Uğraşma Benimle (bxb)

9

Atakan'dan

Bu akşam eve gelmemişti. Dönmeyeceğini düşünerek aşağı indiğimde gördüğüm süslemeler ve neredeyse sönmekte olan mumu görünce hemen bir dilek tutup üfledim.

Ne yani şaka yok muydu?

Hediye paketiyle daha çok şaşırıp yerin dibine girerken paketi alıp açtım.

İçinden çıkanlar gülmemi sağlamıştı. Tamamen bize göreydi.

O bunlarla uğraşırken ben ona bağırıp çağırmıştım. Çocuk resmen evi terk etmişti.

İçime dolan huzursuzlukla onu aramayı düşündüm ama belki gelir diye yarın arayacaktım.

Yarın oldu, iki gün daha geçti hâlâ gelmedi. Eşyaları da buradaydı oysaki. Belki bugün gelirdi.

Kapının çalmasıyla uyandım. Baya öküz gücüyle vuruluyordu.

"Şşt! Öldün mü oğlum, Atakan?"

"Çatlama, geldik."

Kapıyı açtığımda içeri daldı.

"Bir de çatlama diyor 10 dakikadır kapıyı çalıyorum."

"Uyuyordum yani sen de haa."

"A kusura bakma uyandırdığım için."

"Ee niye geldin?"

"Eşyalarımı alacağım. Yeni ev buldum. Artık istediğin gibi yaşa."

"Gerçekten mi?"

Yüzünde acının tatlı tebessümü dedikleri gülümseme belirince anlam veremedim. Ben hiç de gülmüyordum açıkçası, üzülmüştüm. Gitmesin.

"Evet, artık ev senin."

"Hayır, olmaz ama."

"Niyeymiş?"

"Öyle işte. Kal burada. Hem neredeydin kaç gündür?"

"Birileri beni özlemiş, doğru mu anlıyorum?"

"Kapa çeneni de cevap ver."

"Niye? Sen benim neyimsin ki sana hesap veriyorum?"

"Ev arkadaşımsın."

"Bana çok yakın bir mevkideymişsin."

"Öyleyim tabii. Değiştirme konuyu. Cevap?"

"Annemlerde kalıyordum. Sen öyle deyince ev aradım. Seninle şakalaşıyoruz zannetmiştim ama sen pek öyle düşünmemişsin."

"Aslında ben de eğleniyordum ama o gün canım baya yanmıştı."

"Sevgilinden ayrıldın?"

"Evet, ona da sinirlenmiştim."

"Hâlâ sinirli misin?"

"Biraz."

"O zaman gideyim ben."

"Hayır!"

"Tamam, sakin gitmiyorum."

Kendini gülmemek için zor tutuyordu resmen.

"Şimdi sen diyorsun ki: 'Bırakma beni yalnız başıma balım, cicim, böceğim, fındı-'"

"Ay sayma yeter. Hem fındığım ne be?"

"Evet, gitmez o bize. Biz Tom ve Jerry olarak iyiyiz."

"Kesinlikle."

"O zaman barış?"

"Barış."

"Ama bir dakika bir daha aynı hataya düşmeyeceğim."

İçeri gitmesiyle arkasından bakakaldım.

"He?"