Telefonumun zil sesiyle elimle nerde olduğunu aramaya başlamıştım. Yastığımın altında bulduğum telefonum ile arayan kişiye bakmadan açmıştım.
-"Çabuk söyle"
-"Umay Gece amcan ile nasıl konuşuyorsun"
Gözlerimi hemen açıp yatakta doğruldum.
-"Amca uyuyordum birşeymi oldu?"
-"Oldu evet ben İstanbuldan gelir gelmez sen hemen değiştin. Yaptıkların kulağıma geliyor Umay ben seni gitmeden önce uyarmadımmı. Kardeşimin emanetisin sen bana. Kılına zarar gelmesin diye seni korurken sen rahat durmuyorsun."
Içimden Öykü'ye saydırırken yüzümü sıvazladım.
-"Amca bak ben görevimi yapıyorum birşey yaptığım yok."
-"Ben senin ciğerini biliyorum sen merak etme. Baban gibi inatçı keçinin tekisin. Şimdi o yataktan kalk ve Şanlıurfaya gideceksin"
Şuanda kahkaha atarak gülmek istiyordum resmen.
-"Ne Şanlıurfası amca ben ne yapacağım orada ya"
-"Babanın kan kardeşi var orada onun ile konuştum haberleri var. Gayette mutlu oldular seni görmek istiyorlar. Sen 4 yaşındayken görüşmüştünüz en son hatırlamazsın sen."
Sinirden yastığımı sıkıyordum gitmeyecektim oraya.
-"Amca ben çocuk değilim anla artık bunu ben büyüdüm burada bir düzenim var hiç-"
-"Benim lafımın üzerine lafmı söyleyeceksin?"
Amcam babamın yokluğunda bana iyi gelen kişiler arasında yer alıyordu. Ve onu kırmak istemiyordum asla. Sinirle yataktan kalkıp derin nefes almıştım.
-"Tamam amca bari işlerimi halledip öyle gideyim"
-"Ben onu bunu bilmem sana 2 gün veriyorum perşembe günü orda oldun oldun olmadın ilk uçak ile yanıma gelirsin ve asla Türkiyeye geri dönemezsin"
-"Tamam amca dediğin gibi olsun"
Telefonu kapatınca hızla odamdan çıktım. Öykü'nün odasına sinirle resmen dalmıştım. Yatağında mışıl mışıl uyuyan kuzenime bakıp banyosuna girdim. Lavabonun altında duran küçük kova'nın içine buz gibi suyu doldurup odaya geçtim. Hiç düşünmeden suyu üzerine boca etmiştim.
-"Allah dondum"
Hızla yataktan kalkınca elimdeki kovayı kenara bıraktım.
-"Sen daha benim gazabımda donmaya devam edeceksin"
Beni görünce anlamayan bakışlarını göndermişti.
-"Ne diyon be"
-"Küçük fareye bak sen amcama herşeyi yumurtladın demek. Senin yüzünden beni Şanlıurfaya gönderiyor"
Öykü yataktan kalkıp bana masumca bakmaya başladı.
-"Napayım senin bu hallerin bana normal gelmiyordu."
-"Ben normalim anladınmı normalim. Hastaymışım gibi davranmayı bırakın yeter. Hayatıma karışma bırak Öykü bırak içimdeki yanan ateş köz olsun artık."
Hızla odasından çıkıp aşağıya indim. Mutfağa girip soğuk bir su doldurup tek dikişte içmiştim. Salona geçip oradanda bahçeye çıktım. Ağaçta kurulu olan hamağa ilerleyip yattım. Temiz hava hafif esen rüzgar sakinleştirmişti. Gökyüzündeki güneş ve kendilerini belli eden bulutlar ile sesizce izlemeye başladım. Gökyüzüne her baktığımda annem ve babamın oradan beni izlediğini düşünüyordum. Kardeşim bana el sallıyordu sanki. Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Eski hayatım gözlerimin önünde bana mutluluk tablosunu sunuyordu.

YOU ARE READING
SAVCI HANIM
General FictionKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...