Bölüm 9

90 12 42
                                    

bölüm 9

1 hafta sonra

Yazardan.

8 kasımı göstriyordu takvimler. Şafak yavaş-yavaş söküyor, Güneş yeri işığıyla aydınlatıyordu. Slytherinin kızlar yatakhanesinde 2 kişi vardı. Klara ve Diana kardeşleri. Diğerleri, yani Pansy, Astoria ve Helen dün evlerine- ailelerinin yanına gitmişlerdi. Astoria ve Pansy aileleri ile beraber Maria Layonsun 15ci yıldönümüne katılacaktı. Helen ise babası ve annesi ile beraber, Grimmauld sokağına-Mr. Blackın evine misafirdi. Sabah alarmının sesine kalkan Diana da annesinin yıldönümü törenine katılacaktı. 

Diana hala uyuyor olan ikizine küçük bir bakış atdı. Çocukluğu hatırlamamak elde değildi. Çocukken, yani anneleri sağ iken ne güzel zamanlar geçirmişlerdi oysa. Ama şimdi iki ezeli düşmandan farksızlardı. 

Siyah, orta boy elbisesini giyerken Diana bu günki konuşmasının repliklerini tekrarlıyordu. Bu gn mükkemmel olmak zorundaydı. Önce anlamlı ve iknaedici konuşması ile, sonra da duygusallığı, fiziği ve sıcakkanlılığı ile Draconun kalbine bir daha başvuru yapmalıydı. Tabii ki, babsının ondan istediği tam da bu değildi. Babası ona suygusal bağ yaratmasını söylemişti. " Bir az yaramazlıktan zarar gelmez!" dedi kendi-kendine siyah paltosunu giyerken. Daha sonra saate baktı. Babası onu almak için gelmiş olmalıydı. Kendine emin adımlarla yatakhaneden çıktı ve babasına katıldı.

Onun odadan çıkmasının ardından Klara ayaklandı Evet o uyumamıştı. Bu gün onun için büyük gündü. Belki ailesi, "yakınları" annesinin mezarı üzerinde gidiyor ola bilirdi. Ama Klara onun için manevi anlamı daha büyük, yüzleşmesi daha zor olan yere gidecekti. Annesinin öldüğü, kendinin bir ömür boyu taşıyacağı çapığı aldığı yere. 

Hızla yatağından kalktı ve bayoya geçti. İşlerini hall etdikden sorna üzerine siyah pantalon, siyah kapşonlu ve siyah deri ceketini giydi. Saçlarını ona ayakbağı olmaması için iki tarafdan örmüştü. Ve son olarak ayağına siyah botlarını geçirdi ve asasını da yanına aldı. Kimse görünmemeğe çalışarak ortak salondan çıktı. Ama onu gören birilerinden habersizdi. Ve o birileri Klaranın başına bir şey gelmesinden endişeleniyordu.

Diana babasının yanında yerini tutmuş, gelen misafirleri karşılıyordu. Bir kaç dakika sonra babsı içeri girdiğinde, kapının kandarında Pansy ve Astoria göründü. Kızlar Dianaya yaklaştılar.

Astoria- Diana, başıl sağ olsun dostum.

Pansy- Başın sağ olsun Dia.

Diana- Teşekkür ederim kızlar.

Pansy- Klara nerde? 

Diana- O.... gelmedi...

Astoria ve Pansy başını sallayıp içeri girdiklerinde, Diana da gözlerinden akan bir damla yaşı sildi. Her ne kadar kardeşi ile arası soğuk olsa da, eski hatıralar onu ağlatıyordu. Hatırladığı olay,başını sağa-sola sallamasına neden oluyordu.

Draco- Diana! Diana iyi misin?

Diana- Draco?.. i-i iyiyim.

Draco- Enim misin?

Diana- e-evet. Buyur içeri geç.

Draco- Teşekkürler. Bu arada başınız sağ olsun. Klarayı göremedim de, görsem ona da söylerdim.

Diana- Evet. O katılmak istemedi.

Draco- Zor olasa gerek.

Diana- evet. Ama bir yerden sonra insan alışıyor.

Draco anlayışlıca başını salladı ve içeri geçti. 

Klara ormanda ezbere bildiği yolla yürüyordu. Eve ve gitmek istediği yere yakınlaştıkca içini heyecan ve korku kaplıyoru. Zordu, çok zordu. O günden sonra bir daha buraya gelmemişti. Daha doğrusu, hep yarıya kadar gelmişti. Hiç bir zaman o birbirine sığınmı 2 ağacın yanına ulaşamamıştı. Ama şimdi kendini zorluyordu. Küllerinden doğmak için bunu yapmağa mecburdu.

İkiz Kardeşler(Draco Malfoy ile hayal et)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin