14.Bölüm

60.7K 2.6K 626
                                    

Elindeki kahveyi büyük bir tutam memnuniyetsizlik ile içen kocama gülmemek için kendimi tutarken ortamı kaçamak bakışlar eşliğinde göz ucuyla süzdüm.

Hepimiz çil yavrusu gibi bir köşeye çökmüş sessizlik içinde yıpranıp gidiyorduk.

Her sessizlikte vardır bir keramet demişler.İnşallah bu defa başımıza yine bir olay veya fiili bir durum gelmez idi.

Ortam ne zaman sükuta bürünse hemen peşi sıra kıyametler kopuyor biz kendimizi ansızın nezarethane köşelerinde buluyorduk.

Kimse bu anı bozup başını ağrıtmamak için olsa gerek çıt çıkartmamaya yeminli gibiydi.

Ya da Maran'ın konuşmaması işimize geliyordu zira yaşlı amca ile geçmişe dayanan vukatinin şerrinin olumsuz bir yansıma yapması hepimizi endişelendiriyordu.

Gerginlikten tutulan omuzumu usul usul hareket ettirdim kendime gelmek adına.Dudaklarımı dişliyor,sıkıntı ile soluyup duruyordum.

Bir an önce evime gidip rahat rahat uzanmak ve uyumak gibi planlarım vardı.

Ama nafile...

Bu sessizlik böyle süregiderse işin içinden çıkamayacak ve benim hayallerim bir gemi ile dibe çöküp batık bir geminin içinde esir olarak tutsak kalacaktı.

Boş boş etrafı incelemeyi bırakıp Maran'ın kolunu dürttüm.Bakışları bana dönerken gözlerimin en derin katmanına kadar indi ve adeta içimi okudu.

Onunla konuşmama gerek yoktu.Ona bir şeyler fısıldayıp kendimi anlatmama da gerek yoktu.Harelerimin en kuytularına süzülüp ona aktarmak istediğim her şeyi çok iyi anlıyordu.

Benim canım sevdiceğim, hayatımın adamı beni çok iyi tanıyordu...

Bana güven verircesine gözlerini kırpıştırdı ilk olarak.Dudaklarının üzerine kondurduğu tebessümü içimi nahoş ederken ona sarılıp öpmemek için kendimi zor tuttum.

Eve gidince borcum olsun.En güzelinden bir öpüş armağan edecektim dolgun pembeliklerine.

Maran karşımızdaki yaşlı amcaya dönmeden hemen önce boğazını temizleyip konuşmak için hazırlık yaptı.

Bu adamın bütün kız istemeleri fiyaskoydu fakat bir nebze umut yokluyordu her şeye rağmen benliğimi.Beni yanıltmayacağını, söylediklerime kulak vereceğini düşünmek istiyordum.

"Beyamca,çok sıkıldım içinde bulunduğum bu andan o yüzden daha fazla eveleyip gevelemeye gerek yok.Senin kızı bizim Cemşit'e istiyoruz."

Yerinde iyice yayılıp sırtını koltuğa yaslayan Maran,tesbihine yavaşlıkla süregelen parmak hareketleriyle yön verdiğinde odada ufak bir ahenk dolu sesin sirayet bulmasında etkin rol oynadı.

Buz gibi bakışlar eşliğinde ortam donakaldı.Kaşlar çatıldı,dudaklar kavislendi.

Yaşlı amcanın yanında oturan ve eşarbının bir kısmından dökülen beyaz saçları ile birlikte fazlasıyla suratının her karışında asıklığın hüküm sürdüğü ton ton yanaklı teyze  homurdanarak söze girdi.

"Böyle kız istendiğini de ilk defa görüyorum bu ne böyle canım!"

Ben bu adama söze girmesi için istekte bulunmuştum lakin söze böyle gireceğini kestirememiştim.

Kaç gündür yaptığım bütün uyarıları tek kalemde silip attı...

Cemşit kulağıma doğru eğildi can havliyle.Ağlamaklı sesler çıkartıyor,benden medet umuyordu.

"Yengem, şu deli kocana bir şey de hele yoksa mutluluğuma çomak sokacak lafları."

Şaşırmamam gerekiyordu,beni dinlemeyip her an kafasına eseni yapacağının bilincinde olamam gerekiyordu ama ben yine de her defasında umutla dolup beni kırmaz diye bekliyordum.

Deli Maran +18|KabadayıWhere stories live. Discover now