Bölüm 20~Hayır ya...

31 4 78
                                    

Çatışma bitince herkes toplanma noktasındadır.

Yiğitten

Helikoptere bindiğimizde yol boyu Volkan'a sinirle baktım. Vardığımızda Utku Albay karşıladı. Demir abiye ne olduğunu saklamayı başardığımız için sadece düz konuşmasını yapıp içeri gönderdi bizi. Kaan komutan içeri girince herkes oraya döndü.

-Bir sorun mu var üsteğmenim?

-Komutanım...

Saat 20.00

Geceden

Yiğit'in beni aramasıyla Kaan'ın evinin önüne geldim. Sesi çok paniklemiş gibi geliyordu. Kesin Kaan bir şeye sinirlenmiştir de kovalıyordur bunu.

Neyse, eğlence çıkar diye düşünüp geldim. Kaan yerde kanlar içinde sırtüstü yatıyordu, Yiğit de hemen yandaki duvara yaslanmış ve elleriyle yüzünü kapatmıştı. Demir abi de oradaydı, tam Kaan'ın yanında. Konuştuğunu duyuyordum biraz. Sonra tüm duyularım kapandı sanki birden. Yanlarına gidemedim. Oturup ağlamaya başladım.

Demirden

Gece'nin yanına gittim. Sarıldı bana, susup ben de sarıldım.

-O-oo gerç- gerçek m-m-mi-miydi?

-Hayır hayır değildi.

Biraz sakinleşmişti. Ayrıldık. Gelen ambulans sesi ile tekrar baktı bana.

-Demir abi öldü mü o..?

Olumsuz anlamda kafamı sallayarak:

-Hayır hayır geçenki yarası kanamaya başlamıştı. Dayanamadı şimdi gidecek hastaneye bakılacak sadece tamam mı?

Birden tekrar sarıldı bana. Ben de ona sarıldım. Ağlıyordu, ben de ağlayacaktım neredeyse. Yalan söylediğimi biliyordu...

Yiğit Kaan'ın yanına gelmiş, geri döndürmeye çalışıyordu. Sonra sinir bozukluğuyla gülerek oturdu yerine.

Birbirimize baktık Yiğit ile. Biraz uzaktaydı ama görüyorduk yüzlerimizi. Gece'ye baktım.

-Gece, Gece uyan! Gece!

Yiğit ve Kaan da ayağa kalkıp yanımıza koştular. Kaan arabadan su getirdi.

Kaandan

Şaka yapmak için fazla ciddi bir konuydu biliyorum. Roller de çok iyiydi. Ama sevdiğimin bayılacağını bilsem şaka bile demezdim. Yavaş yavaş ayılırken adımı sayıklıyordu.

-Kaan...

-Bir tanem, asenam uyan bak buradayım ben.

Yüzümde boya vardı. Beni görünce geri doğru gitmeye çalıştı.

-Merak etme asenam şakaydı bak boya bunlar.

Dediğim anda tokatı yemiştim. Hakettiğim için bir şey demedim.

-SİZ BENİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ!?

-Özür dilerim hayatım gerçekten. Böyle olacağını bilsem neden yapayım?

-Affetmiyorum bundan sonra sana sadece Üsteğmenim diyeceğim görevde.

-Ama zümrüt gözlüm yok mu?

-Yok!

-Gece özür dilerim yaa lütfen. (Kaan'ın yüz ifadesi medyadadır)

-Korkuttun ya! Ah!

-Ne oldu!?

-Kaan...

-GECE NE OLDU!?

Öksürmeye başladı. Sesi kötüleşmişti. Nefes alamadığını söyledi.

-Şaka şaka hihihi.

- ._.

Sonra hesap sormak için Yiğit'e döndüm.

-Ya piç ben sana güldürme dedim! Neden yanıma geliyorsun lan!

-=D

-Her şeyi geçtim amk bası yeri orası da değil!

-Biliyorum güldürmek için yaptım. Bir de sen ölsen ne bok yicez ya ne bilelim kalbinin nerede olduğunu?

-Velet aynı işte. Bende çok şükür işleyiş bozukluğu da yok normal adama yapar gibi yapcan ya.

-Ama normal değilsin.

-Gerizekalı mısın kardeşim?

-Yusuf'um duysa kızardı ha.

-Ya evli o çocuk evli evli!

-Kardeş anlamında.

-Amk gayi.

1 hafta sonra

Bozkurt durum:
Erkan göreve döndü.
Hasan iyi.
Demir iyi.
Yusuf göreve döndü ama ağır görevlere gidemiyor.
Yiğit iyi.
Volkan'ın sağ gözü mosmor.
Kürşat annesiyle eve geçti=) Taburcu oldu yaniiğ! Görevde.
Mustafa iyi.

Rüzgar durum:

Mete- yaaaa! Alışamadım...
Ahmet iyi.
Gece iyi.
Kaan hafif yaralı ama çok hafif.
Emre iyi.
Gökhan (Teğmen) iyi.
Selçuk göreve döndü.
Yunus Emre göreve döndü.
Akif iyi.

Durum:

Burhan'ın durumu bugün anlaşıldı ve tedavi için göreve birkaç hafta gelemeyecek. Cinayeti onun işlediği de anlaşıldı.
Selçuk evde kontrol altında olması gerek.
Furkan piçi gömüldü.
Ece Selçuk'a bakmak için izinli.
Gülşah ile Demir biraz kavgalı.

Görev dönüşü Utku Albay karşıladı 2 timi. Klasik konuşmadan sonra bir şey açıklayacağını söyledi.

Utku: Burhan, göreve uzun süre gelemeyecek. Eğitimlerinizi de komutanlarınız yaptıracak, normalde olması gerektiği gibi.

Erkan: Neden komutanım?

Utku: Bilmemen daha iyi yüzbaşım. Yusuf, Yiğit, siz sorguya giriyorsunuz dağılın.

Odada.

Yusuf: Selam şerefsiz agacım naber?

Yiğit: Şimdi 2-3 sorumuz var sonra sana yemek falan yediririz çıkarsın.

Yusuf: Başınız nerede saklanıyor?

X: Neden söyleyeyim.

Yusuf silahını çıkarıp elinde hareketler yaptı (silahla)

Yusuf: Çünkü öyle istiyorum.

X: Vuramazsın, lazımım ben size.

Yusuf: Yiğit tut şunu bak bakalım vuruyor muyum?

Silahı göğsüne dayadı.

X: Vuramazsın.

Yusuf silahı yana kaçırıp ateşledi. Omzunu sıyırmıştı.

Yusuf: Uğraştırma söyle.

X: K-koordinat var olur?

Yusuf: Not al Yiğit.

Sorgu bitince...

Yiğit: Eveet sorgu bitti. Biz sana bir şeyler yedirelim acıktıysan.

X: Olur ne var?

Yusuf: Dayak var, mermi var, bıçak var. Ama şefin tavsiyesi el bombası, ağzında patlıyor ya çok güzel. Namlu da var direkt götten yiyorsun.

Yiğit: İçecek olarak kezzap var nitrik asit, en sevdiklerimdendir. Hidroflorik asit var çok güzeldir. Ama daha sağlıklı istiyorsan 200 derece su var. O da olmadı lav var. Hangisi olsun?

X: Siz manyaksınız!

Yusuf: Ne sandın y*rr*m?

705 kelime okul dönüşü anca bu oldu.

WĞAĞWĞQĞAĞÜOOOWWWWH

Pardon yaw uyumadım da.

BİR HİLAL UĞRUNA🌙Where stories live. Discover now