26 - CANAN

244 44 61
                                    

Aylin'in özel izin tahmini doğruydu ancak müsaadeyi alan çok sevdiği başka biriydi: Canan.  Müdür, başta Nuh demiş, peygamber dememişti ancak kadın:

"Müdür Bey,  ta İstanbul'dan geldim, uçak rötar yapınca, görüş saatini kaçırdım. Hem bakın; bu kız, Aylin Alptekin olduğunu iddia ediyorsa beni tanıması gerekir çünkü Aylin'le çocukluk arkadaşıyız. Buradaki villasını da ben dekore ettim. Ayşe denen o kızın fotoğraflarını gördüm, hiç tanımadığım biri, Aylin ile ortak dostumuz da değil; bakın yemin ediyorum, beni tanımayacak ve yalan söylediğine dair bir kanıtınız daha olacak." 

deyince "Peki Canan Hanım; görüşmenize izin veriyorum." demişti.

Görüş masasının yanında ayakta duran şallı, sallantılı küpeli, boncuklu bilezikli  kadını görünce  Aylin'in gözlerindeki tüm ışıklar yandı. Soğuk, küflü, rutubetli, basık tavanlı, taş koridorları çiş kokan bu yerde onu görmek çölde vaha bulmak gibiydi.

"CANAN! CANAN' IM !"

diye haykırdı.  Kızın "Siz kimsiniz?" demesini uman Canan sendeledi ve düşmemek için plastik sandalyeye oturdu. Aylin de karşısına geçti. Dekoratör, gözlerine inanamıyordu. Önünde oturan kız gerçekten de Aylin'in üniversitedeki haliydi. İçinden "Nasıl olur da beni tanır? "diyordu. Kendini toparladı, çatık kaşlarla sordu:

" Sen kimsinArkadaşıma ne yaptın ha? Çabuk söyle. Aylin'e ne yaptın? Hayatta mı? Yaşıyor mu? Yoksa? Yoksa...."

" Canan' ım, bir tanem. Benim, Aylin."

" Çocuk mu kandırıyorsun? Sen Aylin olamazsın. "

" Canan'ım  seninle yıllarca aynı apartmanda oturduk. Hatırlasana ne iyi anlaşırdık. Bir gün sen bize gelirdin, ertesi gün ben size, evcilik oynardık, senin sarı plastik telefonuna ve oyuncak piyanona bayılırdım, sen de benim minik ütümü,  minnacık yeşil kanepemi çok severdin.  Tina mecmualarını okurduk, ben kovboy kız Glory Gold olurdum, sen de gizli ajan Jane Bond. Apartmanın tırabzanlardan kaya kaya aşağı inerdik. Ta en üst kattan, giriş katına kadar. "

Canan şok geçiriyordu. Hepsi doğruydu.  

" Aman Tanrı'm! " dedi. Şaşkın gözlerle kıza bakıyordu. Aylin devam etti:

" Omzundaki şal Tokyo'dan, bilekliğin Afrika'dan Zulu kabilesinden. "

Canan afalladı. "Bu kız bunları nasıl bilebilir?" diye ışık hızıyla aklından geçiriyordu.

" Aylin'den mi öğrendin tüm bunları? Nasıl yaptın bilmiyorum ama Aylin'e ne yaptığını söylemeyeceksen, gidiyorum ben!" 

" Canancığım gitme!"

Ama kadın kalktı. Arkasını dönerek bir, iki adım atmıştı ki, Aylin de ayağa kalkarak:

"EBEDİ BAKİRE !"  diye seslendi. Canan durdu.  Bu cümleyi hatırlamıştı. İçinden "Aman Tanrı'm!" dedi ve geri döndü. 

"Hatırladın değil mi? O iki zibidi asistan yüzünden nasıl moralim bozulmuştu. Bir oturuşta bir kilo çikolatayı bitirmiştim. Hatta sen 'Çikolatayla intiharı mı deniyorsun Aylin'im ?' demiştin."

"Bunları nasıl bilebilirsin? Delireceğim! "

"Çünkü ben Aylin'im, sadece tekrar 25 yaşıma geri döndüm. Paranormal bir olay yaşadım. Nasıl yaptılar, kimler yaptı bilmiyorum ama teyziş, o ormanın hikayesini anlattı. Daha önce bir başkasının da başına gelmiş.  O orman tekin değildir, iyi saatte olsunların, perilerin mekânıdır dedi."

GÜZEL KATİL (Tamamlandı)Where stories live. Discover now