Bölüm 31: Spider on the Window

697 79 40
                                    

Peter uzun bir süre emin olmadı. Aklına gelen fikir greçekten çok iyiydi. Yine de Lena sıradan birisi değildi. Buna karşılık tepkisi ne olurdu bunu bilmiyordu. Yine de denemesi gerekiyordu. Onun iyi olduğundan emin olmalıydı.

Derin bir nefes aldıktan sonra Friday'e seslendi. Bucky'nin Lena'ya çorba götürmesi, odasına girebilmesi ve onunla konuşması Peter'ın kulağına kadar gelmişti. Peter o yüzden ertelemişti aklındakini. Sonuçta Lena'nın üstüne gitmek istemiyordu.

Viktor ise tam tersini düşünüp hareket etmişti. Bucky'nin odadan çıkmasının üstünden yarım saat bile geçmeden gitmişti Lena'nın odasına. Her ne kadar ısrar etse ve orda uzun bir süre geçirse de Lena onunla kendisi bile konuşmamıştı. Genç adam kapıdan dönmüştü.

Peter bundan sonra da bekledi. Viktor'un, Lena'nın odasının kapısından ayrılmasından iki saat sonra yapmaya karar vermişti aklındakini. Sırt çantasına önceden hazırladığı çikolata parçalı fıstık ezmesi toplarını* yerlştirdikten sonra birçok kağıt ve kalem yerleştirdi. Odasının camını açıp duvarlara tutanarak binanın dışına çıkmıştı. Camını kapattıktan sonra Lena'nın odasının camını bulmak için binanın dış çevresinde emeklemeye başaldı.

Bir defa nerdeyse Pietro'ya yakalanacakken son anda aşağı sarkıtmıştı kendisini. Ama aradığı camı bulması da uzun sürmedi. Çantasından çıkarttığı kağıta hızlıca yazdıktan sonra ağlarını kullanarak kağıdı cama yapıştırdı. Sonrasında ise tek yapması gereken camı tıklatmaktı.

Lena camından gelen tıklama ile keskince başını o yöne çevirmişti. Elindeki kitabı küçük sehpaya bıraktıktan sonra berjerden kalktı. Camın önüne geldiğinde gördüğü kağıtla gülmek istedi.
"Sana bir hediyem var. Kabul eder misin?"
Bunu kimin yaptığını elbette biliyordu. Sonuçta binanın dışında emekliyebilecek bir kişi vardı. Ama kağıdın yapıştırılmasında kullanılmış ağlar da ona bu kişinin kim olduğu ile alakalı büyük ip uçları veriyordu.

Yüzünde ister istemez bir gülümseme belirdi. Camı açtığında ise yapıştırılmış kağıt ve ağlar ortadan kaybolmuştu.
Lena: Orada ne işin var Stark?
Peter ise konuşması. Onun yerine tek eliyle tuttuğu cam saklama kapını küçük aralıktan içeriye uzattı. Lena saklama kabını alıp kenara koyduktan sonra camı biraz daha açtı. Peter'ın girebileceği kadar açmak istemişt.
Lena: İçeri gir.
Sakince konuştuktan sonra yeniden berjere ilerlemşti. Peter ise camdan içeri girmiş ve sonrasında camı kapatmıştı. Böyle bir şey beklemiyordu. Lena camı açtığında bile şaşırmıştı ama onu odasına alması, bu tahminlerini aşan bir durumdu.

Lena'ya göre ise Peter'ın yaptığı gayet tatlı bir davranıştı. Viktor gibi günde 10 kere kendisini rahatsız etmiyordu. Bir bazen iki kere geliyordu. Lena'nın istediği zamana ve alana saygı duyuyordu. Yine de içindeki endişelere engel olmamadığını gösteriyordu. Çerçevenin dışında düşünmüştü. Friday aracılığyla konuşmak, kapısına gelip beklemek, sürekli onunla konuşmaya çalışmak gibi sıradan hamlelerden kaçınmıştı. Tıpkı Bucky Barnes'ın da yaptığı gibi. Tabii Lena'ya göre Bucky kendisini kandırmış olarak da sayılıyordu. Yine de Bucky de farklı yaklaşmıştı duruma.

Lena bu yüzden belki ne Bucky'ye ne de Peter'a kızmamıştı. İkisini de isterse odasından atabieceğini biliyordu. Özellikle Peter, Lena'ya karşı koymaya çalışsa bile yakın dövüşte asla onun kadar iyi olamazdı. Lena onların çabalarını görmüştü. Bu çabalamaya kızmayı gereksiz bulmuştu. Tüm kızgınlığını, öfkesini ve kinini başka kişler üstünde yoğunlaştırmasının da bunda etkisi vardı.

Peter içeri girdiği andan itibaren odayı kısaca incelelmişti. Yelena ve Viktor'la birlikte odanın yapılmasında büyük bir çaba harcamış olsa da Lena'nın yaptığı değişiklikleri de fark etmişti. Değişikliklerin küçük olması onu tuhaf bir şekilde sevindirmişti. Bu Lena'nın beğendiğine işaret ediyordu.

Lena: Oturacak mısın yoksa ayakta kazık gibi dikilmeyi mi tercih edersin?
Kızıl saçlı kadının sesi ile kendine gelmişti Peter. Bir süredir dikildiğini fark edince iki kişilik koltuğa oturdu. İkisi arasında tuhaf bir sessizlik vardı. Peter ne yapacağını bilmiyordu aslında. Lena'nın camı bile açmayacağından emindi. Belki de bu yüzden ne yapacağından emin değildi. Lena ise Peter'ın tedirgin ama mutlu davranışlarını izlemekten gayet memnundu. Genç adam ellerini dizlerine yerleştirmiş, sürekli parmakları ile oynuyordu.

Peter: Haleena, neden odandan çıkmıyorsun?
Lena önce duyduğu isimle yutkunsa da Red Room'da olmadığını hatırladı. Burası Red Room değildi. Odasından neden çıkmadığı ise başka bir konuydu. Lena artık güvende olduğunun farkındaydı. Red Room'un elinde değildi, dedesinin elinde değildi. Ivan her ne kadar çok Black Widow'a sahip olursa olsun Avengers'ı geçmesi zordu. Ivan'ın ya da başka birisinin ona ulaşamayacağını, zarar veremeyeceğini biliyordu.

Odada kalmak ise başka bir şeydi. Lena hazır olup olmadığından emin değildi. Alexie ve Natasha şu anda onu pamuklara sarmak için bekliyordu. Bucky, Yelena ve Viktor da onlarla birlikteydi. Lena, Peter'ın da aynı şekilde düşündüğüne emindi. Onun için en iyisini yapmak istediklerinin farkındaydı. Ama buna hazır değildi.

Pamuklara sarılmak istemiyordu. Lena'nın önce kendini iyileştirmesi gerekiyordu. Başkalarının onu iyileştirmesine henüz izin vermeli miydi, bilmiyordu. Ama pamuklara sarılmaya ihtiyacı olmadığının farkındaydı. Sonuçta herkesin iyileşme yöntemleri farklıydı. Ailesi, sevdikleri onu pamuklara sarmak istese de buna gerek yoktu.

Lena'nın sessizliği Peter'ın çekinmesini sağlamıştı. Yanlış bir şey söylediğini düşünüyordu.
Peter: Yani ben-ben sadece-
Panikle konuşması Lena'nın hafifçe gülümsemesini sağladı. Peter panikleyince çok komik davranıyordu.
Lena: Sakin ol Stark, alınmadım.
Peter, karşısındaki genç kadının sakin tavrı ile rahatlamıştı. İsteyeceği son şey Lena'yı rahatsız etmek ya da onu üzmekti.
Peter: Neden bana "Stark" diye hitap ediyorsun?
Konuyu değiştirmek için bir hamle yapmıştı. Lena'nın diğer konuyu konuşmak istemediğinin farkındaydı.
Lena: Stark'ın oğlu olduğun için.
Peter: Steve de benim babam.
Lena gözlerini viski rengi gözlere diktikten sonra gülümsedi. Harler ve Peter Rogers-Stark hakkında fazlasıyla bilgisi vardı. İki çocuk da kişlik olarak babalarının izlerini taşıyorlardı. Ama Lena'nın Peter'a Stark diye hitap etmesi tamamen ffiziksel görünüşten kaynaklıydı.

Peter, Tony gibi kaverengi saçlıydı. Gözleri viski rengiydi. Bunların üstüne boyu Harley'de kısaydı. Harley ise Steve gibi sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Peter'den uzun olmasının yanı sıra Steve'in kanı sayesinde süperasker serumuna sahipti. Bu da onun fiziksel olarak Steve'e daha çok benzemesini sağlıyordu.
Lena : Görünüş olarak Stark'a benziyorsun.
Kisa bir şekilde aklındaki düşünceleri Peter'a açıkladı. Peter buna itiraz edecek değildi. Lena'nın haklı olduğunu biliyordu.

Peter: Haleena istediğin bir şey var mı?
Lena sessiz bir şekilde cevapladı bu soruyu. Peter, Lena'nın sessiz tavırlarında gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Yine de emin olamadığı için hiçbir şey yapmamakla yetiniyordu sadece.
Lena: Stark.
Peter anında bakışlarını lena'nın kobalt mavisi gözlerine çevirmişti. Babasının ve kardeşinin gözlerinden çok daha koyu bir renki bu.
Lena: Endişelenmene gerek yok. Odada çok uzun süre kalmayacağım.
Peter'ın yüzünde bir neşe gülümemesi belirmişti. Lena kimseyi odasına almazken odadan çıkacağını söylemek başka bir şeydi.
Peter: Tasha Teyze çok sevinecek. Diğerleri-
Lena: Kimseye söylemek yok. Harley'e bile.
Peter: Ama-
Lena'nın keskin bakışları Peter'ın susmasını sağlamıştı.
Peter: Tamam, aramızda kalıcak.
Yumuşak bir şekilde gülümsedi. Lena ona karşılık olarak birka. Saniye boyunca gülümsemişti. Peter diğerlerine söylemek istese de Lena'nın özleine saygı duyacaktı.

Geldiği gibi camdan çıkamya yöneldiğinde Lena kıkırdadı. Peter için bunun bir alışkanalık olduğu belliydi.
Lena: Kapıyı kullan örümcek.
Peter dudaklarını birbirlerine bastırdı. İçinden kendisini azarlıyordu. Sırt çantasını alıp kapıya gitmişti.
Lena: Dediğim gibi, kimeye söylemek yok.
Peter: Merak etme.
Gülümseyerek kapıdan çıkmıştı Peter. Lena'yı biraz olsun gülümsetmiş olmanın verdiği mutlulukla...


*Birçok yerde bu atıştırmalık Natasha'nın favorisi olarak geçiyor. Ben de öyle düşünüyorum. Peter'ın, Lena için bu atıştırmalığı yapması bence çok tatlı.

Red WidowWhere stories live. Discover now