5. Bölüm

661 55 6
                                    

2 gün sonra

Öğle saatine yeni çıkmıştık. Tek başıma kantinde oturmuş meyve suyumu içiyordum.

O sırada koşarak gelen Borayı, Doruğu ve Çağanı gördüm. Bir rahat yoktu bunlardan.

Üçüde sandalyelerine yerleştiler. Doruk hemen konuştu "Ooo sen böyle kös kös otur anca!"

"Ne oldu ki?"

Çağan hemen atladı "Haberin yok mu? Ardenin doğum günü partisi varmış."

"Öyle miymiş. Niye davet edilmedim acaba?"

"İlk davetiyeyi Akın kapmış bile." Bora elini sallayarak konuştu.

Hemen yerimde dikleştim. "Ben ne yapacağım?"

Soran gözlerle çocuklara baktım, Çağan konuşmaya başladı. "Valla Ardenin seni davet edeceğini düşünüyorum. Ha etmezse yenilgiye hazırlan."

"Bir davetiyeyle kaybedecek halim yok ya."

"Kanka kusura bakma ama Akını davet edip seni etmediyse bu işte bir bokluk vardır." dedi Doruk her zaman ki haliyle.

"Bir sakin olun. Belki davet edecek?" dedim.

"İnşallah." Çağan yine düşünüyormuş gibi etrafı süzüyordu.

Benden daha çok umursadığı kesindi bu işi.

...

Su almak için sıraya girdiğim an da önümde Ardenin olduğunu farkettim. Yine şans ayağıma gelmişti. Hafifçe omzuna dokundum. "Selam Arden."

Arden hızlıca arkasını dönüp bana baktı. "Bende seni aradım her yerde!"

"Öyle mi neden?"

Cebinden bir davetiye kartı çıkardı. "3 gün sonra doğum günüm var. Senide görmek çok isterim."

O an nasıl mutlu olduğumu anlatamam sanırım. Hemen elindeki kartı aldım. "Gelmek çok isterim bende."
"Yaşasıın." demişti sevecen bir tavırla.

Elimdeki kartı mutlu mutlu sallayarak bizimkilerin yanına gidiyordum. Birden elimdeki kartı biri çekip almıştı. Hemen sağ tarafıma baktım. Şaşırdığımı söyleyemem.

"Ne yapıyorsun?" diyerek kartımı hızlıca geri aldım.

"Gelmene sevindim."

Sorar gözlerle Akına baktım. Ne saçmalıyordu acaba?

"Yenilgiye hazırlan." Yüzünü bana yaklaştırıp konuşmuştu.
"Doğum günü partisinde Ardene çıkma teklifi edeceğim. Sende bu üzücü ana şahit olacaksın."

"Ne? Yapamazsın." Sinirle konuştum.

"Üzgünüm." Yalancı bir tavırla dudak büküp gitmişti. O an sinirden kendimi öldürecektim. Yada sinirimi bizimkilerden çıkaracaktım.

Her zaman ki oturduğumuz yere geldim. Sinirle sandalyemi çekip oturdum.

"Ne oluyor yine?" Doruk masaya koyduğu kafasını kaldırıp bana baktı.

Çağan da uğraştığı telefonundan ayrılıp elimdeki karta baktı. "Davet edilmişsin!"

"Birşey olmuş belli." Dedi Doruk.

"Sıçayım ya! Akın, Ardene çıkma teklifi edecekmiş."

"Obaaa!" Doruk tekrar konuştu, gözlerini kocaman açıp şaşırdığını belli ederek.

"Durdurmam lazım onu. Böyle birşey olmamalı."

"Düşüneceğiz merak etme." Çağan bana destek olmaya çalışıyordu.

O sırada gözlerim Borayı aradı.

"Bora nerde?"

Çağan ve Doruk etrafına bakındı.

"Gelirdi şimdiye. Nerede ki?" Dedi Çağan.

Biz etrafımıza bakınırken kantine giren Borayı gördük. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Yanımıza gelip oturdu.

"Sana ne oluyor be? Herkeste bir sinirli bugün." dedi Doruk bıkkınlıkla.

"Selim bizi kavgaya çağırıyormuş."

Kaşlarımı çatıp Boraya baktım. "Selim kimdi?"

Çağan hemen soruma cevap verdi "Akının arkadaşı."

Elimi sinirle havaya salladım. "Kavga sebebi ney?"

"Selime önceden beri gıcık oluyorum zaten. Şimdi de gelmiş senin hakkında boş boş konuşuyor."

"Ne diyor?" dedim.

"Neyine güvenerek Akınla yarışa girmiş. Arden onun gibi bir çocuğa bakmazmışta falan filan."

Bora konuşurken sinirden deliye dönecektim. Tamam Akın ile bir yarışa girdik ama ne diye arkadaşları arkadaşlarımı kışkırtıyor ki?

"Asıl kendisi neyine güveniyormuş da bu lafları ediyor? Gidip görüşelim bir." demişti Doruk kendinden emin bir şekilde.

"Çocuklar bizi kışkırtmaya çalışıyorlar. Bu numaraları yiyecek miyiz?" dedim.

"Ne bok yapıyorlarsa yapsınlar. Kimse benim arkadaşım hakkında böyle konuşamaz. Sessiz mi kalacağız?"

Doruğun böyle konuşması hoşuma gitmişti açıkçası. Beni koruduklarını bilmek güzeldi.

"Kesinlikle sessiz kalamayız." Çağan gözlerini duvara kilitlemiş net bir şekilde konuşmuştu. Ne yalan söyleyeyim onun bu halinden korkmuştum.

False Love (bxb)Where stories live. Discover now