as it was

447 34 12
                                    

"Yine mi orada kaldın, ya sen cidden aptal mısın? Hasta olacaksın, ölü birinin yanında sabahlayınca geri dönmeyecek!"

O küçük ev şuan cehennem gibiydi. Yerlerde kırılmış bardaklar, annesinin kurduğu ama yemeklerin artık buz gibi olduğu o sofra. Hepsi kardeşinin yanında olduğu içindi, bütün bu bağrışmalar, çığlıklar...

"Dönmesin, yanında olduğumu bilsin. Ben en azından senin gibi beni umursamayan birine aşık olup onun mezarında yatıp kalkmıyorum kendi kızım varken... " Jisung dolu gözleriyle annesine bağırıyordu. Yutkundu ve konuşmaya devam etti.

"...kızımı öldüren birini sevmiyorum."

"Jisung, git. Nerede kalıyorsan kal, artık mezarlıkta mı yatarsın başka annelerin kucağında mı bilmem, benim kirasını ödediğim evde kalamazsın. Siktir git."

Annesinden ilk defa bu sözleri duyuyordu o çocuk. Küçük Eun chaa'yı koruduğu için.. Abi olmaya çalıştığı için. Anlam veremiyordu, neden hala annesinin acı çektiğini, madem ölmüş biriyse eski kocası neden önemsiyordı, kızını önemsemediği kadar...

Jisung'un gidecek yuvası hiçbir zaman olmadı. Ne zaman üzgün olsa kız kardeşinin mezarında bulurdu kendini. O gitmiyormuş da sanki ayakları onu götürüyormuş gibiydi.

Yanına 2-3 eşya alıp çıktı evden, gideceği yeri çok iyi biliyordu, yine Minho'yu aradı gözleri, yalnız kaldı ve aklına tek o geldi.

Gitmesi lazımdı ona, sarılması lazımdı. Dizlerinde uyumasına, başını okşamasına ihtiyacı vardı. Chris'e yaptıklarını yapmasına bile ihtiyacı vardı.

Sümbül, sonsuz sevgi ve bağı temsil ederdi. Kardeşine bağlıydı, sümbülün onun için anlamı çok büyüktü. Minho'ya vermek istiyordu, Çiçekleri aldığında gözündeki parıltıyı görmek istiyordu...

Yeni bir sayfa açmak istiyordu onunla, bitmesin sevgileri...

Sonsuz sevgi ve bağlılık...

Jisung cidden bağlanmıştı ona, Minho'yu sadece sevdiği çocuk olarak değilde kendi parçasıymış gibi hissediyordu. Hayatta kalan tek sümbülü oydu çünkü, tek bağlı olduğu kişi.

-⏳-

Jisung yol üstündeki esnafların arasında çiçekçi arıyordu. Bu sokaklar hep eski kokardı, sanki dünyanın her yerinde herkes gelimişmeye çalışırken burada zaman durmuş gibi.

''Saudade flower'' yazan dükkanı gördüğünde derin bir oh çekmişti. Dükkanın kapısından içeri doğru ilerleyen sarmaşıklar dükkanı daha hoş gösteriyordu. Kapıyı açtığında çalan zille içerden bir kadın seslenmişti. 

''Hoş geldiniz'' 

Hafif tiz ama yumuşak bir sesi vardı kadının. 

''Hoş buldum, Bir demet sümbül alabilir miyim?'' İçerisi büyüleyiciydi. Kadın buketi hazırlarken, Jisung ile de sohbet ediyordu.

'' Demek hoşlandığın kişi için..'' 

''Evet.''

'' Onu anlatırken bile gözlerinin içi parlıyordu, umarım birbirinizi kırmadan uzun bir hayat sürersiniz. Şanslı bir kız. '' Kız kelimesini duyduktan sonra Jisung hafifce kıkırdamıştı.

Dükkandan dışarı çıkarken kadın son bir kez seslendi. ''Unutma Jisung, kimseyi bir çiçeğin anlamını hediye edecek kadar sevme.''

-⏳-

siz

Min, ara sokağa gelir misin ?

*seen-23.17*

???

min<3

yazıyor...-23.32

yorgunum jisung acil mi?

siz

pek değil, gelir misin.

min <3

sonra buluşsak geç oldu.

siz

peki.

''Jisung aptallaşma her seferinde seninle uğraşmak zorunda değil. Yorgunmuş zaten, seveceğini söyledi. Bir şey hissetmese demezdi, seninle durmazdı. Öpmezdi...''

 Kendi kendini avutuyordu Jisung  eve doğru giderken. Minho'nun anahtarı Jisungda, Jisun'gun anahtarı Minhoda vardı. Jisung sabah kalktığında çiçekleri görür, mutlu olur belki diye eve gitmeden minhoya uğramak istemişti sadece. 

Her zamanki gibi görmeyi düşünmediği bir manzarayı yakalamıştı. 

Chris, seungmin, felix, changbin ve minho..

Minho chrisin kucağında oturuyordu diğerleride mutlu gözüküyorlardı, o günden daha çok gülüşüyorlardı. 

Jisung dolu gözleriyle ikisine bakıyordu, elindeki sümbüller yere düştüğünde farkettiler jisungu. 

''Yorgunum demiştin, oysa ben sadece sana aldığım çiçekleri verecektim, aptalım sanırım ...'' Minho tedirgindi, yalan söylemişti çünkü kızar diye.

''Yorgundum onlar geldiler...'' Jisung alaycı bir şekilde güldü.

''Tabii öyle olmuştur efendim hıhı'' Alaycı konuşuyordu ama gözleri doluydu, gülüyordu ama hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Hiçbir şey yapmadan kapıyı kapatıp çıktı.

Sevdiği arkasından gelmedi, Jisungda kararını verdi. Her şey üst üste gelirken dayanabileceğini sanmıyordu. 

________________________________________________

CANLARİM SİMDİ

miroh dinlerken yazdim yani psikolojimi sorgulamayin artik yavas yavas sona getiriyorum muhtemelen 15-17 bolum arası surecek. 

Jisung oldugu halde mutlu degilken minhoyla karsilasti, minho ona geldi beraber vakit gecirdiler, birbirlerini sevdiler.

Ama minhonun akli surekli karisikti. Chanin onunla ne icin ciktigini bilsede o chana chan minhoya baglanmisti

Ve oda kendi duygularindan emin degildi.

Ne yapip ne yapacagina karar veremiyor ve bu aralar hem jisung hem chan aklini karistiriyor. ikiside hakli kendince. herkese sovebilirsiniz suan

yalniz jisung cok masum asiri sarilasim geliyor 

iyi geceler <333333

VE SEY

aptal misin, aptalim, siktir git kelimeleri cok var sumbul ve bu kelimeler size umarim fici hatirlatir ve bir kere daha bir cicegi birine verecek kadar sevmemeniz gerektigini anlarsiniz <3

Side • Minsung (Angst)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin