💪 ERWİN SMİTH X Y/N 💪

2.9K 64 31
                                    

- Y/NNNNNNNNN~!!!!!!!

Bağırarak sana doğru koşan Hange'yi fark etmenle ikinizinde yere kapaklanması bir oldu.

- HANGE-SAN! Ne yapıyorsun aaahh

- Çok üzgünüm y/n ama bil bakalım ne oldu?

- Ne oldu Hange?

- Erwin seni odasına çağırdı ve şu anda seni bekliyor.

Erwin'in adını duymanla hemen Hange'yi sarsmaya başladın. " Ne!? Ne zaman? Şimdi mi? Neden?." " Oi oi oi y/n bekle sakin ol"

Keşif birliğinde yüzbaşı olarak görev alıyor ve uzun zamandır komutan Erwin'i seviyodun. Komutan Erwin'i sevdiğini söylediğin tek kişi Hange'ydi ve o da bunu bahane ederek Erwin'in odasına götürülmesi gereken dosyaları sürekli senin ile birlikte gönderiyor ve işlerini sana kitliyordu.

"Hadi y/n acele et Erwin seni bekliyor." Bunu sırıtarak ve imalı bir şekilde söylemiş bu da utanmana sebep olmuştu. Zaten geç kalmıştın bu yüzden koşar adımlarla Erwin'in odasına gidiyordun. Köşeyi dönmen ile Kaptan Levi'a çarpman bir oldu. Evet askeriyede onca kişi arasından Kaptan Levi ne şans ama kesin temizlik cezası verir. Evet aynı rütbedeydiniz ama söz konusu Levi olunca malum.

- Tch velet ne yaptığını sanıyorsun. Koşarak nereye gidiyorsun böyle? Şuna bak üstümü pislettin iğrenç!

- Ah K-kaptan Levi ben çok üzgünüm. Gerçeten yanlışlıkla oldu. Komutan Erwin beni çağırmıştı ben de geç kaldığım için acele ediyordum. Üzgünüm-

- Her neyse Erwin'nin yanına gidiyorsan bu dosyaları da götür ve ona imzalaması gerektiğini söyle. Bu seferlik seni affediyordum.

Dosyaları eline sıkıştırıp gitmişti. " İyi ki ceza almadım sanırım şanslı günümdeyim." Erwin'in odasının önüne geldiğinde kapıya vurmana rağmen içeriden ses gelmemişti bir kaç kez daha kapıya vurdun ama hala ses gelmeyince en son İçerde beklemeye karar verdin. İçeri girdiğinde burnuna onun kokusu gelmeye başladı onun o rahatlatıcı ve cezbedici kokusu....... Koltuğunun yanına geldiğinde onun burada otururken ki hâli gözünün önüne geldi. Elini yavaşça koltuğunun üzerinde gezdirirken onu düşlüyor ve burada otururken ne kadarda güzel göründüğünü düşünüyordun.

"Y/N. Ne yapıyorsun?"

Sesini hemen başucunda duymanla ona dönüp çarpman bir oldu. Tam dengeni kaybedip düşücekken bir el seni belinden kavrayıp engel oldu. Elin sahibine dönüp baktın. Seni sıkıca tutan kişiyi gördüğünde kalbinin hızlıca atmaya başlamış ve yüzünün kıpkırmızı olmuştu.

- E-efendim ben..şey...siz çağırınca geldim ama yoktunuz bu yüzden-

Kendini savunmaya çalışırken bişey fark etmiştin. Erwin yeni duştan çıkmış ve üzerinde sadece belinin altını örten bir havlu vardı. Gözleri senin üzerine sabitlenmiş sana arzuyla bakıyordu. O an ne kadar da yakın olduğunuzu ve onun seni ne kadar sıkı kavradığını fark ettin. Ondan uzaklaşmaya çalıştın ama bırak uzaklaşmayı seni sahada yakında tutmasına neden olmuştun. Kafasını boynununa gömdü ve derin bir nefes aldı.

- Ko-komutan Erwin!

- y/n.......sana söylemek istediğim birşey var.....

- N-nedir?

Kafasını boynundan kaldırıp yüzüne bakınca onunda yanaklarınında hafifçe kızardığını fark ettin. Bakışları yakıyordu. Sanki mümkünmüş gibi daha da yakınlaştı. Burunlarınızı birbirine sürterken " y/n seni seviyorum" Dudaklarınızı birleştirmesiyle bütün kanın yüzüne hücum ettiğini hissettin. Ona karşılık vermenle daha da sert olmaya başladı ağzını hafifçe araladığında dilini senin ağzında gezdirmeye başladı. Kalbin çıldırmışçasına atıyor, karnında atlar kosusturuyor, zihnin kararıyordu.

"mnh...Erwin..."

Senin kucağına aldığında bacaklarını beline doladın. Seni yavaş yavaş ofisiyle bitişik olan odasına götürüyor bir yandanda üstündekilerden kurtuluyordu. Seni yatağın üzerine bırakmasıyla bir süre sadece iç çamaşırları ile kalan seni izledi. Ardından yüzüne bakıp

"Sana bir hafta izin yazmam gerekicek"

ATTACK ON TİTAN ONE SHOTS (SMUT!)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz