"Ya öyle işte Agra,"
Elini belime atan ve bana hatıralarını atan Kereme tebessüm ettim. Çok özlemiştim onu. Kardeşim, abim, ailemdi o benim.
"Çok özledim seni ya"
Konuşmam biter bitmez tebessüm etmiş ve saçlarıma öpücük kondurmuştu. Bende elimi baldırına atrk okşamıştım.
Gözlerim Agir ile Fatihe kaymıştı. Boğa gibi duruyorlardı adeta.
Yanımda olan Agir daha sinirliydi ve tırsmıştım anlık. Bu yüzden elimi Keremin baldırındam çektim ve doğruldum.
Aniden kalçamda bir el hissetmem ve kendimi Agirin dibinde bulmam bir olmuştu.
Şokla baktım ona. Hala gücüne alışamamıştım. Bir el hareketi ile resmen beni bir metreden yanına çekmişti.
Ben ona bakıyorken o bana bakmak yerine sinirle Kereme bakıyordu. Kıskanmıştı yine ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.
Kerem telefonu ile uğraşırken Fatihde onu izleme derdindeydi. Bu yüzden biz gören yoktu.
Fırsatı değerlendirerek boynuna yaklaşmış ve hızla bir öpücük kondurarak ona bakmaya başlamıştım.
Onu hızla öpmem ile titremiş ve çatık kaşları anında yumuşamıştı.
Derin nefes alarak bana döndü. Gözlerinde şimdi saf arzu vardı ve siniri uçup gitmişti.
Yutkunarak ayağa kalktı. Bende onu takip ederek ayaklanarak onu takip etmeye başlamıştım.
Kaldığımız odanın kapısına gelmesi ile hızla açtı ve beni Bileğimde tutarak içeri çekerek sırtımı kapıya dayamıştı.
O kadar ani olmuştu ki anlık nefes alamamıştım.
Şokla gözlerine çevirdim gözlerimi. Kaşları çatıkdı, hem sinir hemde arzu dolu bakışları vardı.
Yutkundum. Çünkü ellerini belime koymuş ve yüzüme eğilerek o sevdiğim ses tonundan konuşmuştu.
"Hoşuna mı gidiyor seni kıskanmam, sakınmam?"
Dudaklarımı yalamış ve nazlı bir biçimde tebessüm ederek kafamı sallamıştım.
"Hmmm, ama ben sana dokunan elleri paramparça etmek istiyorum"
Kaşlarım havaya kalkmıştı. Bunu beklemiyordum.
"Tenine benim nefesimden başka nefes, benden başka yen değince ben onu boğmak istiyorum, nefessiz bırakmak, öldürmek istiyorum"
Daha da yaklaştı yüzüme.
"Ve biliyor musun? Ben kendimi çok zor tutuyorum"
Gözleri dudaklarıma kaymıştı. Heyecanlanmıştım. Zaten nasıl heyecanlanmazdım ki böyle bir adama.
"Andım olsun ki, saçının teline bile birinin nefesi değerse, o kişi ömrü boyunca hortum ile nefes alır. Anladın mı sevgilim!"
Bana baskın davranması midem kramplar sokmuştu.
İtaatkar bir şekilde kafamı salladım. Bu hareketim ile de dudaklarını dudaklarıma değdirmişti ama öpmüyordu.
Kıvranmamı istiyordu ve istediğini de alıyordu.
Dudaklarına yaklaştım ama izin vermeyerek kendini geri çekmiş ve tekrardan dudaklarıma yaslanmıştı.
"Daha cezan bitmedi bebeğim! "
Elini koluma sürterek boynum getirmiş ve sıkar gibi tutmuştu.
Baş parmağı ile de yanağımı okşuyordu. Diğer eli de belimdeydi ve beni mahvediyordu.
Neyden hoşlanıp hoşlanmadığımı biliyor ve beni çok iyi tanıyordu. Ellerimi yanaklarına çıkarmak istediğim zaman bana daha çok yaslanmış ve ellerimi bedeni ile kitlemişti.
"İtaat et bana güzel bebeğim"
Heyecan ile kafamı sallamıştım. Kalbim maratona koşmuş gibi atıyordu adeta.
"Ne istiyorsun benden bebeğim?"
Yutkundum
"Dudaklarını"
Ona itaat etmem o kadar hoşuna gitmişti ki, göz bebekleri titremiş ve elleri anlık gevşemişti.
"Demek benim bebeğim dudaklarımı istiyor?"
Kafamı salladım ve dudaklarımı yayarak dudaklarına baktım.
"Ama o bebek beni çok üzdü"
Dudaklarım büzülmüştü bu dediğine.
"Özür dilerim"
Yavru ked gibi duruyordum adeta ve bunu sevmişti.
İç çekti ve dudaklarıma yapıştı. Yapışması ile iştahla inlemiş ve emmeye başlamıştım onu.
Saatlerce birbirimizi öpmüştük orada..
______________________________________
Yazım yanlışım varsa affola. Fazla uzun tutmadım öpücüğü. Günaha girmeyek 😁✋
