düşünmedim bir kere bile [ final ]

452 61 64
                                    

şarap şişesi, bir parça ekmek ve bir bardak kahve.

nerede olduğumu biliyorsun değil mi jisoo? evet kilisedeyim. günahlarından arınmak için gelen insanların arkasında yapılan ayini izliyorum.

gözlerim dolu dolu, boğazımda bir yumru var ama geçmeyi bilmiyor. nefesim tükeniyor yavaş yavaş, papazın duasını bile dinleyemiyorum.

yapamıyorum jisoo, ben sana yaşattıklarımı unutamıyorum.

kirli düşüncelerim zihnimi bırakmazken, birden sen beliriyorsum gözlerimin önünde. ellerinde açelyalar tutuyorsun, gözlerin yaşlarla dolu bana bakıp fısıldıyorsun.

yanıma gel diyorsun.

onca sese rağmen bir tek senin sesini duyuyorum. ben yerimden hareket edemezken sen, hızla koşarak uzaklaşıyorsun benden. zihnimi bir endişe kaplıyor, hemen peşinden koşuyorum.

ayinin ortasında herkes bana kötümser bakışlar atıyor ama umursamıyorum, tek istediğim senin yanına gelmek.

basamakları çıkıyorsun birer birer, çığlıklar atıyorsun. neden jennie?! diye bağırıyorsun, cevap vermek için ağzımı açsam da hıçkırarak ağlamaktan başka bir şey yapamıyorum.

yere düşüyorum, dizlerim kanıyor ama umursamayıp yine pesinden koşuyorum. şu gece vakti beni kilisenin en tepesine, kilise çanının olduğu yere getiriyorsun.

açelyaların yere düşmüş, yanında durduğun çandan destek alıyorsun.

"jisoo" diyorum çaresizce "neden gittin?"

"jennie" diyorsun kırık bir sesle "neden beni bıraktın?"

yemin olsun ki binlerce defa özür diledim içimden, ama dudaklarımdan çıkmadı şu lanet kelimeler. sen ağladıkça, gökyüzünden damlalar düşmeye başladı. sen hıçkırdıkça, gök gürledi, ve sen çığlık attıkça şimşekler yer yüzüne düştü.

"jennie, ben seni çok sevdim. sen, s-sen neden beni sevmedin? bak o adam güzelim bedenine neler yapmış? birtanem, çok yaktı mı canını? benim dokunmaya kıyamadığım parmaklarına neler yapmış böyle, güzel çiçeğim.. nasıl harap edebildi seni?"

sana ulaşmak istedim, ben ne kadar ileri gidersem, sen o kadar geri gittin. ben sana yaklaştıkça, sen çanın yanından ayrıldın. ayakların son yere geldiğinde bende durdum.

"yalvarırım gel yanıma, n'olursun.. çok özledim kokunu, şimdi ellerimde sadece küllerin var. n'olursun son kez tutayım ellerinden."

başını iki yana sallayıp geriye son bir adım attın ve son bir cümle kurdun "yanıma gel sevgilim."

sen çatıdan kendini aşağı bıraktığında aynı zamanda bir çığlık koptu dudaklarımdan, ne kadar oraya koşup aşağı bakınsam da göremedim seni. işte o an fark ettim ya, yavaş yavaş deliriyordum.

yağmur şiddetini arttırmış, canım yanmaya başlamıştı. günahlarımdan arınmak için geldiğim kilise de, sana geleceğimi bilmiyordum sevgilim.

şimdi şimşek sesleri susmuyor, yağmur olabilirmiş gibi daha da hızlanıyor. bende senin gibi son adımımı atarken, senin gibi son cümlemi kuruyorum.

"yanına geliyorum sevgilim."

the end.

aldattım | jensooWhere stories live. Discover now