Adsız Bölüm 7

6.5K 98 35
                                    

İKİ YAŞLI KADIN ÖFKEYLE BAKIP MISIR SOYUYOR

Küflenmiş ağaç kokulu rutubetli ormanlardan, eriyen kar sularıyla coşan nehirlerden geçtik. Sonunda ormanı ikiye bölen balçık çamurlu ve belirli aralıklarla kakaolu kek gibi kabarmış tarlaların bulunduğu bir yola çıktık. Ayaklarım tamamen çamurlarla kaplanmış, botumun içi ıslanmıştı. Yolun kenarına, toprağa çakılmış tahta bir tabelada "DİKKAT GEYİK ÇIKABİLİR" yazıyordu. Tam üstünde de siyah yağlı boyayla çizilmiş geyik resmi vardı. İlginç olansa geyiğin köpek dişleri oldukça uzun ve sonradan acemi bir çizer tarafından kondurulmuş gibi gözüküyordu. Stil tabelaya bakıp gülmeye başladı. Luk, Stil'e dönüp:

"Aklından ne geçti?" diye sordu.

Stil başını sallayıp:

"Önemli değil!" dedi. "Geçmişte kalan bir anı sadece..."

Nereye gittiğimiz konusunda hiçbir fikrim yoktu. Luk'a dönüp:

"Daha ne kadar yürümemiz gerekiyor?" diye sordum.

Parmağıyla tam karşımızdaki tepeyi işaret edip:

"Beyaz yapraklı ağaca kadar..." dedi.

Stil burnunu çekip:

"Belki beş yüz metre ötesine de olabilir." diye uyardı.

Beni, artık yaprakları ve gövdesi beyaz renkli bir ağacın olabildiği gerçeği bile şaşırtmıyordu. Çünkü bundan daha çok şaşırmam gerek bir çok şey tanıklık etmiştim. Stil'in kanatları gibi...

Ormanı ikiye bölen çamurlu yoldan bir üç yüz metre daha yürüdükten sonra, yemyeşil mısır tarlasında ellerinde bir şeylerle oyalanan iki yaşlı kadının bize dikkatle baktığını ve ellerindeki mısırların kabuklarını soyduklarını gördük. Bu mevsimde mısırın yetişebildiğini daha önce duymamıştım. Luk kolumu tutup beni kenara çekti. Stil:

"Bu olamaz!" dedi. "Bu kadar çabuk mu?"

Luk, Stile dönüp:

"Bunun anlamı nedir?" diye sordu.

Stil:

"Bü..." deyip durdu.

Sanki o sırada aklına bir şey gelmiş gibiydi. Şeytan görmüşçesine gözleri büyüdü. Bir şeyler kötü gideceği hissi çok geçmeden tüm bedenimi sarmıştı. Kalbim hızla atmaya, dizlerim titremeye başladı. Stil:

"Bizi izlemiş olmalılar." dedi. "Üstelik de büy... her neyse..." deyip aklına gelen o şeyi gene söylemedi.

Stil'in beni takip edin anlamına gelen işaretiyle mısır soyan kadınların korkunç bakışları eşliğinde, telaşlı adımlara yolun kenarındaki karanlık ormana girdik. Sanki korku tüneline girmişiz gibi hissetmiştim ve bize öncülük edenin Stil olması beni olduğunda daha fazla rahatsız ediyordu. Onu hiç sevemedim hem de hiç...

Stil'in refleksleri artmış, her tarafı şüpheli gözlerle süzüyordu. O sırada bizde peşinden yürüyorduk.

Karanlık ormanda yüz metre ilerlemiştik ki Stil durup olduğu yerde çakılı kaldı. Boynunu, doğru frekansı arayan bir alıcı gibi etrafta gezdirmeye başladı. O sırada ormanın derinliklerinden şempanze sesine benzen telaşlı bir ses yükseliyordu. Kısa süre sonrada çığlığa dönmüştü. Stil bir sese odaklanmak istiyor ama ormanda yankılanan çığlıklar sanki buna engel oluyordu. Suratı gitgide kızarmaya, daha çok da endişelenmeye başladı ve şempanze sesini andıran çığlıkların artık kulaklarımızı çınlatmaya başladığı biranda birdenbire delice:

"Koşun!" diye bağırıp tepeye doğru fırladı. "Tepeye, uçuruma kadar koşun..."

Peşinden biz...

BEYAZ KANATLI VAMPİR 1 - BAŞIM DERTTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin