44.bölüm

8.8K 402 18
                                    

bölüm şarkısı => Seksendört - Masum Değiliz

sonraki bölümü yayınlamak için kısa bir süreye ihtiyacım var. aşırı yoğun bir dönemden geçiyorum çok kısa belki de birkaç gün sonra tekrar buluşmak üzere 🙏
keyifli okumalar ♥

°
Gün doğumunu haber veren güneşin ışıkları ile rahatsızca gözlerimi araladım.
Uzandığım yerde bir süre kendime gelmeyi bekledim.
Boş ve yorgun gözlerle etrafı incelerken odanın içerisini dolduran güneş ışıkları gözlerimi alıyordu.

Boğazımda ki kuruluğu gidermek amacı ile yutkunurken yan tarafımın boş olduğunu fark ettim. Belki de bu yüzdendi huzursuz bir şekilde uyanmam.
Tan'ın nereye gittiği hakkında en ufak bir bilgim olmaması canımı sıkmıştı.
Sanırım onun kollarının arasında uyanmaya alışmıştım.

Sonunda bedenimi hareket ettirerek yataktan kalkabildiğimde uyuşuk hareketlerle banyoya girdim. Rutin işlerimi hallederek çıktığımda içerden sesler geldiğini duydum.
Tan ve Acar'ın sesiydi.
Acar'ın yanında üzerimde sadece bir tişörtle rahat edemeyeceğimden buraya getirdiğim taytlardan bir tanesini giyindim.

Paytak adımlarla odadan çıkıp salona girdiğimde Acar ve Tan mutfak tezgahının önünde bir şeyler yapıyorlardı.
Bir an için bu görüntüleri gözüme o kadar komik gelmişti ki.

"Günaydın."

İlk göz göze geldiğim Tan olurken Acar "Günaydın bayan koala." dedi.

"Hı?"

Acar elindeki bıçakla duvarda asılı olan saati işaret ederek "Öğlen oldu artık. Gün ayalı çok oluyor." dedi.
İstemsizce saate baktığımda gerçektende öğlen olduğunu gördüm.
Saat 13.42'ye kadar nasıl uyumuştum?

"Nasıl uyudum bu kadar ya?" Onların yanına vardığımda Tan muzip bir sesle "Dün gece biraz yorulmuş olmalısın." dedi.
Zihnim bana dün gece banyoda yaşanan sahneleri birer birer gösterdiğinde utançla kaşlarımı çattım.

"Öhöm, burada aile var gençler. Seks hayatınız dinleyeceğim en son şey bile olmamalı."

"Saçmalama." Diye çıkıştım. "Yemekten geç döndük, onu kast ediyor."

Tan bana sırıtmakla yetinirken Acar pek inanmış gibi durmuyordu.

"Güzel hikaye." Diye mırıldandı ve ardından "Bu domatesler yeteri kadar pişti mi anlamıyorum ben." Diyerek tavadaki domatesleri işaret etti.

"Domatesler yok olmuş Acar." Kaşıkla bir kaç tur karıştırdığımda "Yumurtasını kırıyorum o zaman?" dedi.

"Kır kır." Tan'a baktığımda domates salatlık doğradığını gördüm.

"Neden en kolay işleri kendin aldın?"

"Bu seni hiç alakadar etmez." Gözlerimi devirerek "Kendine gel." diye homurdandım. "Sen Memati değilsin."

"Sizin saçma sapan muhabbetlerinizi dinlemek zorunda değilim."

Tan domatesin sap kısmını Acar'a fırlatarak "Siktir git o zaman." Dediğinde gözlerimi devirdim.
Konu Acar olduğunda küfür etmeden duramıyordu.

"Aşk olsun üç günlük Elyasa'yı, üç yıllık bana mı tercih ediyorsun?"

"Elyasa benim içn bir seçenek değil, bu yüzden yol al." Zafer kazanmış bir edayla Acar'a bakarken "Çekemiyorsun beni." Dedim.

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang