Bölüm 23 - Gerçek Spartan Yolu

1.1K 36 20
                                    

Bölüm 23 - Gerçek Spartan Yolu

   *Spartan Türkçeye çevrilmiyor, bu yüzden Oxford Languages'e göre spartan "konfor veya lüks eksikliği" anlamına geliyormuş.

  Hayatta en korktuğum 3 şey vardı. Birincisi kırkayaklardı. Sınıfımdaki herkes, şık ve şık adam Tine'ın bundan korktuğunu biliyordu. Duruşundan ayak sayısına, rengine kadar gerçekten çok korkutucuydu. Bir kırkayak gördüğümde, Tayland'ın tüm sınırlarını aşacağımı ve Rusya'dan fırlatılan füzeler kadar hızlı koşacağımı biliyorlardı.

  İkincisiyse yükseklikti. Yüksekten aşırı derecede korkuyordum. İnsanlar, yer ne kadar yüksekse o kadar soğuk derlerdi. Bu yüzden aşağıdaki sıcağa katlanmak zorundaydım çünkü yüreğim yükselmelere dayanamıyordu. Sadece bakarken bile başım dönüyordu. Dokuzuncu sınıfta bir keresinde kamp gezisi için bir kuleye atlamak zorunda kaldık. Bilin bakalım ne oldu? Pantolonuma işedim. Bir dokuzuncu sınıf öğrencisi düşünün. Bunun ne kadar utanç verici olduğunu tahmin edebilirsiniz.

  Üçüncüsüyse abimdi, P'Type. Doğduğumdan beri görünür olmuştu. O bir mükemmeliyetçiydi ve evrendeki her şeyi hemen fark ediyordu. İlkokulda silgisine dokunmaya tenezzül bile etmedim çünkü kullanılıp kullanılmadığını anlayacaktı. Yani benim için en etkili kişi annem babam değil, abimdi. İnsanlar o zamandan beri hep aramızda bir karşılaştırma yaptılar. Oynak ve neşeli tip Tine ile ciddi ve hayalet benzeri tip Type.

  Sadece bu üçünden korktum. Sadece üç şey, yine de bu kadar korkuyordum işte. Ve şimdi, sanırım dördüncü şeyse, kelimeler savaşının kaosunun ortasında ortaya çıktı...

  Man.

  Lanet olsun! Man'dan bu hayatta her şeyden daha çok korkuyordum. Oynamaya gelmemişti çünkü bu pislik, bana abimle flört edeceğini söyledi. Instagram'da kullandığı sözlerden belli oluyordu. Beni gerçekten korkutmuştu, bu yüzden bir şey soruyormuş gibi Sarawat'a bakmak zorunda kaldım. "Seni endişelendiren ne?" Sarawat zekiydi. Gözlerimi hemen anladı. Ya da belki beni çok iyi tanıdığındandı.

  Romantik olup olmadığını mı soruyordy? Hayır. Çünkü bacağım, onun piç arkadaşını tekmelemeye hazırdı. O gönderisinden sonra nefret etmiştim! "Man abimle flört edeceğini söyledi."

  "Yani?"

  "Herkese asılabilir ama P'Type'a dokunamaz."

  "Benim bir boktan haberim yok. Man kendisi karar vermiş."

  "Git ve arkadaşına her ne planlıyorsa durmasını söyle. Benim abim senin sandığın gibi pek de centilmen değil."

  "Biliyorum."

  "..." Atmosfer sanki aniden öldü. Oturup ona bakmak için arkamı döndüm. Abimden ne kadar korksam da kimsenin onun hakkında kötü konuşmasını istemiyordum. "Tamam. Şunu halledelim."

  Benim biraz endişeli bir ifade takındığımı gören Sarawat hemen telefonu açtı. Bu sefer kimseyi aramadı, yorum yazmaya odaklandı. Tüm kelimeleri doğru yazacağından emin oldu. Beş dakikadan kısa bir süre içinde, Man'in sırıttığı resmin altında başka bir yorum belirdi...

   Sarawat: İyi, Tine seni desteklediğini söyledi.

  Bu neydi lan?

  "Cevabın neden böyle?" Onu yüksek sesle azarladım ama Sarawat sadece omzunu silkip sinsi bir sırıtış gönderdi bana.

  "Önce abin benim olana dokundu."

  "Ne? Ciddi misin sen? Bunlar tamamen farklı şeyler! Neden Man'e yardım ediyorsun?"

2ɢᴇᴛʜᴇʀWhere stories live. Discover now