22

431 47 16
                                    

Taeyong ertesi sabah, erkenden kahvaltılık yemek hazırlamış ve kaplara koyarak Jaemin'e yaklaşmıştı.

"Güzelim benim, uyan bakalım!" Jaemin yavaşça gözlerini açarken Taeyong gülümsedi.

"Hadi, hazırlanıp çıkmamız lazım. Yüzünü yıkayalım mı?" Jaemin yatakta oturmaya çalışırken yine çarşafın üzerşine düşünce Taeyong onu kaldırıp lavaboya götürdü.

Yüzünü yıkarken de Jaemin'in kirli pijamasını fark etti, yedi yaşında, kötü şeyler yaşamış bir çocuk için çok normaldi.

Jaemin de utançla ona söylemeye çalışırken Taeyong gülümsedi.

"Sorun değil hayatım, sadece makineye atacağız ve geçecek. Sana hiç kızmadım." Dişlerini göstererek de gülünce psikoloğun dediğini yerine getirmiş oluyordu, eşofmanı çıkardı ve küçük çocuğa hızlıca duş aldırdı.

Onu havluyla kurutup, giydirdikten sonra eline saç kurutmayı vermişti.

"Bu düğmeye basıp kafana tut, sürekli salla ve uzakta tut, hemen geleceğim."

Jaemin onun dediğini yaparken Taeyong yatak örtüsünü de makineye atıp çalıştırdı, ardından çocuğun yanına döndü.

"Şimdi onlar uyanmamıştır ama biz kaldırırız, olmadı anahtarınla gireriz." Jaemin kafa salladı.

"Oyuncak da götürebilir miyim?"

"Tabi ki hayatım." Jaemin oyuncak kedisini alırken, Taeyong yemek kabını da aldı ve hızla evden çıktılar.

Yemek kabı bisikletin sepetinde yerini bulurken, Jaemin küçük minderli yere oturdu.

"Bana sıkıca tutun bebeğim, sakın bırakma tamam mı? Ne olursa olsun, kafanı da sırtıma daya, sakın kaldırma. Sana bir şey olacak diye aklım çıkıyor." Jaemin kafa salladı.

"Asla bırakmayacağım anneciğim." Taeyong biraz rahatlarken gülümsedi.

"Peki o zaman, başlıyoruz." On beş dakika sonra Jaehyun'un evinin bahçesindelerdi.

Taeyong kapıya hızla vurmaya başladıktan bir dakika sonra Jaehyun hızla kapıyı açmıştı.

Büyük beden bol pijaması, çıplak üstü ve yeni uyandığı için kızarık, yarı kapalı gözleriyle kapıyı açmış ve hırsla kapıdaki kişiye atılmıştı.

"Ne var?!" Taeyong da beklediği tepkiyle kabı kaldırdı.

"Yemek yaptım sana." Jaehyun bununla sakinleşirken Taeyong her zamanki numarasının işe yaramasına gülüp içeri geçti.

Jaemin de onu takip etmişti.

"Gerçekten mi? Saat sekiz."

"Evet, hadi dört tane yumurta haşla. Ben de Jeno'yu uyandırayım."

Jaehyun ekledi o odadan çıkarken.

"Benim yatağımda."

"Niye?"

"Dün konuşurken uyuyakaldı." Taeyong odadan çıkınca Jaehyun Jaemin'e döndü.

"Günaydın."

"Gü-günaydı-dın b-b-baba!" Jaehyun onu germemek için gülümsedi.

"Otur istersen, bacakların ağrımasın. Sana çizgi film açacağım." Jaemin hafifçe koltuğun köşesine oturdu.

Jaehyun çizgi film açıp, kumandayı Jaen'in yanına koydu.

"Kedin ne kadar güzelmiş, en sevdiğin oyuncağın bu mu?" Jaemin kafa salladı.

"Peki bir adı var mı?"

Jaemin kafasını iki yana salladı.

"Belki sonra Jeno bulmana yardım eder, isim bulmak hakkında çok iyidir." Jaemin kafasını iki yana sallayınca Jaehyun konuyu uzatmaya devam etti.

"Çok güzel kokuyorsun." Jaemin ona baktı, aldığı iltifatla gözleri parlamıştı.

"T-t-teşekkür ederim, anne beni yıkadı. Sen de çok güzel kokuyorsun ba-baba."

Onlar birbirlerine bakıp gülümserken Taeyong kucağındaki Jeno'yla salona gelip, onu koltuğa, Jaemin'in yanına bıraktı.

"Jaehyun yumurtaları attın mı?"

"Hemen atıyorum."

"Dur ben de yardım edeyim." Onlar hızla mutfağa ilerlerken Jaemin kendini geri atmış, sırtını koltuğa yaslamıştı.

Uyku memuru Jeno da kendini Jaemin'in dizlerine uzandırmıştı. Jaemin dizlerindeki çocuğu bir süre izlemiş, büzülüp uyumaya devam ederken hafifçe saçlarına dokunmuştu.

Yavaşça okşamaya başlarken Jeno uykuya dalmıştı bile.

İki ebeveyn minik gürültülerle kahvaltıyı hazırlarlarken Jaehyun elini çubuklara uzatmış, Taeyong'un da uzatmasıyla elleri buluşmuştu.

İkisi de birbirine bakarken Jaehyun ellerini çekti.

"Sen koy, ben de yumurtaları alayım." Taeyong çubuklaeı alırken mırıldandı.

"Jaehyun şey... sabah gelmemize kızdın mı? Ben hem ben hem de Jaemin Jeno ile yakınlaşırız diye-"

"Hayır, sorun değil. Ben kapıyı öyle çalınca sinirlendim."

Taeyong kafa salladı.

"Bu arada... üşümüyor musun?"

Jaehyun kafasını iki yana salladı.

"Sonra giyerim tişört, hadi çocukları çağıralım." Jaehyun içeri ilerlerken Taeyong da peşinden ilerledi.

"Çoc- uyumuş Jeno."

Jaehyun önünde eğildi, Jaemin de saçındaki ellerini çekmişti.

"Jeno babacığım kalk hadi, yemek yiyelim." Jeno minik bir mırıltı çıkartırken Jaehyun onu hafifçe doğrulttu.

"Jeno annen evden gidiyor!" Jeno gözlerini açınca Taeyong gülüp onu elinden çekti.

"Korkutma çocuğumu, hadi Jaemin." Onlar sessizce yemek yerken Jeno'yu daha çok ebeveynleri beslemişti, o hala uyukluyordu.

Yemek ve masa toparlandıktan sonra Jaemin salona geçmiş, Jeno da peşinden ilerleyip televizyonu açarken Taeyong çantasından çıkardığıyla Jaemin'e ilerledi.

Ellerini tutup, dizine koyduğunda Jaehyun ve Jeno ona bakıyorlardı.

"Ne yapıyorsun?"

"Jaemin'in tırnakları güzel olsun diye bir şey sürüyorum." Bu tırnak sertleştiriciydi, Jaemin sürekli parmaklarını ağzına soktuğu için doktor önermişti.

"Bana da sür!" Jeno annesine koşarken Jaehyun lafa girdi.

"Senin ihtiyacın yok ki canım." Jaemin üzgün gözlerle Jaehyun'a bakıp gözlerini kaçırınca Jaehyun kendini kötü hissetti.

"Süreyim anneciğim ama sadece bir kere tamam mı?" Taeyong sürerken Jaehyun da ona yaklaştı.

"Bunun bir zararı var mı?"

Taeyong ona döndü.

"Düzenli kullanımda etkisini gösteriyor, hem çoğu insan kullanıyor. Bir zararı yok." Jaehyun kafa salladı.

"Hadi gidin biraz oynayın, Jeno oyuncaklarını göstersene Jaemin'e."

"Tırnaklarınızı sürmeyin bir yere ama!"




Just A Night For Pregnancy -JaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin