22.Bölüm

555 79 19
                                    

Önceki bölüm

Etrafında bilinmeyen tehlike ve bir çok da düşman vardı. Dikkatli olmakta fayda vardı.
.
.
.
.
Zaman nedir?!

Zaman veya vakit, ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönem, uzaysal boyutu olmayan bir sürekliliktir. Akıp gider ve asla tutulamaz...

Peki ya yaşam ve ölüm nedir?!

ölüm ve yaşam kavram olarak, sanki birbirlerinin zıttıymış gibi düşünülür.  Ölüm, doğumun zıttıdır. oysa yaşamın zıttı yoktur, tekdir, paha biçilmezdir...

yaşam mı ölümün izdüşümü, ölüm mü yaşamın sorusu düşünülmeye değer bir sorudur. Birbirlerinden ayrılamaz bir parça gibi görünürler.

ölüm, yaşamın içindedir ve bazen yaklaştığının farkına bile varamayız ve yaşam o kadar ölümün içindedir ki geldiğinde anlaşılır hayatın değeri...

ölüm yaşama o kadar yansır ki ardında bıraktığı sızıları parçalar yüreği ve sonsuz bir kedere gömer kalbin bir tarafını...

yaşam, son derece aşinadır ölüme..

Zaman yavaşça geçip giderken yaşam ve ölüm izler bırakır...

Yaşlı bir adamın son nefesini vermesi ölüm olarak adlandırılır ve hamile bir kadının doğurması ile yaşam da başlar...

Wang Lin, 1,5 yıldan fazla bir süredir üzerinde düşündüğü bu kavramlar hakkında hala bir şey anlayamıyordu. Belki de gözü fazla yüksekteydi. Bir ömür yetmeyebilirdi anlamak için...

Wang Lin'in fark ettiği şeylerden birisi de yaşam ve ölümün zamana da etki ettiği idi.

Bu kavramlar o kadar farklı görünüyordu ki...sanki hiçbir bağlantıya sahip değillerdi. Fakat ölümlülerin sıkça dediği sözler aklında çınlıyordu.

-Zamanı gelmişti...

-Ölüm kimseyi beklemez...

-İyi yaşadı ve iyi öldü...

Ölümlüler sıkça bu tür sözler sarf etse de arkasında ki derinliği anlamakta zorlanırlardı ...hatta anlamayı bile denemeden sanki bunları söylemek normalmiş gibi rahatça kullanırlardı.

Wang Lin, bütün bu süreyi hem düşünerek hem de piramitin girişini arayarak geçirmişti. Kısa mesafe ışınlanıp daha büyük mesafeleri arayabilecek olsa da bunu yapmamayı tercih etmişti.

Küçük bir dikkatsizlikle girişi kaçırabilirdi. Bu yüzden de deli divane gibi görünen bir şekilde yavaşça yerde yürüyor ve ilerliyordu.

Zaman yavaşça geçerken yerden sivrilen bir taş dikkatini çekti. Diğer taşlardan farksızdı. Üstünde toz, toprak vardı. Fakat taşın 10 metrelik bir bölümünde herhangi bir ot yetişmemiş ve hatta toprakta ufak çatlaklar vardı.

Sadece aşırı dikkatli birisi bir şeyler fark ederdi. Normal birisi hiçbir şey bilmeden bir taşla ilgilenmezdi.

Wang Lin, eğildi ve taşa dokundu. Oldukça sertti. Fiziksel gücüyle parçalamayı denedi. Normal bir taşı bırak bir dağ bile kırılıverirdi bu güç karşısında...

Fakat taşa hiçbir şey olmadı!

Wang Lin işte o an bulduğunu fark etti. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu ve bu sefer de enerjisini de kattı.

Bir anda yer, deprem oluyormuş gibi sallanmaya başladı. Ufak sarsıntılar git gide daha da yoğun ve şiddetli bir hale geldi ve toprak yarılmaya başladı.

Wang Lin, sallanırken dik durmak için ufak bir çaba harcadı. Deprem etkisi de giderek daha büyük bölgelere yayıldı.

İlk başta bir kaç metrelik bir alanı kaplarken kısa süre içinde km'lik alanlara ve binlerce km'lik alana geçti ve oradan da yüzbinlerce...

Amorous [BL] {Tamamlandı}Where stories live. Discover now