Bölüm 12

771 25 8
                                    


Hatırlatma..

Dudakları hafif aralanırken anlını anlama yasladı ve beni mayıştıran sıcak nefesini dudaklarımda hissettim.

"Sanırım aşık olabiliriz."

Hatırlatma sonu..

Sanırım aşık olabiliriz mi? Bunun olması neden bana imkansızmış geliyor? Sanki barış bana aşık olamazmış gibi. Ama az önce beni öptü...

Ama Barış kendisi evlenmemek için benimle anlaşma yapmıştı. Bunun farkındalığıyla baktım ona.  Kendimi ondan uzaklaştırdım.

"Barış..." Dedim bakışlarımı yere çekerken. Bu yakınlaşma çok yanlıştı. Tamam karı kocayız ama birbirimize karşı bir şey hissetmiyoruz demiştik. Eğer böyle bir durum olursa diğer taraf boşanma davası açabilirdi. Tek sorun hala sözleşmeyi imzalamamıştım. Gerçi daha okumamıştım bile sadece laf arasında konuşurken böyle bir konu geçmişti.

"Efsun?" Diye sordu yüzüme bakmak için eğilirken.

"Barış bir süre birbirimizden uzak duralım. İstersem ayrı evlerde kalabiliriz demiştin."

"Yapma." Dedi gözlerini kaçırırken. Buna mecburdum. Aslında değilim.

Sadece gurur mu yapıyordum? Hadi diyelim aşık olduk peki ya sözleşme? Ona ne olacak? Barış koşulsuz onu yırtıp atabilecek mi? Elimizde böyle bir sözleşme varken nasıl ona aşık olurum? Nasıl ona güvenirim?

"Ben evleri ayırmak istiyorum."

Hala yere bakıyordum ama o aniden başını bana çevirip ayağa kalktı.

"Ne demek ayırmak istiyorum? Tamam uzatmayalım. Yatakları ayırabiliriz."

Ona başımı olumsuz anlamda salladım. Biraz uzaklaşmak iyi gelecekti.

"Peki madem. Karşı daireye geçerim!"

Aniden sert çıkışıp salondan çıktı. Odamıza. Odamıza girip kapıyı çarptı. Bu kadar gürültüye Fahriye dayanamadı ve mutfaktan başını uzattı.

Ona bakmadan ayağa kalktım. Yapacak bir şey yoktu. "Hiç sorgulama Fahriye. Barış bir süre karşı dairede kalacak."

Bana anlamayarak baktı ama hemen başını salladı. Bir süre sonra Barış odamızdan çıkıp bana hiç bakmadan çıktı evden. Oldukça kırılmış olacak ki kapıyı çarparak kapatmıştı. Hızla peşinden gidip kapıyı açtım. Daha içeri girmeden yakalamıştım onu.

"Barış!" Diye seslendim oldukça kararlı bir şekilde zira bu düşüncemden dönmek istemiyordum. Biz bir oyun oynuyorduk ve bir süre sonra bitecekti. Çünkü ne ben Barış'ı tanıyordum ne de o beni.

"İçeri gir." Sesindeki pişmanlığı duyduğumda gözlerimi kırpıştırdım.

"Barış biraz zaman ver. Araya biraz mesafe girsin. " Dedim ve onu daha fazla dinlemeden kapıyı örttüm. Odamıza gitmek için adım atacağım esnada geri dönüp hızla kapı deliğine baktım.

Bir kaç saniye kapının önünde durup telefonuyla ilgilendi ardından o da içeri girip kapıyı kapattı.

"Üzgünüm." Diye bir mırıltı çıktı ağzımdan. Gerçekten üzgündüm.

Ben böyle lüks yaşama girmek istemezdim. Ben sadece babam mutlu olsun iyileşsin diye kabul etmiştim teklifi. Ve babam yoktu artık.

Evet Barış oldukça iyi birisi ve dış görünüşüne de özen gösteren bir adam. Ama o kadar. Başka bir şey yoktu.

EfsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin