tiyatro

1.6K 74 134
                                    

Duman-Seni Kendime Sakladım 🎶

berk'in yazdığı tiyatro olmasına rağmen ayber sahnesi yerine başka sahneler izlemek zorunda kaldığımız için ve küçük prensesle yazar kavuşamadığı için yazdım bu kurguyu, umarım beğenirsiniz.

satır arası yorum bırakmayı ve yıldıza basmayı unutmayın lütfen.

Bir haftadır olduğu gibi bugün de Berk'in yazdığı oyunun provası vardı, zaten derslerden çok oyunun provasıyla ilgileniyorlardı günlerdir. Okula da sırf prova için geliyorlardı. Bu bir hafta içinde Aybike ciddi anlamda yorulmuştu çünkü küçük prenses rolünün ezberiyle uğraşmak yetmiyormuş gibi bir de Oğulcan'ın 'O Berk denen çocuk neden kendini vezir seni de prensesi yaptı? Sana mı yürüyo bu kızıl?' tarzındaki sorularını geçiştirmekle uğraşıyordu.

Oyunun ilk kostümlü provası bitmişti, bi sonraki esas prova velilerin de olacağı provaydı. Soyunma odasına geçip üzerini değiştirecekti Aybike. Bu esnada da Berk'in oyundaki bakışlarını düşünüyordu.

O kadar güzel bakıyordu ki çocuk, Aybike çocuğun o kahve gözlerindeki derin bakışlara baktığında yaşanılan her şey, her kötü şey siliniyordu. O bakışlar çocuğa karşı bütün duvarlarını yıktığı ve sınırlarını kaldırdığı, kendini güvende hissettiği bir derinlikti.

Bir yandan olmayacak hayallerle umuda kapılıyor, bir yandan da kendini toparlamaya çalışıyordu genç kız. Çocuk belki öylesine aşık bakıyor olabilirdi ama rolü buydu öyle değil mi? Yazdığı oyunu hakkıyla oynamak istediğinden öyle bakıyordu belli ki. Kendini her ne kadar kaptırmamaya çalışıp bakışlarını aklından silmeye çalışsa da o naif cümleler aklından çıkamıyordu.

"Seni kendime sakladım tatlım."

"Seni çok bekledim be kraliçem."

Genç kız düşündükçe kızıl çocuğun ses tonundan duyuyordu sanki cümleleri. Kendi kendine sırıtırken okul eteğini giymişti ve şimdi de gömleğini giyecekti.

"Hiiii. Kahretsin yaa, offf."

Genç kızın sütyeninin kopçası çıkmıştı. Bu talihsizliğe söylenirken ellerini sırtında birleştirip bir yandan da açılan kopçayı takmaya çalışıyordu. Ama sırtına elini tam döndüremediği için de olmuyordu. Umutsuzca ellerini yanına bıraktı. Kuzenine seslenmeye karar verdi, onun da buralarda olması gerekiyordu, en azından ona taktırabilirdi.

"Asiyee! Asiyee! Orda mısın? Yardım etmen lazım bana!"

Cevap gelmiyordu. Anlaşılan Asiye orada değildi.

Kendi üzerini değiştirdikten sonra Berk, tiyatrosunun aksesuarları ile ilgilenmek için derse girmeyip orada kalmıştı. Aybike'nin kuzenine seslendiğini duyduğunda da bir şey olmuş olabilir diye oraya gitti.

Soyunma odasının kapısı aralıktı, üstünü giyinmiştir herhalde diye düşündü Berk. Aralık kapıya baktığında ise karşısında böyle bir manzara görmeyi beklemiyordu.

Genç kızın kapıya sırtı dönüktü ve iç çamaşırının kopçası çıkmıştı, ve sırtının geri kalan kısmı tamamen açıktı. Genç kız ellerini arkasında birleştirip belki olur umuduyla takmaya çalışıyordu, takamayınca da soluk soluğa ellerini iki yanına bırakıyordu.

Kızın soluk soluğa kalmış hali Berk'e çok farklı şeyler düşündürürken içinden aralık olan kapıya küfretti, ya başka birisi buradan geçiyor olsaydı?

"Asiye sınıfa gitti Aybike."

Kızın duyduğu tok sesle tüyleri diken diken olmuştu. Berk ile soyunma odasında ve Aybike'nin üzerinde hemen hemen hiç bir şey yokken baş başalardı. Berk'e dönük olan sırtını çevirmeden konuştu.

kurnaz vezirin prensesi | ayberWhere stories live. Discover now