《final》

17.9K 1.3K 1.9K
                                    

merabalar nasilsiniz 🐙

konusmayi bolum sonunda yapacagim
iyi okumalar dilerim herkese

ig: getscarsed



(bir ay sonra, maç günü)

Gürültü giderek boğuklaşıyordu zihnimde. Aynanın karşınındaydım beş dakikadır, gergindim. Güle eğlene giyinen takım arkadaşlarımın yanı sıra dehşet vardı içimde. İlk kez takım kaptanı olarak büyük bir maçı idare edecektim. Minho'yu izlemiştim çoğu zaman, olası durunları saniyeler içinde analiz eder ve takımı yönlendirirdi, oyuncularımız denk bile olsa Minho öne geçerdi bu yüzden. Bunu nasıl yaptığını merak ederdim, panikle topu seyrederken aklıma diğerleri gelmezdi bile benim, üzerine bugünkü gerginliğim de eklendiğinde çuvallayacağımızı düşünüyordum ama ne oyuncuları ne de Bay Jeon'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum.

Sıkıntıyla ofladım, dakikalardır bakıştığım aynada Minho'nun bana doğru yaklaştığını gördüğümde dehset verici yüz ifademi değiştirip gülümsemeye çalıştım. Bu sırada Minho da yanıma vardı. Kollarını belime dolayıp başını omzuma yasladığında aynadan kesişti bakışlarımız. "Sorun ne bebeğim?" dedi tatlı bir tonda. Yutkundum, eridim gittim adeta. Minho'dan çekinmiyordum elbet, rahatlamaya ihtiyacım vardı. "Gerginim." dedim kısaca. Minho onaylar bir mırıltı çıkardı, boynuma minik bir öpücük kindurup tekrar eski pozisyonunu aldığında bir anlığına bütün dertlerimi unutup kocaman gülümsedim. "Anlat bana." dedi. Elleriyle belimi yavaşan okşamaya başlamıştı, kalabalıkta olsak da umursamıyordum, kimse bizimle ilgilenmiyordu, hoş Minho'yla sevgili olduğumuzu da biliyorlardı zaten.

Derin bir nefes aldım. "Yapamayacağım sanırım." dedim sıkıntıyla, Minho kaşlarını çattı. "Bilmiyorum Minho, ilk kez bu kadar heyecanlıyım, çok fazla kişi geldi ve ilk kez annemler beni izleyemeyecek, bu beni üzüyor. Ayrıca Bay Jeon çok heyecanlı görünüyordu, onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum." Konuşmamın sonuna doğru başımı eğmiştim. Minho bir elini çeneme koyup kaldırdı, aynadaki yansımamızla karşı karşıya kaldığımda Minho güven verici gülümsemesini bahşetti bana. "Bak." dedi. "Kim olduğuna iyi bak Jisung. Neler yapabileceğini gör."

"Asık suratınla bakma aynaya, kırgın bir çehre sadece olumsuz getiriler kazandırır sana. Gül bebeğim, mutlu, olumlu bak aynaya, iyi şeyler düşün." Çenemdeki eliyle dudaklarımın kenarlarını yukarıya doğru bastırıldığında gülmemi tutamadım. Duraklarım yukarı kıvrılırken Minho da benimle beraber güldü. "Sen gerçekten iyi bir kaptansın Jisung." Minho'nun gevşettiği kolları sayesinde olduğum yerde dönüp yüz yüze gelmemizi sağladım. Kollarımı Minho'nun boynuna doladım ve bir öpücük kondurdum dudaklarına. "Teşekkür ederim." dedim fısıldayarak. "Seni seviyorum." Minho aynı gülümsemeyle burnunu burnuma sürttüğünde kıkırdadım. "Ben de seni seviyorum." dedi. "Çok seviyorum."

Gözlerimi kapatmışken aniden yükselen sesler yüzünden panikle geri çekildim. Herkesin yüzündeki aptal sırıtışla bize baktığını gördüğümde utançtan kıpkırmızı olduğuma emin olmuştum. Minho ise kaşlarını çatmıştı, yine de üzerimize kilitlenen bakışlara pek etkisi olmamıştı. Neyseki aniden açılan kapı ve cırlayan Felix odakları üzerimizden tamamen çekmişti.

"Kocalarım nerede benim?!"

Kapıyı neredeyse iki tarafa çarparak açan Felix'e bakıp gözlerimi devirdim. Üzerimize doğru yüzüyüp omzuma çarpmayı ihmal etmeden arkamızda duran ikiliye doğru koştu neşeyle. Minho'yla bakışlarımızı onlara çevirdik. Seungmin bizimle birlikte anın utancıni yaşarken Bangchan aniden kucağına atlayan Felix'i tutmaya çalışıyordu, bu üçlünün ilişkisi hatal gücümün çok çok ötesindeydi. Nihayet Felix Bangchan'ın kucağından indi, kısa bir öpücüğün ardından Seungmin'e çevirdi bedenini, Bangchan'ın aksine henüz üst tarafı çıplak Seungmin Felix'in yaramazlıklarına maruz kalıp panikle güldü, birkaç dakikalık elleşmelerinin ardından Felix ona da bir öpücük vermeyi unutmadan çıktı soyunma odasından. Yedeklerle biz bize olduğumuzdan kaş göz yapsalar da kimse gerçekten umursamamıştı.

love to lay / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin