B.26

202 12 20
                                    

"Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. Yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun:

'Ne yapalım kısmet değilmiş...' "

-Sabahattin Ali

-SİNERYA-

Merd

Karanlık koridorlardan geçerken hızlı ve aceleciydim.

Güneş yeni doğmuş hava hafiften aydınlanmaya başlamıştı.

Kaldamar'ın uyumuş olması için dua ediyordum.

Kaldamar bensiz uyuyamazdı ki...

Vicdan azabı ile odamıza hızlıca girerek etrafa göz gezdirdim.

Yatakta oturmuş bomboş benim yatağıma doğru bakıyordu.

"Kaldamar."

Sesimi duyması ile gözleri anında beni buldu.

"Gelmişsin." dedi kuru bir sesle.

Sıkıntı ile onu onaylarken yavaşça yanına oturdum.

"Özür dilerim. Seni yalnız bıraktım." diye mırıldandım.

Bana doğru bakarken ruhsuzca gülümsedi.

"Yalnız değildim."

"Nasıl?"

Etrafa bakarken duyduğum güzel kadın kokusu ile gözlerimi kocaman açtım.

"Ben yokken odamıza kadın mı attın Kaldamar?"

Bu halim ile yüzü hafifçe güldü.

Beklemediğim bir anda çenemi tutarak yan çevirdi.

"Sen ne yaptıysan onu yaptım." dedi boynumu işaret ederek.

Çenemi ondan kurtarırken artık utanacak bir şeyim kalmamıştı.

Her halimi görüyor ve yüzüme vurmaktan keyif alıyordu.

"Ben bir şey yapmadım." dedim kendimi yatağıma atarak.

Koku yatağımda yoğunlaşırken hızla doğruldum.

"Benim yatağımda mı yaptınız yoksa Kaldamar?"

Bu halim onu güldürdü.

Az da olsa yüzü gülmeye başlamıştı.

"Merd, bir şey yapacak olsam niye senin yatağını kullanayım?"

Sırıtarak yeniden geri yattım.

"Tek yatak yetmediyse demek." dedim alayla.

Kafama fırlatılan yastık ile kıkırdadım.

"Beni kendinle karıştırma çocuk." dedi sert bir şekilde.

Yine de güldüğü anlaşılıyordu.

"Raçi nasıldı?" demesi ile korku ile yutkundum.

"İyiymiş öyle duydum." dedim suçlulukla.

"Merd, bana bak."

Kafamı ondan yana çevirdim.

Gözlerinde keskin bir ifade vardı.

"Ne olursa olsun bana yalan söyleme."

Biliyor muydu?

Yalnız Güllerin MelodisiWhere stories live. Discover now