"Nazlı oğlan."

9.3K 1K 768
                                    

Bu bölümde bir okuyucumu fice soktum, teşekkürler. İleride Jin ve onu daha çok göreceğiz sizi seviyorum iyi okumalarrrr.

***

Jungkook karşısındaki kıza büyük bir ciddiyetle bakıyordu. Yerine bile oturmamış, kalçasını masaya dayamış ve kollarını birbirine bağlayıp kaslarını daha çok ortaya çıkarmıştı. Kaşları çatıktı ve bazı şeyleri anlamaya çalışıyordu. Bu yüzden "anlat" dedi.

Ancak kız itiraz etti. Böyle olmazdı. Önce efendisinin onu düzelteceğinden emin olmalıydı. "İlk benim durumum ile ilgilenin."

"Sana ne olduğunu soruyorum zaten. Baştan anlat her şeyi."

Kız bir iç çekti ve parmaklarını birbirine bağladı. "Ben... Pekala biliyorum bunu demem garip çünkü beni altı yaşında görüyorsun ama cidden değilim. Ben altı yaşındayken... Büyümeye çok meraklıydım ve o gün sizin yanınıza Rose ile birlikte kaçtığımız vakit, ah... Bir tüp gördüm. Öncelikle pembeydi ve bu çok dikkatimi çekmişti, baloncuklar patlıyordu içinde. Sonra üzerini okudum. Büyüme formülü diyordu."

Jungkook sabır çeker gibi elleri ile yüzünü sıvazladı. "Hatırladım. Elinden almıştık hatta. " Jungkook bu kızı önceden dikkate almadığına pişman olmuştu ancak kendisine de hak verdi. İşi başından aşkındı.

"Ama benim aklıma takıldı. Bir gün odanıza girdim ve şişeyi aldım. İçtim. Büyüdüm, gerçekten yirmi beş oldum. Yaklaşık bir ay önce."

Jennie'nin gözleri dolduğunda aynı zamanda dudakları da titriyordu. Ellerini havaya kaldırdı kendini beden dili ile ifade etmek ister gibi, kaşları büküldü ve hayal kırıklığı ile konuştu.

"Bunun sonsuza kadar süreceğini sanıyordum, ama şimdiki aklım ile bunun yanlış olduğuna kanaat getirdim. Size sonradan gelecektim ama..."

Jennie yutkundu ve gözlerini birkaç saniye kapatıp derin nefes aldı. "Birkaç şey yaşadım o gün. Bundan vazgeçtim. Lakin hiç olmadık vakitte tekrar küçüldüm. Bir sıkıntı vardı o da altı yaşında hissetmememdi. Sanki bakış açımdaki zamanla oynamıştım."

Jungkook birkaç dakika yere bakarak düşündü. O sırada Jennie'nin iç çekişleri haricinde herhangi bir ses çıkmıyordu. Lakin kız da en sonunda dayanamadı ve sordu.

"Bir şey demeyeceksin misiniz?"

"Öncelikle az önce bana kafa tutmanın ve odama izinsiz girip eşyalarımı karıştırmanın bedelini ödeyeceksin. Madem şu an yirmi beş yaşındasın. Uzun bir ev hapsi vereceğim sana. Hoseok ile konuşurum, eğitimin evden devam eder."

"Ama-"

"Sus. O senin büyüme formülü dediğin şey bazı ilaçların hızlı yetişmesi için yarattığım bir karışım. Onu bir bitkiye dökersin ve kısa sürede sana istediğini verir. Ben de kısa sürede ilacıma kavuşmuş olurum. Lakin bunun bir süresi vardır. Bitki zamanla karışımın etkisinden sıyrılır ve eski halini alır. Yeniden küçülür ve tazecik olur. Böylece ondan bir daha ekmeme veya bulmama gerek kalmaz, hem toprağımdan hem de zamanımdan tasarruf ederim. Bu süreç hep devam eder.."

O sırada Jennie nasıl o pembe karışımı bir bitkide denediği aklına geldi. Eve geri döndüğünde de o çiçek eski halini almıştı. "Oh... Anlıyorum."

"Açıkcası bunu hiç bir kurt üzerinde denememiştim ve denemeyi de düşünmüyorum. O karışım bitkiler içindi, bizler için değil. Ama herhalde çocuklarda çiçek gibi olduğundan işe yaramış ha? Ne dersin?"

"Efendim, dalga geçmeseniz mi acaba? Zaten canım burnumda."

"Şşh, birazdan diyeceklerim konusunda daha kötü olacağına bahse girerim."

1 OMEGA / AskıdaWhere stories live. Discover now