Arın

1K 48 13
                                    

Bölüm Başlığı: Su Krallığının Yıkılışı

Ariana'yı sevmiyordun.

Sebebi elbette kıskançlık değildi ve bu konuda kendini kandırmıyordun. Ariana'yı sevmeme sebebin onun Krallığına getireceği savaştı. Malum, kurak bir dönemdeydiniz ve Ateş Lordunun sağı solu belli olmayan bir insan olduğunu söylemek pek yalan sayılmazdı.

Midende kendini iyiden iyiye belli eden huzursuzluk ile çeşitli yerlerinin altını çizdiğin kitaba odaklanmaya çalıştın. Kendini masaya yaslayarak ellerinle çeneni tuttun.

Huzursuzdun. Ve Su Krallığının Leydisinin huzursuz oluşu Krallığın havasına yansıyordu. Lord Arın bazı işleri halletmek için gitmiş ve giderken sana bir daha asla dönemeyecekmiş gibi sarılmayı da ihmal etmemişti.

Seni en çok endişelendirende buydu işte. Her gün sarıldığın, kokusunu içine çektiğin deniz gözlü adam bu gün ayrı bir hüzünle bakmıştı gözlerine. Oysa o İlahi Lord'du, sarsılmayan, asla düşmeyen.

Ama günün ilerleyen saatlerinde sahip olduğun her şey birer birer elinden alındı.

Kıyamet habersiz gelir; sinsi sinsi yaklaşır ve tam kendinize en güvendiğiniz yada en huzurlu hissettiğiniz anda gırtlağınıza yapışır, kafanızı koparırdı.

Su Krallığı alevlerle kaplandı, Cehennem'den bir görüntü gibiydi öyle korkutucu öyle yürek burkuyordu ki. Kadınlar, çocuklar birer birer kül parçalarına dönüşüyordu. Saray dışarıdan ve içeriden ateş elementinin kullanıcıları ile saldırıya uğramışlardı.

Halkın için bir şey yapamamak öylesine korkutucuydu ki, yaşadığın en büyük acının bu olduğunu hissettin.

Güçlerin kuraklığın etkisi ile zayıflamıştı ve yalnızca sarayın içinde hayatta kalanları bir araya toplamış etrafa en azından düşük ve orta seviyeli elementalislerin kıramayacağı bir bariyer krumuştun ve içeridekilere koruyucu tılsımlar uyguladın. Sahip olduğun tüm güç bundan ibaretti.

Fakat kıyameti başlatan kişi aniden bariyeri sonunu getirmek için kırdı. Ortaya öyle büyük bir ses çıktı ki sarayda çalışan alfilerin çoğu derin çığlıklar attı.

Etraftaki toz dağıldıktan sonra ortaya çıkanlar seni pek şaşırtmadı. Lord Evran'ın seni bulacağını elbette biliyordun.

"Su Krallığının Leydisi." dedi sesinin her tınısından akan zehirle. Durmadın, karşılık verdin. "Ateş Krallığının Lordu Evran." diye yanıt verdin iblise.

Evran dudaklarını kıvırdı yavaş yavaş mutfağa doğru adımlar atmaya başladı. "Eşinizin yaptığı bir aptallık yüzünden sizin de harcanıp gitmeniz ne üzücü."

Bahsettiği şeyi biliyordun. 

Ariana.

Sebep Ariana'ydı.

"Bana istediğini yapabilirsin Ateş Lordu ama içtenlikle söylüyorum: halkımın bir suçu yok." kırmızı gözlerini yüzüne çevirdi ve dudaklarını düşünüyormuş gibi şekle soktu.

"Bir düşüneyim; hayır." kavurucu ateşlerini ilk önce senin üzerinde kullandı.

Su Krallığının Leydisi derin acılarla öldü.

Su Lordu ise sevgilisine zarar veren herkesi, her şeyi suyun ezici gücü ile yok etti.

Ama Leydisi asla geri dönmedi.

Su Lordu'nun yüzlerce yıllık yaşamında yaptığı tek hata hem Leydisini hem de halkının yarısını kaybetmesine sebep oldu.

Su Lordu'nun acısını bu saatten sonra hiç kimse dindiremezdi.

Hepimiz Gökyüzü Olmak İstedik X ReaderWhere stories live. Discover now