38|PARMAK

340 18 12
                                    

Meltem'in dışarıdan gelen sesi kalbimin yerinden çıkmasına neden oluyordu.

"Öğrendiler mi?"dedim yutkunarak. Başımdan kaynar sular dökülmüş gibi yanıyordum.

"Bu kızı artık ortadan kaldırmam gerek. Cidden sıkıldım."

"Efken o kız bir polis. Ya öğrendiyse, ya seni alacaksa benden."
Efken ayağa kalkıp ellerimi tuttu ve beni de kaldırdı. Başını boynuma eğip küçük öpücükler kondurdu.

"Efken, kes şunu!"

"Aybars! Efken!" Meltem'in sesiyle Efken'i itip, masanın üzerindeki vazoyu aldım ve kapıya doğru koştum. Son kez derin bir nefesi içime çekip kapıyı hafifçe araladım.

"Aybars!" Meltem endişeli sesiyle ismimi söyleyip kapıyı itti ve içeri soktu bedenini. Bir anda boynuma dolaması ile kollarını şaşkınca gözlerimi büyüttüm.

"Ne oluyor?" Efken, Meltem'in kolunu tutup onu benden uzaklaştırdı.

Elinde tuttuğunu yeni fark ettiğim siyah, küçük bir kutuyu korku içerisinde uzattı Efken'e. Efken kutuyu çekip içini açtığında bakışlarımı kutuya çevirdim.

"Bu kimin?" Efken'in sakin sesine zıt olacak bir sesle kutunun üzerindeki kanlı notu okudum.

"Yeni koleksiyonuma en güzel parça."
Kutunun içinde kesilmiş, kanlı bir parmak vardı ve notun yanında benim dışarıda habersiz çekilmiş bir fotoğrafım.

"Senin parmağın sandım." Meltem'in konuşması ile hâlâ elimde tuttuğum vazoyu kenara bırakıp iki elimi havaya kaldırdım.

"Tüm parmaklarım burada." Efken'e bakışlarımı çevirince sırıtarak bana bakıyordu. "Ne?! Benimde olabilirdi o parmak." Gözlerimi devirip Meltem'in kolunu tutup koltuğa doğru yöneldim. Önce kendim oturup yanıma çektim.

"Ne bu kutu? Anlatsana en başından."

"Bugün biraz geç gittim işe. Tam girmişken seni sorguya çeken bir komiser vardı hatırlıyor musun? Yağız Komiser çağırdı beni. Elindeki kutuyu uzattı. Doğum günün filan mı biri bırakmış senin adına, çocuklardan biri ona vermiş bana vermesi için. Ben de şaşırdım. Kutuyu açmam ile içinde gördüğüm parmak, fotoğrafın-" Yutkunup, kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı.
"Senin parmağın sandım."dedi sonunda.

Efken'e kaydı bakışlarım. Siyah kutu hâlâ elinde, diğer elindeki telefonda bir şeyler yapıyordu. 

"Meltem yanlış bir anlaşılma filan olmuş büyük ihtimalle. Olayı kimseye açma. Bir sorun olursa o zaman biz gelir şikayetçi oluruz."

Meltem siyah saçlarını sertçe geriye itip, "Efken saçmalama. Bana kesilmiş bir parmak gönderilmiş. İçinde Aybars'ın fotoğrafı var ve sen gelmiş kimseye bir şey deme diyorsun. Her şeyi geçtim ben bir polisim. Nasıl sessiz kalabilirim buna?"dedi.

"Sessiz kalınmayacak." Arkadan duyduğumuz ses ile hepimiz kapıya doğru baktık. Açık kapıda dikilmiş bize bakan Yağız'dan başkası değildi.

En son 1 ay önce beni sorguya çektiği zaman ilk ve son kez görmüştüm onu.
Üzerindeki  beyaz gömlek yapılı vücuduna tam oturmuştu. Kollarını dirseklerine çekmiş, kot bir pantolon giymişti. Siyah saçları hafif karışmış, kahverengi gözlerini Efken'e dikmişti.

Efken'e çevirdim gözlerimi. Gecenin en karanlık tonuna sahiplik eden gözleri sert bir şekilde ona bakan gözlere dikilmişti.

"Benim meselem bu. İster gidip şikayetçi olurum, istersem olmam."

Yağız alaylı bir şekilde kıkırdayıp, "Senin fikrine göre mi hareket edeceğiz?"dedi. Efken'in sol eli yumruk halini aldığında ayağa kalktım.

303|B×BWhere stories live. Discover now