17

381 43 4
                                    

Uç gün sonra, Yunanistan a gitmek üzere yine Chanyeol'ün uçağındaydılar. Chanyeol, uçağın arkasında işe gömülmüştü. Baekhyun'da kucağında yorgunluktan uyuyakalmış Mina ile birlikte oturuyordu. Arjantin de bulunduğu süre içinde Chanyeol'ün annesiyle de tanışmıştı. Ufak olan kadın, şimdiye kadar gördüğü en güzel gözlere sahipti. Oğullarıyla arasında bir sevgi bağı olmadığı çok açıktı. Yine de Yixing, onu her şeyin içine katmak için büyük bir çaba sarf etmişti.

Yaşlı kadın yeni bir torununun ortaya çıkmasına şaşırmış veya memnun olmuş gibi bile görünmemişti. Ve bu son üç gün içinde Baekhyun'un, Chanyeol hakkındaki düşünceleri tamamen değişmişti. İlk çıktıkları gecenin ardından, ikinci gece de bir bağış yemeğine katılmışlardı ve  onun da en az kendisi kadar bu tür organizasyonlardan nefret ettiğini net olarak anlamıştı. O gece yine düzgün görünen saçlarını görünce homurdanmış, arabaya bindiklerinde de, "Bir dahaki sefere saçlarını bu şekilde görmek istemiyorum. Dağınık görünsün," demişti.
Yıllarca babasından derbeder göründüğünü, özensiz haliyle seçkin bir topluma uygun olmadığını duyduktan sonra, Chanyeol'ün sözleri, Baekhyun'un üzerinde bir deprem etkisi yaratmış, onunla ilgili ön yargılarından rahatsız olmuştu.

Ertesi gün de Yixing'den çalışma odasındaki bilgisayarı kullanmak için izin istemiş ve aslında hamile olduğunu öğrendiğinde yapması gerekeni yaparak, Chanyeol hakkında daha fazla bilgi edinmişti. Baekhyun önündeki yazıları okudukça kendini daha kötü hissetmişti. Chanyeol babasından çok faklı biriydi. Dünyadaki en ahlaklı girişimcilerden biriydi. Tamam, biraz sert ve acımasızdı, ama her zaman adil davranıyordu. Birden yanında bir hareket hissetti ve Chanyeol'ün koltuğa oturduğunu gördü. Genç adam başını koltuğa yaslayıp, gözlerini kapattığında da, onun gözlerinin altındaki mor halkalar dikkatini çekti. Göğsünün sıkıştığını hissetti. Chanyeol birden gözlerini açıp, ona baktı. Bu bakış Baekhyun'a sabah kendini onun kolunda, çıplak göğsüne yaslanmış bir şekilde uyanmış bulduğunda karşılaştığı gözleri hatırlattı.

Bir süre nefesi kesilmiş bir halde o gözlere bakakalmış ve kendisine doğru yaklaşan yüze itiraz edememişti. Dudakları buluştuğunda ise, bedeni yeniden hayat bulmuştu. Üzerindeki pijamanın ne zaman çıktığını fark bile etmemiş ve ancak diğer odadan yükselen Mina' nın sesiyle durmak zorunda kalarak, hemen toparlanmıştı. İşte şimdi, Chanyeol yine bu şekilde bakıyor ve bedeninin alevler içinde kalmasına neden oluyordu. Hayal gücünün bir oyunu muydu, bilmiyordu, ama son birkaç gün içinde birkaç kez onu kendisine bu şekilde bakarken yakalamıştı.

Chanyeol tek kaşını kaldırarak sordu. "Eee, internetten benim hakkımda ilginç bir şeyler öğrenebildin mi?"

Baekhyun yanaklarının kıpkırmızı olduğunu hissetti. "Ne demek istiyorsun?"

" Ne demek istediğimi çok iyi biliyorsun. Xing internete girdiğini söyleyince, ben de nereleri ziyaret ettiğine şöyle bir baktım. Ayakkabı numaram dahil, hakkımdaki her şeyi öğrenmiş olmalısın."

Baekhyun, onun kendisine böyle bakmasına hiç şaşmamalıydı. Arkasından gizlice bilgi toplamaya çalıştığını biliyordu. Geçi özel hayatı hakkında pek bir şey öğrenememişti. Öz babası Yunanlıydı ve on altı ile yirmili yaşları arasında her ne olduysa, bir gecede milyoner biri haline gelivermişti.
Kucağında uyuyan Mina'ya daha sıkı sarılarak, "Sanırım hakkında yanlış düşündüğümü itiraf etmem gerek. Bu konuda biraz-"

"Ön yargılı davrandın," diyerek onun sözünü kesti Chanyeol.
"Ama sanırım ben de aynı hatayı yaptım. Sonuçta bana kendinle ilgili pek bir şey anlatmadın."

"Anlatacak pek bir şey yok."

" Nedense ben aynı fikirde değilim. Tam bir muammasın. Fırsatın olmasına rağmen, para avcısı biri gibi peşimden gelmedin. Bağış yemeklerindeki davranışın bu tip ortamlara alışkın olduğunu gösteriyor. Oysa seni bulduğumda berbat bir yerde yaşıyordun."

love at first sight-chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin