B.3

890 50 30
                                    

ismailcantouchthis için :)

"Bu dağ bu karları nasıl taşır anlamadım. Ben bir kez vuruldum, bir daha hiç kalkamadım."

-SİRENYA-

Barbasta:

Çocukluğum bu kütüphanede geçmişti. Sıra sıra inci gibi dizili kitaplıklar belli bir düzen içinde şerit halinde aralarından iki insan geçecek kadar boşluklarla kendini sıralıyordu.

Sekiz raflı ahşap kitaplıklar arasında parmaklarımı kitaplar üzerinde gezdirerek dolaşmak özgürlüğümdü.

Gözlerim sonunda aradığını buldu.
Kitap hala bıraktığım yerdeydi. Dikkatlice alıp her zamanki cama doğru bakan kırmızı kadife koltuğa oturdum.

Güneş batmak üzereydi.

Aklım gece mavisi gözlerdeydi.

Derin bir nefes alıp sakince kaldığım yeri buldum.

Ve kaldığım yerden devam ettim.

Güneşin Lordu Desra, Güneşe sadıktı.
Ve Güneş için değerliydi.

Bunu bilirdi

Hırçın, asil lord Egofilyaya kafa tutan bir cesarete sahipti. Öyle ki bir tanrıça ile evlenmek istedi. Bir tanrıçanın evlenmesi nadiren gerçekleşebilirdi. Tanrıçaların birliktelikleriden doğan gücü çoğu ölümlü kaldıramazdı. Evlilik beraberinde ölümü getirirdi.

Güneş tanrıçası Soare lordunun bu istediğini kabul etti.

Ve mucize eseri Lordunu kaybetmedi. Ölümlü Desra Tanrıçasından aldığı güç ile ölümsüzlüğe kavuştu.

Mutlu birliktelikleri bir çocuk ile taçlandı.

Dillere destan bir çocuk...

Kaldamar Mavro

Egofilyanın görmediği bir güzellik...

Bebekken bile savaşçı olduğu her halinden belliydi.

Ağlamaz, ve sanki sizi anlar gibi gözlerini üzerinize dikerdi.

Bebeğin gözlerine bir kez bakan herkes çocuk için kan akıtmaya hazır olurdu.

Tanrıça oğlunu herkesten sakınırdı. Onu özenle korurdu. Ama kız kardeşinden sakınamamıştı.

Ve ayın dolunay olduğu bir vakitte oğlu bilinmezlik dolu bir geceye karıştı.

Güneş ve lordunun saadetine dayanamayan Ay oğullarını kaçırdı.

Ve savaşın ilk adımı atıldı.

Ay Tanrıçası Desra için,

Güneş tanrıçası oğlu için bir savaş başlatmıştı.

Veniklere taraflarını seçmelerini buyurmuşlardı.

Yalnız Güllerin MelodisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin