K.Ç. • 2. BÖLÜM

146 54 94
                                    



KİRAZ ÇİÇEĞİ_

"Bölüm İki"


🍂

Yüreğin tam ortasına düşen bilinmezlik bazı zamanlar felaketiniz gibi hissettirebilir. Koca bir ateşe benzeyen güneş rüzgar etkisiyle saçlarımı yüzüme perdeleyişiyle günümüzü aydınlatıyordu. Bana kalbin ortasında bir siyah leke olabileceğini söylediler. O leke gittikçe büyürse eğer; o zaman içindeki güzelliğin ağırca senden sökülüşüdür demektir, senin artık başka bir insan olduğundur.

Karanlık bir günde değildim ama çok karanlıkta kalmış gibi hissediyorum.

Geriden gelen havlama sesleri, karşımdaki yabancı adamın her an taak yapacak gibi vahşi bakışları altında savunmasızca bahçenin ortasında duruyordum. Bu adam kim bilmiyorum ama havlama sesleri yükseldikçe sanırım bahçesindeki bu kızı fazla önemsemedi. Bana baktı ve bir anda bahçe kapısına adımlamaya başladı. Adımları yere sert basıyordu, gözleri bir felaket koparmak ister gibi kapkaraydı ama gözleri yeşildi. Gözleri bir bataklık yeşiliydi.

"Asaf!" İri avucu demir kapıyı kavradı. Kalın sesi yeniden,"Asaf!"diye tekrarladı.

Karşı apartmanın en alt katındaki cam açıldı. Adam bağırmadı, atletli olan başı kel adam yeni uyanmış gibi gözlerini kırpıp esnerken henüz neler olduğunu göremiyor gibiydi. Temiz yüzü dünden tıraşlı gibiydi.

"Ne oluyor, Arman?" İsmi Arman'dı.

"Hayvanını evimin önünden al." Artık bağırmasa da o tehditkari sesi bir zorunluluk yaratıyordu. Gözleriyle dişlerini açmış havlayan köpeği işaret edip,"Al yoksa bu sefer hayvan barınağına gitmesi için elimden geleni yapacağım!"dedi.

"Dostum o sadece bir köpek. Size bir zararı olmaz."

Sadece köpek olan o hayvan biraz önce beni yemek için kovalıyordu. Canımı zor kurtarmıştım. Nasıl zararı dokunmazdı?

"Hala duruyor musun?"

"Tamam, bekle geliyorum." Camı kapattı ve tül perdeyi çekti.
Köpeğin dişleri üzerinden çenesine akan salyadan gözlerimi çektiğimde gözleri anında bana dönmüş olan adama bakıyordum. Derin bir soluk verdi. Konuşmasa da gözleri net ve net bana başına bela almış gibi bakıyordu.

Apartmanın kapısı açılırken adamı gömleğin düğmelerini yarım yamalak düğmelemiş kareli bir gömlekle ve bir şortla gördüm. Avucuna doladığı bağ ile geliyor, kendisinden önce hareket eden göbeğiyle köpeğine koşturuyordu. Yanımdaki adamla köpeğinin yanına gelip tasmasına bağı takışını izledik. Köepk ileri ve geri hareket edip sahibini uzaklaştırmaya çalışıyordu ama tasmaya takılan bağ ile bağı çekip hızla geriye çekti köpeği. Havlamaya devam etti.

"Cesur, oğlum az biraz dur!"

Köpek yere devrilip ayağa kalkıp havladı. Kapıya koşturmaya başladığında adam bağı çekip köpeği yerde sürükledi. Bu köpeğin aşılarının tam olduğundan şüphelerim var benim.

Adama bakıp,"Bence barınak meselesini kapattık, dostum. Ne dersin?"diyerek sırıttı.

Adam ters bir bakış atarak,"Seninle ne gibi bir samimiyetimiz var? Benimle bu tür yakıncıl ve yılışık konuşmaları kes!"dedi.

"Ama ben," Bağı avucuna dolayarak başını havaya kaldırdı adam. "Komşu komşunun külüne muhtaçtır derler. Bir daha böyle bir uyarı yapmazsın diye konuşuyorum sadece."

"Sen belki ama ben kimsenin bir şeyine muhtaç olmam."dedi, sesi haddinden fazla kararlıçıkmıştı. Gözlerini bana çevirdi ve,"Gel."dedi.

Beni yeni fark eden adamı bozuntuya vermezken, yürümeye başlayan adamın arkasından yürümeye başladım. Üçlü basamağa adımladığında bahçeyi yeni yarılamıştım. Aralık kapıyı açtığında kapanmadan kapı kolunu tuttum. Bacakları benimkilerden uzun olduğundan mı bu kadar hızlı yürüyordu? Sinirden olabilirdi belki.

KİRAZ ÇİÇEĞİ |1+2+3| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin