46.bölüm

8.4K 378 12
                                    

bölüm şarkısı =>
Dolu Kadehi Ters Tut - Islansın

nays bir bölümle geldim bebeklerim 💋

keyifli okumalar ♥

°
Arabadan indiğimizden ve hatta içeri girdiğimizden beri durgundum.
İlk defa böyle bir manzara ile karşılaşıyor olmak boğazıma bir yumru oturtmuştu.

"Abla senin adın ne?"

Yutkunarak gözlerimi karşımda duran küçük kız çocuğuna çevirdim. Yemyeşil boncuk gözleri ve kumral saçları ile o kadar güzel bir çocuktu ki.
Çok güzeldi güzel olmasına fakat gözlerinde ki ışığı söndürmüşlerdi.

"Elyasa." Diye konuştum. "Peki ya senin ki?"

Naif bir gülümseme ile "Zelal." Dedi. Parmaklarını boynumda asılı duran kolyeye uzattı. "Ne kadar güzelmiş."

"Teşekkür ederim." Diyerek genişce gülümsedim ve parmaklarımı harekete geçirerek kolyeyi çıkardım. "Ben senin kadar beğenmiyorum onu." Çıkardığım kolyeyi boynuna taktım ve "İşte şimdi çok güzel görünüyor." Dedim.

İçten ama utangaç bir gülümseme vardı yüzünde. "Ama bu senin kolyen."

"Artık senin oldu."

"Teşekkür ederim." Gülümseyerek "Güle güle kullan." dedim.

"Tan Abi çok iyi bir adam." Gözlerimi biraz ileride diğer çocuklarla ilgilenen Tan'a çevirdim. "Bize her zaman yardım ediyor."

"Sizi çok seviyor." Dediğimde gülümsedi. "Biz de onu çok seviyoruz."

Tan'ın her ay bu kimsesiz sokak çocuklarına yardım ettiğini ve onlarla ilgilendiğini öğrenmem benim için sürpriz olmuştu.
O çok iyi bir insandı ama benim şaşırdığım nokta bu zamana kadar bu çocuklara yardım ettiğini fark etmemiş olmamdı.

İçimde daha fazla tutamadığım soruyu dışa yansıttım. "Neden yetim hanede kalmıyorsunuz?"

"Annemizi almıyorlar abla."

Kaşlarım çatılırken "Anneniz burada mı?" diye sordum.

"Annem felçli, içeride yatıyor."

Yüz ifademi değiştirmedim. Yüreğime ince bir çizik atıldığını hissettim ama buruk bir tebessüm ettim. "Onu görebilir miyim?"

Kafasını iki yana sallayarak "Kimseyi görmek istemiyor, kardeşlerimi bile." Dedi.
Bu ağır bir yüktü.
Annesinin ve kardeşlerinin yükünü üstlenen küçük bir kız çocuğu vardı karşımda.
Hayatın sillesini çok küçük yaşlarda yemişti.

"Anladım, peki o halde." Dedim elim saçlarına giderken. "Hadi Tan Abinin yanına gidelim." Kafasını sallayarak onayladığında saçı ile oynamayı bıraktım ve küçük adımlarla Zelal'e eşlik ettim.
Tan'ın yanına vardığımızda ilgilendiği küçük çocuklardan başını kaldırıp bize baktı.

"Sizi yengenizle tanıştırayım." Gülümseyerek ona baktım. "Elyasa." diyerek beni işaret etti. Ardından tek tek çocukları işaret ederek isimlerini söyledi. "Zilan, Celal ve Cemil."

"Memnun oldum." Bana gülümsüyorlardı.
Hepsinin gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

Celal "Biz de memnun olduk abla." dediğinde hemen yanında duran Cemil onun ensesine vurdu. "Ne ablası trek, yenge diyeceksin." Gülmemi bastıramamıştım.
Kendinden yaşça büyük olan Cemil'e ters bir bakış atarak "Sanane oğlum?" Diye çıkıştı Celal.

BAYKUŞ (bölümleri kaldırılmamıştır.)Onde histórias criam vida. Descubra agora