.
- heee... sen ne dedin?
- bilmiyorum, dedim.
Ve böylece bir yalan daha uydurmuş oldum. Halil'e çabuk güvenmiştim ama iyi kalpli bir çocuğa benziyordu. Ondan zarar geleceğini zannetmiyorum. Yüzümü Halil'e çevirdim.
- ailen benden hoşlanmaz mı?
- Ne?! Tabi kii de hoşlanırlar. Ama seni uyarayım, sevgilim sanabilirler.
- tamam.
Ah?! Nasıl ben bu duruma düştüm onu bile bilmiyordum. Kafamı dağıtmak için telefonumu açtım. Sessize almıştım telefonumu. Telefonumu açar açmaz 50 kere arayan kayra'yi gördüm. Onu bu şekilde bırakıp gitmemeliydim. Hata yaptım. Ama söz veriyorum ilerde, bu yaptığım hataların hepsini düzelteceğim. Kayra'ya mesaj attım. "Beni merak etme diye". Kayra'ya karşı nedense bir his vardı içimde, çok kötü bir his. Şimdilik onlardan uzak durmam gerekiyordu. Sadece şu anlık, kendimi toplamam için. Sonuçta haftaya okulum Benim için başlıyordu.
Halil arabayı kocaman bir villanın önünde durdurdu ve ilk o inip kapıyı bana açtı. Arabadan dışarı adımımı attığımda buranın çok tatlı ama büyük bir yer oldunun şokundaydım. Halil elimi tuttu. Halil elimi tuttuğumda ona
" ne yaptığını" sorar bir şekilde baktım ,
O ise sadece gülümsedi. Doğruyu söylemek gerekirse , Halil'e karşı bir şeyler hissetmiyorum. Eve girdiğimizde , Halil kapıyı açarak içeri girmem için elini uzattı. İçeri tereddüt içinde girdim. Halil'in anne ile babası bizi kapıda karşıladılar.
- oh... tatlım, merhaba. İsmin ne?
Dedi Halil'in annesi. Bende gülümseyerek,
- merhaba, İsmim ırmak. Tanıştığımıza memnun oldum.
- Bende ırmak. Benim adımda kamile. Bu da eşim Sercan. Kısacası sen bize abla, dayı felan demekten çekinme.
- Peki kamile abla.
Dedim. Halil benim kolumdan tutarak odamı gösterdi. Evleri çok büyüktü. Açıkçası benim böyle bir evim olsa kendimi kaybederim. Odama girdikten sonra Halil seslendi,
- Bir şey ihtiyacin olursa ben alt kattayım.
- tamam...
Halil kapıyı kapatırken arkasından seslendim.
- teşekkür ederim...
- Ne için?
- beni evinde misafir olarak kabul ettiğin için.
- Bir şey değil. Kendi evin gibi say lütfen.
Dedi ve kapıyı kapattı. Ben arkasından bir süre bakakaldım. Yatağa oturdum. Televizyon vardı. Televizyonu açtığımda karşıma ilk haberler çıktı.
- dikkat dikkat. Irmak serin kayıp oldu. Bulan yada giren olursa şu numara ile ulaşabilirsiniz *****...
Benden bahsediyorlar dı. Bunu yapabilecek tek kişi ya Kayra ya da Akif'ti. Niye yapmışlardı bunu şimdi. Direk Pelin'i aradım. Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı.
- alo. Irmak, neredesin?
- sen bırak benim nerede olduğumu, bu haber ne?!
- ırmak, niye yaptın bunu?
- İlk ben sordum.
- peki... haberi Kayra yaptırdı.
- iyide neden?!!
- seni merak ediyoruz ırmak.
-...
- neden böyle yapıyorsun?
- eğer her bir yere gittiğimde beni böyle haberlere çıkaracaksınız-
Tam konuşmamı bitirecektim ki içeri Halil girdi. Halil girer girmez konuşmaya başladı.
- ırmak sen niye haberlerdesin?!
Ben şaşkınlıkla Halil'e bakarken bir yandanda Pelin konuşuyordu. Ortada öylece kalmıştım resmen.
- o kim?!
Pelin bu soruyu soruyordu. Yanlış anlayacaklar dı beni. Halil söze girdi.
- oh... telefon konuşman bitince aşağı gel.
Başımı salladım. Halil odadan dışarı çıktı. Bana kızgın gibi duruyordu. Pelin konuşmaya devam ediyordu.
- ırmak o kim?!
- hiç kimse.
- doğruyu söyle lütfen.
- hiç kimse diyorum ya Pelin.
- öyle olsun. Şimdi neredesin?
- ş-şeydeyim...
- neredeysen biz seni gelip alabiliriz.
- yok, gerek yok...Daha...
- Ne daha?
- lütfen, Şimdilik yalnız kalmak istiyorum.
- tamaaaaam... sen nasıl istersen. Görüşmek üzere.
- güle güle...
Dedim ve telefonu kapatıp yatağa oturdum. Şimdi ise Halil'e bir açıklama yapmam gerekiyordu ve aklımda hiç bir şey yoktu. Ne diyebilirdim ki Halil'e.
Aşağı inmekten de başka çarem yoktu. Tereddütle odamın kapısını kapatırken, bir yandan da Halil'e Ne diyeceğimi planlıyordum. Resmen hesap verecektim. Aşağı indiğimde Halil oradaydı. Yanına gittim ve karşına geçtim. Ne diyeceğim konusunda tereddüt ediyordum. En iyisi gerçeği söylemekti. Halil konuşmaya başlamıştı .
- söyle bakalım niye haberdesin?
-...
-evet?
- benim tanıdık akrabam yapmış. Merak etmiş beni.
- iyi de niye haberler?
- Ben de anlamadım. Konuştum ama vazgeçiremedim.
- ver bir de ben konuşuyum.
- yok, gerek yok. Ben hallederim.
- bir şey olursa söyle bana. Yoksa bu gidişle gündem olacaksın.
- tamam. Söylerim.
- b-
Tam Halil konuşacakken Halil'in telefonu çaldı. Önemli bir mesele ile ilgili konuşuyorlarmış gibi bir sağa bir sola gidip geliyordu. En sonunda bir şey demeden evden çıkıp gitti. Ben ise Halil'in yokluğundan fırsat bilip odaya çıktım. Benim acilen haber meselesini halletmem gerekiyordu. Yoksa Halil'in de dediği gibi gündem olacaktım. Kayra'yı aramaktan başka şansım yoktu. Ama telefonum ceplerimde yoktu. Her tarafa baktım. En sonunda bir dolabın rafına baktığımda buldum. Telefonu alıyım derken elime kağıt parçası geldi. Hem telefonu aldım hem de kağıt parçasını alıp yatağın üstüne oturdum. Bu kağıt parçası bir zarftı. Arkasına çevirip baktığımda
' yeşim sener'
Yazıyordu. Yeni bir mektuba benziyordu. İyide biye mektup kullanıyorlar dı? İçine açıp baksamıydım? Dayanamayıp içini açtım. Kağıdı açıp okumaya başladım.
" sevgili Halil,
Biliyorum beni artık sevmediğini. Bu mektubu yazış nedenim...senden özür dilemek istiyorum. Lütfen beni affedermisin Halil? Sen her şeyi yanlış anladın. O adam tanımadığım bir şahıstı. Bende anlamadım o an neler olduğunu,inan bana ben isteyerek yapmadım. Her şey yanlış bir anlaşmadan ibretti. Sen direk gördüğünü anladın. Ben ise ne olduğunu daha anlayamadan oradan gözlerimin önünde çekip gitmişsin. Bu olay üzerine 3 hafta geçse bile ben halen senin yokluğuna alışamadım. Lütfen geri dön Halil. Senden mesaj alamıyorum artık, aramalarımada cevap vermiyorsun...Diyecek bir şeyim kalmadı. Her şeyi sana bırakıyorum.

Seni çok seven eski kız arkadaşın.."
Galiba bu mektup Halil'in kız arkadaşının mektubuydu. Tarih daha 1 ay öncesine aitti. Benim meselem Halil'in meselesi ile apayrıydı. O kırılmıştı, ben ise yok olmak üzereydim. Bu olayların hiç birini yaşamadım... Mektuptan kendi meselemi unutmuştum. Kayra'yı aramam lazımdı... Telefonumu açıp Kayra'yı aradım. Telefon çalar çalmaz açıldı.
- alo?
- Kayra...
- ırmak, neredesin?
- bir yerde değilim Kayra. Bu gidişle olamayacağım zaten. Kayra niye haberlere verdin beni?
- ırmak, bizi çok korkutuyorsun. Su anda neredesin onu bile bilmiyoruz. Ve sen hasta hasta bizden kaçmaya çalışıyorsun. Niye yapıyorsun bunları?
- ... Bir cevap vermek istemiyorum. Sadece beni haberlerden ve diğer İnternet sitelerinden kaldırmanı istiyorum. Ancak öyle konuşurum. Senin kararın, beni bulmak istiyorsan cevabını biliyorsun... hoscakal...
Dedim ve telefonu kapattım. Çok ayıp etmiştim Kayra'ya biliyorum. Ama tehdit etmekten başka çarem kalmamıştı. Yatağa uzandım. Aklım ayrı bir yerdeydi...

K.A.Y.I.PWhere stories live. Discover now