Çok şaşırmıştım. Berkenin dudaklarından ayrılıp kapıya doğru koştum. Berkede koştu. Bağırıyordu ama onu anlamıyordum. Şansıma yolda bir taksi gördüm. Durdurup taksiye bindim. Çantamda telefonumu çıkarıp Hirayı aradım.
-Alo Hira.
+Efendim canım. Nilsu noldu? Senin sesin iyi gelmiyor.
-Sonra anlatırım. Size geliyorum.
+Tamam. Görüşürüz.
Telefonu kapatıp çantama fırlattım. Hala ağlıyordum. Niye bilmiyorum. Sadece öpmüştü. Ama bu benim ilk öpücüğümdü. Kafamı cama yaslayıp dışarıyı seyretmeye başladım.
-Geldik hanım efendi
Konuşmadan yanıma aldığım paradan bir miktar alıp taksiciye verdim. Hira kapıda beni bekliyordu. Taksiden indiğimde koşarak yanıma geldi ve sarıldı. Bende ona. Sarılmayı bırakıp eve ilerledik. Anne ve babası evde yoktu. Bu benim için iyiydi. Salona geçip oturduk. Hira hemen sordu:
-Kızım noldu anlatsana.
+Tamam anlatacağım. Rahat kıyafetler verir misin?
Hira hemen üst kata çıkıp geceliklerden getirdi. Onları üstüme geçirdim. Saçımı gelişigüzel topuz yaptım. Hiranın uzattığı suyu içerek konuşmaya başladım. Ona herşeyi anlattım.
-Kızım sen mal mısın? Ağlanır mı bunun için? İnanmıyorsun ama Berke seni seviyor.
+Bilmiyorum. Benim dinlenmem lazım.
-Hadi gel çıkalım.
Üst kata çıkarken kendimi hayattan bezmiş gibi hissediyordum. Hiranın odasında yere yatak yapılmıştı. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Hira da dişlerini fırçalayıp yatağına girmişti. Bene benim için hazırlanan yatağa girdim.
-İyi geceler tatlım.
+İyi geceler.
Sabah uyandığımda Hira yatağında yoktu. Kalkıp lavaboya gittim. İğrenç yüzümle karşı karşıyaydım. Göz altlarım şişmişti. Elimi yüzümü yıkayıp Hiranın benim için ayırdığı kot şort ve yarım t-shirtü üzerime geçirdim. Saçlarımı topuz yaptım. Çantamı alıp aşağıya indim. Hira hazırlanmıştı. Doğradığı domatesleri masaya koydu ve bana döndü:
-Günaydın canım.
+Günaydın. Hazırlanmışsın. Nereye?
-Hm evet. Eski arkadaşlarımla buluşacağım. İstersen beraber gidelim.
+Yok ya. Sağol.
-Peki benim çıkmam lazım.
+Bayy
Hira evden çıktı. Yalnız kalmıştım. Oturup kahvaltımı yaptım. Masayı toplayıp salona geçtim. Televizyonu açtım. Birşey yoktu. Telefonumu elime aldım. Berkeden bi dolu mesaj ve annemden iki arama vardı. Berke "Nerdesin? Nereye gittin? Noldu? Cevap ver" gibi mesajlar atmıştı. Son mesajındaysa " Tamam madem cevap vermiyorsun kendin bilirsin. Anahtarını kapıcıdan alabilirsin." yazıyordu. Hiraya mesaj atıp evden çıktım. Hava iyi gelmişti. Yürümek istedim.
Sitemize geldiğimde kapıcı Mehmet Amca bahçedeydi.
-Merhaba Mehmet Amca
+Merhaba kızım. Al. Bu anahtarın
-Kolay gelsin
+Sağol
Anahtarımı alıp evime ilerledim. Anahtarı çevirip kapıyı açtım. Evimi çok özlemişim. Çantamı dolabın üzerine bırakıp salona geçtim. Şok olmuştum. Berke koltuğun üzerine yayılmış bana bakıyordu.
-Sen napıyosun burda?
+Konuşmalıyız.
