Filmlerdeki gibi mutluluk ile gözlerimi açmamıştım. Yorgun bedenim yüzüme vuran güneş yüzünden zorla açılmıştı. Sağ kolumda kendini belli eden ince sızı dün olanları hafızamda bir bir canlandırmıştı. Yavaşca yataktan doğrulup başlığa yaslandım. Yorgundum ama ruhen bir yorgunluk vardı bedenimde. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yataktan ayaklarımı yavaşca sallandırıp kalkmıştım. Banyoya gidip yüzümü tek elim ile soğuk suyla yıkadım. Aynadan kendime baktığımda dağılmış halimi gördüm. 1 gecede göz altım morarmış gözlerim kan çanağına dönmüştü. Daha fazla kendime bakmayıp yüzüme dağılmış makyajı sildim. Üzerimdeki kıyafetleri kirliye atıp odaya geçtim. Dolaptan eşofman altı giyip üzerime salaş bir tşört geçirdim. Tekrar yatağa geçip oturdum.
Bom boş gözler ile karşımdaki dolaba bakıyordum. Ben hangi ara bu hale gelmiştim. Hangi ara pes etmiştim. Oysaki asla yıkılmazdım ben. Bastığım yeri inletirdim, yürürken gözlerimi kısar etrafımdaki kişileri tehdit ederdim resmen. Kimse benimle polemiğe giremezlerdi. Belkide şuan bu halimi görseler acırlardı ya da inanmazlardı. İnsan acısıyla sınanırmış bende acımla sınanıyordum. Biliyorum bir gün kendimi toparlayacağım ama şunuda biliyorum o gün uzun bir süre sonra gelecek. Odanın kapısının açılmasını duymuştum.
-"Güzelim uyandınmı bende sana kahvaltı getirmiştim."
Öykü'nün neşe saçan sesi kulaklarıma ulaşmıştı. Kafamı çevirip elindeki tepsiyle bana gülümseyen kuzenime baktım. Hemen yanı başıma gelip tepsiyi kucağıma koymuştu. Boş gözlerim ile izliyordum onu. Bana umut ile bakışlarını asla unutmayacaktım.
-"Hadi ye ondan sonra ilaçlarını içersin"
Hala hareketsiz bekliyordum yemeyeceğimi anlamıştı.
-"Umay bak yemezsen iyileşemeyeceksin lütfen bir lokma at ağzına"
Tek lokma yemem için canını verecek duruma gelmişti.
-"Hem yemekten sonra ıslak kek yeriz kendim yaptım senin içinn"
Ben ıslak keki çok seviyordum, annem her zaman bana yapar babam gelene kadar hepsini yerdim. Yüzüm çikolata olurdu annem ile ikimiz o halime kahkaha atardık. Bir ara bana ceza olsun diye hiç yapmamıştı. Ağlamış zorla yaptırmıştım anneme. Bana kıyamadığı için yapmıştı. Kendi elleriylede yedirmişti. Hatırladığım anılar sırtıma bıçak misali batmış ve kanatmıştı. Bir anda önümdeki tepsiyi itmiştim. Yere düşen tabaklar büyük bir gürültüyle kırılmıştı. Öykü korkuyla geriye çekilmiş dolan gözleriyle bana bakıyordu.
-"Öykü ne oldu burada?"
Savaş ve Polat kapıdan bize bakıyorlardı. Sese gelmiş olmalılardı ne olduğunu anlamadıkları için açıklama yapmamızı bekliyorlardı.
-"Bişey yok elimden kaydı bir anda ben s-öyleyim toplasınlar"
Gözlerinden akan yaşlar ile konuşup hemen odadan çıkmıştı. Ben ise o kadar vicdanımı köreltmiştim ki ağzımı açıp özür dilerim dememiştim. Canını yakıyordum herkesin ama bir tarafım beni o kadar kör yapmıştıki asla umursamıyordum.
-"Umay yapma şu kızın haline bak senin için dün geceden beri ağlıyor. Görmüyormusun ya seni seven insanların canını yakıyorsun. Bencilin tekisin sen şu hareketlerin o kadar çocuksuki midemi bulandırıyor"
Savaş nefretini yüzüme kusmuş ardına bakmadan gitmişti. Polat'ın birazdan bağırıp çağırıp kendine gel sözlerini dinlemek için kulaklarımı kabartmıştım. Nasıl olsa takmayacaktım asla.
-"Yemek yemiyecekmisin yeme uyumayacakmısın uyuma ne bok yersen ye. Merak etme kimse senin için üzülmesin diye çabalıyacağım. Sen ise kendi kendini bitireceksin kimse senin yüzünden zarar görmez hiç olmazsa"

YOU ARE READING
SAVCI HANIM
General FictionKokusunu soluduğum zaman hayata dayir bir amacımın olduğunu hissetmem normaldi sanırsam. Sonunda müzik sona ermiş ve kimseyi umursamadan gözlerimizi birleştirmiş öylece duruyorduk. -"Bana iyi geliyorsun Umay beni sakinleştiriyorsun yaşamama sebep su...