Akşam yemeği

779 75 20
                                    


"Arz-ı hâl etmeye câna seni tenhâ bulamam,
Seni tenhâ bulacak kendimi aslâ bulamam" (Ulvî)

Imm..Sinirlilik neredeyse ağrıya neden olabilir. Özellikle alt dudağınızı kanayana kadar ısırırsanız. Ama Will acının ve metalik tadın tadını çıkardı. Nedense bu onu biraz sakinleştirdi. Ama bu da yeterli değil. Hannibal Lecter birazdan mutfağında dikilip yemek hazırlayacaktı. Will, eski profesörüyle bütün bir akşam boyunca hiç yalnız kalmamıştı. Beklemesi mi yoksa korkması mı gerektiğini bilmiyordu.

Akşam yediydi. Hannibal'ın gelmesine daha bir saat vardı.
Tam 1 saattir mutfağın duvarındaki saatle bakıştıktan sonra böyle anlamsızca beklemekten sıkılıp Köpeği Winston'ı yürüyüşe çıkarmaya karar verdi, temiz hava ve egzersiz, kısa müddet de olsa Hannibal'ı unuta bilir ve kendini kemirmekten kurtura bilirdi.

Will köpek tasmasını takmadı çünkü Winston tasma olmadan oynamayı severdi. Dolaştıktan bir süre sonra ormanın kenarına ulaştıklarında alacakaranlık çöküyor ve hava soğuyordu. Gün batımı harikaydı ve Will'in bu görüntünün tadını çıkarması sadece birkaç dakika sürdü.

Aniden çok uzak olmayan bir yerden bir havlama yankılandı. Bu.. bu-
WINSTON!

Will, köpeğin sızlanan sesini takip etti. Kısa bir süre sonra onu buldu. Will başta bunun bir ayı tuzağı olabileceğinden korktu ama değildi. Winston Pençesini kesmişti. Muhtemelen bir cam parçasının üzerine çıkmıştı. Will emin değildi. Öyle ya da böyle Winston'ı eve götürmek zorundaydı.
Sonunda Will'in evine vardıklarında, Hannibal Lecter onu çoktan bekliyordu. Will'in halini görünce yüzünde endişe belirmişti

"Will!", diye seslendi Hannibal. "Ne oldu?"

Will'in kirli, kanlı gömleğine baktı.

"Sanırım Winston patisini bir cam parçasıyla kesti." yanıtladı Will.

"Bir bakayım," diye önerdi Hannibal.

Winston'ı kanepeye yatırdılar ve Hannibal patisini inceledi.

"İlk yardım çantan var mı?" diye sordu.

Will elini saçlarının arasından geçirdi ve düşünceli düşünceli  yerde duran kutulara baktı.

"Elbette var, ama hangi kutuda bilmiyorum."
Çaresizlik içinde Hannibal'a baktı.

Hannibal anladım şeklinde kafasını salladı.

"Merak etme Will. Birazdan döneceğim."

Bandaj ve dezenfektan almak için hızla arabasına koştu. Geri dönüp Yarayı temizledikten sonra Hannibal, "Kesiğin dikilmesi gerekiyor," dedi. "Alana'yı aramalıyız."

"Alana? Alana Bloom?" diye sordu Will.
Hannibal ona kısık gözlerle baktı.

"Evet, elbette. Veteriner olduğunu biliyorsun. Downey Road'da muayenehanesi var."
Will, içindeki tatsız duyguyu görmezden gelmeye çalıştı.

"Sen hala ..." Will sözünü yarıda kesti, Hannibal'ın bakışlarından bir şeyleri aydınlatmak istiyordu ama onun bakışları anlaşılmazdı.

"Hayır. İlişkimizi yıllar önce bitirdik. Ama hala arkadaşız."
Hannibal ciddi şekilde cevap verdi.

Will'in ise tek yapabildiği başını sallamaktı. Hannibal ve Alana arasındaki aşk ilişkisi
Will'in yıllar önce Rigminton'dan ayrılmasının ana nedeniydi. Hannibal bittiğini söylemişti o yüzden şimdi tahminlerinde yanılmadığını emin olmuştu.

Yirmi dakika sonra Alana'nın antrenmanına vardılar. Doğruyu söylemek gerekirse Alana hâlâ hatırladığı kadar güzeldi.

"Will! Seni gördüğüme çok sevindim!" diye seslendi, ona sımsıkı sarılarak.

İnsanlara dokunmaktan asla hoşlanmayan Will, bu yüzden kendini çok rahatsız hissetti.
Boğazını temizledi ve kendisini onun dokunuşundan kurtardı.

"Seni tekrar gördüğüme sevindim Alana. Köpeğim Winston'a yardım edebildiğin için çok minnettarım."

Alana Will'in söylediği sözlerden sonra Hannibal'in kollarındaki köpeği fark etti.

"Onu buraya koy." Alana muayene masasını işaret ederek söyledi. Hemen Winston'ın pençesine baktı.

"Onu dikmem gerekiyor. Bana yardım eder misin?
Hannibal ?"

Hannibal kafasıyla onaylayarak kısa sürede ona katıldı ve ceketini çıkardı.

Will Winston'unun üzerinde dikiş yapan Alana'ya ve ona yardım eden Hannibal'a baktı. Şimdi ise kıskançlık onu sarmıştı. Belki de geri dönmek bir hataydı diye düşündü. Onlar birlikte çalışırken tek kelime etmemeye ve onlara bakmamaya çalıştı.

"Will, iyi misin? Neden oturmuyorsun?" dedi Hannibal düşünceli bir şekilde.

Alana ona gülümsedi. "Merak etme Will. Köpeğin yakında iyileşecek.
Birkaç dakika içinde işimiz bitecek."

Will cevap vermedi. Hannibal'ın endişeli bakışlarını üzerinde hissetti.
Alana'ın söylediğinden daha tez - Beş dakika sonra Winston'ın patisine tıbbi müdahale yapıldı.

"Akşam için ne planlıyordun?" Will'e ellerini yıkadıktan sonra sordu Alana.

"Ah, Hannibal ve ben ilk dersimi kutlamak istedik. Bizim için bir şeyler pişirmek istedi. Ama sonra Winston yaralandı."

Alana'nın yüzü aydınlandı. "Ne harika bir fikir! O zaman Rigminton'a dönüşünü birlikte kutlayacağız. Hem bende Winston'a bakabileceğim."

Alana, Hannibal ve Will'i neşeyle takip etti.

Will, Hannibal'ın yüzünde hiçbir duygu belirtisi görmedi, oda hayal kırıklığını göstermemek için elinden geleni yaptı. Tabii ki, hayal kırıklığına uğramamıştı! Neden olmalı? Ama Will kimi kandırıyordu ki?
Üç yıl geçse bile durumu değiştirmedi. Hala Hannibal'a aşıktı. Ve hala onu deli gibi kıskanıyordu.

Profesör//Hannigram✔️Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora