9

161 14 19
                                    

Hoseok koşarak evden çıkmıştı. Hastaneye doğru gidiyordu, oda düşünmemişti olayların bu kadar büyüyeceğini. Sadece intikam almak istemişti, nereden bilebilirdi ki Yoongi'nin bu kadar zarar göreceğini.

Sonunda hastaneye gelmişti. Hemen içeriye girip 2. Kata doğru koşmaya başladı. 1994 Numaralı kapının önünde durdu,girmeye cesareti var mı bilmiyordu çünkü ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. İlk defa bu kadar kendine kızdı Kırmızı saçlı oğlan ne vardı o kişiye zarar vermeyecek bir şey yapsa lakin o an Kırmızı saçlı oğlan'ın aklına bir şey dank etti. Neden bu kadar endişelenmişti Sarı saçlı oğlan zarar görünce? Düşman değiller miydi? İkiside birbirinden ölesiye nefret etmiyor muydu? Neden Sarı saçlı oğlana bir şey olma düşüncesi Kırmızı saçlı oğlanı bu kadar endişelendirmişti ki. O an geri dönmeyi düşündü Kırmızı saçlı oğlan lakin içeriden sesler gelince dinlemekten zarar gelmez diye düşündü. Kapıya yaşlandı birinin adım sesleri geliyordu lakin nereden bilebilirdi ki kapının birden açılacağını. Kapı açıldığı an yere yüz üstü kapaklandı Kırmızı saçlı oğlan, herkes şaşırmıştı. Üç eski poliste onun asla buraya geleceğini düşünmemişti en azından yüzü varsa gelmezdi. Bunca şeyi o yaşatmıştı nasıl olsa şimdide burada olması açıkçası Jin'in sinirlerini oynatmıştı çünkü kardeşinin oradan kurtulurken canının ne kadar açıldığına şahit olmuştu. Kolay kolay gözleri dolmazdı Sarı saçlı çocuğun lakin Ayakları oradan kurtarılırken inci gözlerinden birer birer yaş süzülmüştü. İşte bu yüzden Jin çok sinirlirliydi. Jungkook tabikide Jin'in sınırlı olduğunu anlamıştı. Jin tam bir hamle yapacakken kolundan tutmuştu Jungkook, biliyordu Jin sinirlendimi kimseyi görmezdi. Ortam zaten gergindi bir de Jin'in gerginlik yaratmasına gerek yoktu o yüzden Jungkook,Jin'i kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkarttı.

Odada sadece iki genç oğlan kaldı. İkiside bir süre konuşmadan birbirlerine baktılar.

Kırmızı saçlı oğlan buraya özür dilemek için gelmişti lakin şimdi ağzını dahi açamıyordu.

Sarı saçlı oğlan içinde durum aynıydı oda şuan Hoseok'a bağırıp çağırmak istiyordu ama nedense yapamıyordu. Korkuyordu Kırmızı saçlı oğlan'ın kalbini kırmaktan, nedenini bilmiyordu. Lakin Kırmızı saçlı oğlan'ı gördüğünden beri kalbi farklı çarpıyordu. Kırmızı saçlı çocuğu ne kadar sevmesede Kafasından aşağı soğuk su boşalttığı gün Pişmanlık hissetmişti Sarı saçlı oğlan sürekli acaba hasta olur mu? Su çok mu soğuktu? Çok mu aşağıda kaldı? Hemen eve girse keşke hasta olmasa, benim yüzümden diye düşünüyordu sürekli Sarı saçlı oğlan. İşte böyleydi duygularını pek belli etmezdi lakin kıyamazdı da aslında bu kıyamaması eskiye dayanıyordu.

2015 senesiydi, Evden hızlıca çıkıp iş yerine doğru gitmeye başladı Komiser Min Yoongi. Hızlı adımlarla yürüyordu Yağmur yağıyordu,ıslanmak istemediği için koşmaya başladı sonunda polis karakolunun önüne geldi içeri girdi. Girdiği an meslektaşlarına selam verdi. İçerinin sıcaklığı mayıştırmıştı genç komiser'i uyumak istiyordu lakin ilk önce halletmesi gereken doslayalar vardı oflaya puflaya başladı doslayalara.

İki saat sonunda dosyalarla işini bitirmişti Genç Komiser işte şimdi biraz kestirme zamanıydı. Başını geriye doğru attı. Tam uykuya dalmak üzereydi ki birinin neşeli sesi kulaklarına ilişti işte o naif ses bütün uykusunu kaçırmışt, Genç Komiser'in . Yavaş gözlerini aralayıp doğruldu karşısında Müdür Bay Jung'un odasına doğru koşarak giden çocuğu gördü. İnce beli, bacaklarını saran dar pantolon, belindeki bel çantası ile çok güzel gözüküyordu işte ilk o zaman Kırmızı saçlı çocuğa bir şeyler hissetmeye başlamıştı lakin kendine yedirememisti. Çünkü tanımıyordu bile daha onu, Nasıl aşık olabilirdi ki? İlk görüşte aşka inanmıyordu Genç Komiser çünkü ilk görüşte aşk'ta sadece karşısındaki insanın görüntüsünü beğeneceğini düşünüyordu. O zamandan sonra kendine bu olayı zar zor yedirttikten sonra meslekten atılmıştı Bay Jung yüzünden o yüzden içindeki aşkı nefrete dönüştürmeye başladı. Ne kadar başarabildiyse...

" Heheheh Min Yoongi Merhaba"

"Merhaba baş belası, Merhaba"

"Niye öyle diyorsunuz Beyfendi alındım Gücendim"

" Şaçmalamayı kes Jung Hoseok, neden geldin ?"

" Ben özür dilemek için gelmiştim, Çok özür dilerim bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim.."

" Özür'ün kabul edilmedi Jung Hoseok"

"Ulan ne yapayım geldim adam gibi özümü diledim işte"

"Özür'ünü bir şekilde kabul ederim, ben iyileşene kadar bana bakacaksın ve ne istersem yapacaksın"

" NE!"

Şaşkınlıkla durdu Kırmızı saçlı oğlan bunu beklemiyordu açıkçası. Sadece özürünü dileyip gidecekti. Lakin kabul etmekten başka şansı da yoktu vicdanını rahat tutmak istiyordu.

" Peki kabul ediyorum "

"Peki Jung Hoseok oyun başlasın o zaman"

Bölüm sonu ❤️


Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.


Selammm Ben geldim. 5 gün gibi bir süredir yoktum  Özlediniz mı beniiiii??açıkçası içimden yazmak gelmiyordu lakin bugün bir heves geldi ve yazdım umarım bölümü sevmişsinizdir. Bir dahaki bölüm ne zamana gelir bilmiyorum ama o zamana kadar sizi kocaman öpüyorum 😚

Bölümle ilgili düşünceleriniz paylaşırsanız sevinirim ❤️

Seviyom sizi muck muck

Hey,Jung Hoseok!Onde histórias criam vida. Descubra agora