"kim taehyung, ilk kez içindeki tüm cesaretini toplamış ve yıllardır aşık olduğu jeon jeongguk'a mektup yazmıştı; her bir detayıyla oldukça uzun bir veda mektubu."
sad oneshot!
angst!
platonic au!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
°
"jeongguk, jeongguk, mon amour déchirant.
sana bunları yazmama karar verdiren o şeyin ne olduğunu bilmiyorum. hangi yaşadığımız an benim damarlarıma bu cesareti aşıladı muamma. ama artık bu kadar susmanın bana zarar verdiğinin farkındayım. bilmiyorsun ama çok şey yaşadım jeongguk. seninle aynı şeyleri daha farklı anlam yükleyerek yaşadım. senin gözünde sıradan gelen binbir şeyin acısı kalbimi defalarca yerle yeksan etti. belki de bu kadar belirsizlik içinde yüzen tavırlarının doğurduğu sonuç bu oldu.
seni birçok zaman anlamasam bile jeongguk seni tanıyorum. büyük ihtimalle şuan yazdığım onca satırı görmezden gelip içinde gram bir merak bile oluşturmayacak bu mektubu bir kenara atıp beni arayacaksın. tanrım diye söyleneceksin bana telefonda. tanrım, taehyung hyung bilmem kaç yılındayız ve senin canın saçma bir nostalji yapmak mı istedi? diye başlayıp beni mektupta ne yazdığımı söylemeye zorlayacaksın.
sanırsam o an bu satırlara geri dönmeni sağlayacak şey aradığın o telefon hattının artık kullanılmıyor oluşu olacak.
evet, jeongguk. bu bir veda mektubu. bu mektupta veda ettiğim çok şey var. sen varsın ilk sırada. senin ardından peşi sıra gelen içimde yıllarca kor ateş misali yanan asla farkında olmadığın ya da farkında olup bile isteye körüklediğin aşkın var. bakışların var. tenin, gülüşün, ağlamaların, huysuzlukların, çoğu zaman titreyen ellerin ve daha nice jeongguk diye beynime kazınan detaylar var veda ettiğim.
ne kadar şaşırtıcı değil mi? daha dün kollarının arasında küçücük kaldığın hyungun ertesi gün sana veda ettiğini söylüyor. tesadüf müdür acaba jeongguk? tesadüf müdür gözyaşlarım ile tenini dövdüğüm gecenin sabahında tüm hislerime veda etmem? sanmam. çünkü gözyaşlarımın sebebi de sensin. vedamın sebebide.
bunları ikinci kez düşünmeden yazarken istediğim en son şey suçlu hissetmen jeongguk. beni yanlış anlama. sevmek zorunda olmadığın bir adamın sevgisinin ağrısını omuzlarına yük olarak bindirmek değil niyetim. asla da olmadı. ama merak ettiğim bir şey var. hiç mi sevmedin? hayır, bahsettiğim bu sevginin anlamı bambaşka. sen teneke içecek kutularına, sana öylesine hediyen bir çiçek yaprağına, yolda görüp sana gülümseyen yabancılara bile değer veren birisin. elbet vermişsindir bana o koca yüreğinden belli bir tutam değer, sevgi. fakat jeongguk kalbini hiç bambaşka bir sevgiyle attıramadım mı? bir kez bile olmadı mı? hiç mi beceremedim?
eğer öyleyse söylesene neden kafanı alkol ile uyuşturduğun her vakit dudaklarını dudaklarımda dinlendirdin? neden jeongguk? sahibi olmadığın bir sevginin umudunu niye aşıladın bu hayalperest kalbime? hayır, hayır bunu bile yapamadın jeongguk. ne zaman beni dünyanın en mutlu adamı yapsan bir gece ansızın, ertesi sabahında seni bambaşka kollarda kahkahalar içinde görüyordum. kafamda onlarca neden, neden, neden diye başlayan sorulara inat kendime siktir et diyordum. siktir et taehyung, baksana ne kadar güzel gülüyor. seni öperken ki gözyaşlarına tezat ne kadar güzel gülüyor jeongguk'un. her gece onun dudaklarından tattığın o tuzlu tat kadar acıtamaz onun başka kollarda olması. siktir et taehyung. sadece siktir et.
