•16. BÖLÜM•
Pars Karademir
2015 / İstanbul8 yıl önce...
Ayazın soğukluğu içime işlerken gizlendiğim yerde vücudumu iyice yerleştirip silahı tutuşumu düzelttim. Gece görüş kamerasının ayarlarına tekrar baktığımda her şey hazırdı. Ekibime az kaldığını işaret ederken hepsi bana pürdikkat bakıyordu. Bu hissi seviyorum. Kulaklığımdan gelen amirimin sesiyle ekibe işaret verdim.
Operasyon başlıyordu.
Uzun zamandır istihbarat ajanlarının onay vermesiyle 3 gündür bu operasyon için hazırlanıyorduk ve oldukça da hazırdık. Hatta ve hatta içimdeki heyecan patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Tek sorun bu operasyon için 2 şubenin de katılacak olmasıydı. Bu durumu sevmiyordum çünkü ben ve ekibim her şeyin üstesinden gelebilirdi. Sonuçta hepimiz fazlasıyla eğitimli mit ajanlarıydık. Ekstra bir ekibin de operasyona katılması gururumu incitmişti.
Depo binasının etrafından karanlığın içine gizlenerek ilerledik ve lakabıyla "bombacı Hüso" büyük metal kapıya patlayıcıları yerleştirdiğinde beklemeye koyulduk. Diğer ekip biz içeri girdikten sonra gelecekti. Ama öyle ki bizden biraz geride siper almış olsalar da varlıkları asla hissedilmiyordu. Onlarında iyi eğitimli olduğunu buradan anlayabilirdiniz.
Patlayan kapıyla birlikte siper alarak tek tek içeri girmeye başladık. Yönlendiren kişi ben olduğum için en son ben girecektim ama her giren adamla birlikte içeriden gelen çatışma sesi de artıyordu. Demek ki zor yolu seçip direneceklerdi.
Besmelemi çekip en son içeri girdiğimde kendimi direk bir varilin arkasına atıp siper aldım. Yan tarafımdaki varilde siper almış olan Murat'a bakarak işaretle durumu sordum. O da bana karşılık vererek 12 kadar kişi olduğunu söyledi. Görebildiği kadarıyla saat 12, 1 ve 3 yönündeydi. Alt katta ve üst katta olmak üzere ayrılmışlardı. Saat 6 yönünde olduğumuza göre bizim için en riskli olan 3 yönüydü. Başımı sallayarak onay verdiğimde kalkıp ilk 3 atışımı saat 3 yönüne attım. Benimle birlikte ekibimde ara ara yaptıkları atışlarla karşıdan gelen atış sayısında azalma olduğu belli oluyordu.
2. Ekipte içeri girip bize katıldığında çok kısa sürede karşı taraftan ses kesilmişti. Yine de bekledik ve ekipten birinin "Güvenli!" demesiyle yerlerimizden çıktık. Amaç öldürmek değildi ama ne yazık ki kendi sonlarını kendileri yazmıştı. Umarım aradan bir kaç yaralı çıkar da, sorgulama zevkine erişebiliriz.
"Tebrikler." diye arkamdan bir ses gelince dönüp baktım. Oldukça iri olan adamın sesi kar maskesinden dolayı biraz boğuk çıkmıştı.
Diğer ekibin amiri olduğunu kolunda bağlı olan kırmızı şeritten anlamıştım. Uzattığım elimi sıkarken bende ona, "Tebrikler!" dedim.
Gözlerimi çevirip etrafı incelemeye başladığımda 1. ve 2. ekibin iş birliği ile çatışmaya girdiğimiz adamlara ulaştığını gördüm. Yaralı ve ölüleri ayıklıyorlardı. Yaralılar merkezimize ait hastanemize gidecek ve konuşacak duruma geldiklerinde sorguya alınacaklardı.
Tekrar yanımdaki adama döndüğümde onunda benimle birlikte adamlarımıza baktığını gördüm. O an da arkasında bir parlama hissettiğimde ağzımdan "Dikkat et." cümlesi fırladı. Sonrası çok hızlı gelişti. Adamı tutup kendimle birlikte yere yapıştırırken baldırıma yerleştirdiğim glock tabancamı alıp sıktım. Karşılıklı iki tabanca ateşlenirken onun ki bizi ıskalamıştı ama benim mermim onun alnının ortasındaki yerini bulmuştu.

YOU ARE READING
SEBEBİ SEN
ActionDahiler de aşık olabilir... Başlama tarihi: 28/08/23 Bu kurgu tamamen bana ve hayal gücüme aittir. Kopyalanması halinde yasal işlem başlatılacaktır.