8.Bölüm

573 102 14
                                    

Ertesi sabah uyandığında, Jimin yoktu. Yatağında değildi, mutfakta değildi bahçede, pencere önlerinde, evin hiçbir yerinde yoktu. Yine de ağlaya ağlaya onu aramaya devam etti Jeongguk. 

Tüm gördüklerinin bir rüya olduğunu düşündü, eğer Jimin'in üstünü örttüğü küçük sarı battaniye olmasaydı bu düşünceye inanırdı.

Ormana gitti, Jimin'i bulduğu yere. Her yeri aradı bakabildiği tüm çalıların arkasına baktı. Yapraklarını dökmüş portakal ağaçlarında gezdirdi bakışlarını, Jimin çok severdi onları ama yoktu. 

Gün batana, güneş gözden kaybolana kadar onu arada ormanda ama nafileydi elleri bomboş kalmıştı. Şimdi düşük omuzları eğik başıyla dönüyordu eve.

'Benim yüzümden mi gittin?' diye sordu kendi kendine 'Ben seni üzdüm mü? Lütfen geri gel, söz mutlu edeceğim seni.'

***

Jimin'in gidişinden sonraki ilk kış her zamankinden soğuktu sanki, kar yağışını iliklerinde hissediyordu Jeongguk. Oysa birlikte camın önünde sıcak çikolata içerek izleyebilirlerdi bu manzarayı, Jimin burada olsaydı.

'Eğer burada olsaydın, bu manzarada çok güzel görünürdün.' diye geçirdi içinden

***

Jimin'i beklerken zaman neredeyse hiç geçmiyordu Jeongguk için, oysa bahar çoktan gelmişti. Yine ormanda dolanıyor Jimin'i arıyordu. Nasıl bulacaktı onu? Neredeydi şimdi?

Bir kara hindiba gördü çalıların  arasında, onu aldı ve bir dilek tuttu. Sonra usulca üfledi, uçuşan tanecikler hiç aklından çıkaramadığı Jimin'i hatırlattı ona tekrardan. İç çekti yine.

'Eğer ben de böyle uçabilseydim, benim de senin gibi kanatlarım olsaydı, bir an bile düşünmez sana gelirdim.'

***

Artık ağlamıyordu Jeongguk, varlığına alıştığı gibi yokluğuna da alışmıştı Jimin'in ama yine de onu aramaya devam ediyordu belki karşısına çıkar diye.

Uyuyamadığı, sıcak yaz akşamlarında bahçede uzanıp kulaklılarıyla şarkı dinlerken kulaklığın bir tekini yanına bırakıyordu hâlâ, Jimin için...

Böyle zamanlarda onu ansızın özlüyordu yine.

***

'Jimin'im, yine sonbahar geldi, seni benden alan. Benden gittiğin sonbahardayız yine. Tam bir yıl oldu değil mi?'

***

Sonbahar renklerine bürünmüş bahçeden yaprakları ezerek geçerken posta kutusuna gözü çarptı Jeongguk'un, posta geldiğini belirten imge kaldırılmıştı. Kutuyu açınca içinde küçük bir zarf buldu. Heyecanla açtı zarfı.

'Ggukie, biraz daha bekle. Seni görmeye geleceğim.' Yazıyordu kağıtta.

Kargacık burgacık harfleri hemen tanıdı Jeongguk, hiç şüphesiz bu Jimin'in yazısıydı.



THE FAİRY | JİKOOKWhere stories live. Discover now