Elin Adamı ~18~

716 25 0
                                    


Yıldıza basmayalı unutmayalım. İyi okumalar...

---

Yutkundum ve başımı endişeyle Rüzgar'a çevirdim. Abim yanlış anlayıp dost falan demeden Rüzgar'a saldırabilirdi. Rüzgar'a kaç desem bu sefer de konu daha çok yanlış anlamaya müsait olabilirdi. Herifin yüzünde azıcık korku da yoktu, ne tuhaf bir çocuktu ya...

Abim yanımıza gelip çatık kaşlarıyla Rüzgar'ı şöyle bir süzdü. "Hayr'ola kayınço, nereden böyle?" Deyip gözlerini bana çevirip kıstı.

Elimi abime uzatıp, "Abi..." Dedim ama devam edemedim. Elini havaya kaldırıp beni susturdu. "Kayınço dedim abiciğim değil mi? Bırak da o cevaplasın."

Rüzgâr'ın yüzündeki rahatlık kuşkuya yer verdi ve abime döndü. "Gülçehre'yle sokağın başında karşılaştık, gece geç vakit diye eve kadar eşlik edeyim dedim ama," deyip abimin gözlerinin içine baktı. "Yanlış mı yaptım, anlamadım?"

Abim başını eğdi ve içine nefes çekti. "Yanlış olduğundan değil. Asıl sen beni yanlış anlama, seni tanıyorum ne de olsa ama başkası seni benim gibi tanımak zorunda değil. Etrafın gözü göz değil, fitnelik ajansı. Gülçehre'de bekar bir kız, ben de bacım hakkında durduk yere ileri geri konuşulmasını istemem."

Rüzgar'ın gözleri kısa bir an beni buldu ve başını ağır ağır salladı. "Haklısın," Dedi ve geriye doğru adım attı. "Ben gideyim artık. İyi akşamlar." Abim başını eğdi. "Sana da kardeşim."

Sessizce nefes verdim. Abimin yanlış anlamamasına sevinmiştim.  Bir de onun kılıf uydurmasıyla uğraşamazdım.

Abimle birlikte eve geldiğimizde abim evin bahçesinde beni durdurdu. "Biraz konuşalım mı?" Diye sordu. Yüzündeki sıkıntılı ifadeye kaşlarımı çatarak karşılık verdim. "Bir sorun mu var abi?"

"Yok, sorun olduğundan değil," elini saçlarına götürüp saçlarını karıştırdı. "Önceden konuşmam gerekiyordu ama cesaret bulamadım."

Ona anlamsızca baktım. "Cesaret mi bulamadın, bana karşı mı?"

Yutkundu. "O evliliğe sessiz kalsan bile istemediğini biliyorduk Gülçehre, seni anlıyorduk."

Kaşlarımı kaldırdım. "Bildiğinizi biliyordum abi ama beni anladığınız doğru değil. Siz beni anlamadınız, göz göre göre beni tanımadığım, etmediğim, daha da önemlisi sevmediğim bir adamla evlendirmeye kalktınız. Niçin?" Hahladım. "Abimin gönlü hoş olsun diye, biricik Feyza'sına kavuşsun diye. Sen Feyza'yla mutlu ol diye ben mutluluğumdan vazgeçtim be abi. Ben sessiz kalmadım, siz beni susturdunuz. Şimdi söyle bakalım, bir dediğinizi ikiletiyor muyum, gerçekten de o her seferinde dediğiniz şımarık Gülçehre miyim?"

Arkamı döndüğüm sırada abimin, "Daha bitmedi Gülçehre," dediğini duydum ve omzumun üstünden arkama döndüm. "Bitti abi, sağolsun Rüzgar beni bu dertten kurtardı."

Eve girdiğimde annemi ve babamı oturma odasında otururken buldum. Onlar beni fark etmemişti. "Olacağı buydu, kaderin önüne geçilir mi hiç?" Dediğini duydum annemin.

"Daha ortada bir şey yok, çocuğun isteği olmadığı sürece kimsenin bir diyeceği olmaz. Kendi kızını düşün, böyle bir şey ister mi?" Babamın öfkeli sesi de peşi sıra gelince konu ben olduğunu anladım.

Kaşlarımı çattım ve içeri girdim. Yine benim yerime ne karar kılmışlardı, merak ediyordum. "Neyi istermişim, söyleyin de ben bileyim." Babam gözlerini bana çevirip homurdandı. Annem çekingen bir bakış attı. "Eski mesele kızım, önemli bir şey yok."

Göz devirdim. "İyi bari, ben odamdayım."

Oturma odasından çıktığımda annem arkamdan seslendi. "Aç acına mı?"

ELİN ADAMI (Yarı texting)Where stories live. Discover now